Giris
Son yillarda yapilan çalismalar çocuk ve adolesanlarda obezite ve tip 2 diyabet sikliginin giderek arttigini ortaya koymaktadir. Normal büyüme ve gelismenin saglanmasi ve çocukluk çagi obezitesinin önlenmesi için çok iyi bir biçimde dengelenmis bir beslenme biçiminin erken çocukluk döneminde hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bebeklik döneminde anne sütüyle beslenen bireylerdeki obezite ve tip 2 diyabet prevalansinin biberon ve formül mamayla beslenenlere göre daha düsük oldugu bildirilmistir (1). Düsük kalori içerigi ve erken doygunluk hissi avantajiyla anne sütü bebekler için en iyi kompozisyona sahip olan bir besin kaynagidir. Formül mamalarin kati bilesenleri daha fazla olup susamaya ve daha fazla mama tüketmeye, dolayisiyla da daha hizli tarti alimina neden olmaktadir (2).Yalnizca adipositlerden salgilanan bir protein olan adiponektin antiinflamatuvar, antiaterojenik, antidiyabetik etkilere sahiptir (3-5). Baslica glukoz toleransinda rol oynamakta ve insülin duyarliligini artirmaktadir. Plazma düzeyleri obezite ve tip 2 diyabet, akromegali, Cushing sendromu, polikistik over sendromu ve lipodistrofi gibi insülin direnci durumlarinda azalmaktadir (3-12). Vücut kitle indeksi, toplam vücut yagi yüzdesi, plazma glukoz ve insülin düzeyleri ve insülin direnci ile negatif bir korelasyon sergiledigi saptanmistir (4-6, 10-12). Plazma adiponektin düzeylerinin obez çocuklarda kilo vermeyi takiben arttigi (13) ve akromegalili hastalarda büyüme hormonunu düsüren tedavilerle normale döndügü (9) gösterilmistir. Siçanlara adiponektin uygulanmasi kilo kaybina yol açmis ve glukoz düzeylerini düsürmüstür (4,5). Tip 2 diyabet ve obezitede insülin direncini ortadan kaldirmak amaciyla kullanilabilecek bir ajan olarak öne sürülmüstür (4).Adiponektinin bu özellikleri nedeniyle, anne sütünün adiponektin içermesi durumunda bunun çocukluk çaginda asiri kilo alimi ve diyabetin önlenmesinde ilave bir koruyucu faktör olabilecegi hipotezinde bulunduk. Bu amaçla emziren annelerden alinan süt ve serum örneklerinde adiponektin düzeylerini ölçerek maternal serum ve süt adiponektin düzeyleri arasindaki iliskileri incelemeye çalistik.
Materyal ve Metot
Bu çalisma Eskisehir Dogumevi’nde dogum yapan ve bebeklerini emziren 32 saglikli kadini içermistir. Çalisma protokolü Uludag Üniversitesi Tip Fakültesi Etik Komitesi tarafindan Subat 2005’te onaylanmis olup çalismaya katilan kadinlar yazili bilgilendirilmis onam vermislerdir. Annelerin boy ve vücut agirliklari ölçülmüs ve vücut kitle indeksleri kg/m2 olarak hesaplanmistir. Sekiz saat süren bir gecelik açligi takiben tüm katilimcilardan venöz kan ve süt örnekleri alinmistir. Tüm örnekler postpartum 1-5’inci günlerde alinmistir. Serum örnekleri hemen ayristirilmis ve serum örneklerinin bir kismi ile süt örnekleri analiz edilinceye kadar -70ºC’de saklanmistir. Hem serum, hem de sütteki adiponektin düzeyleri ticari olarak satilan RIA kiti (Lincho Research Inc.) ile üretici firmanin talimatlari dogrultusunda ölçülmüstür. Serum örnekleri ölçüm öncesinde 500 katlik bir dilüsyona tabi tutulmustur (10 ml serum + 4990 ml test tampon çözeltisi). Anne sütünde adiponektin analizi için anne sütü 14 000 devirde 5 dakika süreyle santrifüje tabi tutulmus ve adiponektin ölçümünde yagsiz faz kullanilmistir.Serum açlik glukoz ve insülin düzeyleri standart yöntemlerle ölçülmüstür. Istatistiksel analizler SPSS for Windows (2000) yazilimi ile gerçeklestirilmistir. Adiponektin degerleri normal bir dagilim sergilememistir. Korelasyonlar için Sperman Rank testinden yararlanilmistir.
Bulgular
Çalisma grubunun özellikleri Tablo 1’de görülmektedir.Anne sütü örneklerinde adiponektin bulundugu belirlendi. Medyan maternal/anne sütü adiponektin düzeyi orani 133 (dagilim araligi: 20-1060) olarak bulundu. Anne sütü adiponektin düzeyleri Tablo 2’de görülmektedir.Maternal serum ve anne sütü adiponektin düzeyleri arasinda korelasyon saptanmadi (p>0.05). Maternal serum adiponektin düzeyleri maternal açlik glukoz/insülin oranlariyla negatif bir korelasyon sergiledi (r= -0.4, p0.05).