Derleme

Endokrin Hastaliklarin Romatizmal Bulgulari - Derleme

  • Ömer Tarim

J Curr Pediatr 2006;4(3):-

Hemen bütün endokrin hastaliklar eklemlerde ve periartiküler dokularda bazi belirti ve bulgulara neden olabilir. Bu nedenle endokrin hastaliklarin romatizmal bulgulari klinikte sikça rastlanan sorunlardir (1).


Hipotalamus-hipofiz

Gigantizmde eklem kikirdaginda hipertrofi ve sinovial kalinlasma sonucunda artropati gelisebilir. Karpal tünel sendromu görülebilir ve siklikla bilateraldir. Sinovial ödem ve tendonlardaki hiperplazi nedeniyle median sinir basisi gelisebilir. Gigantizm ve akromegaliye bagli myopati, proksimal kas güçsüzlügü, atrofi ve myalji ile kendini gösterebilir. Kreatin kinaz düzeyi yükselebilir (2).Hipotalamik hipopituitarizm, nadiren nöromüsküler belirtilere neden olabilir. Tersine, bu durum temporal arteritise bagli olabilir. Poliarteritis nodoza ve temporal arteritisli hastalarda uygunsuz antidiüretik hormon sendromu gelisebilir (3).


Hipotiroidizm

Hipotiroidizmli hastalarda yaygin eklem ve kas agrisindan parmaklarda parestezi ve akut artrite kadar belirti ve bulgular olabilir. Eriskinlerde daha sik görülen miksödem artropatisi de hatirlanmalidir. Proksimal kas güçsüzlügü ile birlikte kreatin kinaz yüksekligi polimyozit ile karistirilabilir. Kas güçsüzlügü nedeniyle, myastenia gravis ve hipo, hiper-kalemik periyodik paralizinin ayirici tanisini yapmak gerekebilir. Hipotiroidizmli hastalarda egzersize bagli rabdomyolizis de tanimlanmistir. Açiklanamayan kreatin kinaz yüksekliginde hipotiroidizm düsünülmelidir (4). Agir hipotiroidizmde mukopolisakkarid birikimine bagli karpal tünel sendromu ve median sinir basisi gelisebilir. Hipotiroidizmde böbreklerden ürik asit atilimi azaldigi için hiperürisemi görülebilir (5).Hashimoto tiroiditi ile birlikte romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus (SLE), skleroderma ve Sjögren sendromu gibi bag dokusu hastaliklari görülebilir (6).


Hipertiroidizm

Hipertiroidizmde pretibial miksödem, karpal tünel sendromu, dev hücreli arteritis ve polimyaljia romatika görülebilir. Antitiroid ilaçlar nedeniyle ortaya çikan artralji, antiinflamatuar tedavi gerektirecek kadar agir olabilir (7).


Paratiroid hastaliklari

Primer hiperparatiroidizm görülen hastalarin yaklasik yarisinda, romatizmal hastaliklari taklit eden myalji ve benzeri belirtiler görülmektedir. Paratiroid hormon (PTH)un dogrudan kollajen üzerindeki etkisi ile ligamentlerde laksite gelisebilir ve eklem stabilitesi bozulabilir. Erozif artrit metakarpofalengeal ve radiokarpal eklemleri tutabilir. Romatoid artritin aksine lezyonlar eklemin ulnar yüzündedir, eklem araligi daralmaz ve proksimal interfalangeal eklemler daha az tutulurlar (8). Geç tani alan primer hiperparatiroidizmli hastalarda eklem kikirdaginda radyolojik olarak kondrokalsinozis saptanabilir (8). Hipoparatiroidizmde, omuz ve kalçalarda, paraspinal bölgelerde, yumusak doku, kas ve tendonlarda kalsifikasyon görülebilir. Yumusak doku kalsifikasyonu, psödohipoparatiroidizmde de olabilir (8).


Adrenal hastaliklari

Kemiklerde endojen veya eksojen hiperkortizolizme bagli aseptik (avasküler) nekroz görülebilir. Yüksek doz kortikosteroid tedavisi, özellikle SLE ve renal transplantasyon hastalarinda aseptik nekroz açisindan risklidir. En çok etkilenen eklemler kalça, dizler ve omuzlardir. Radyolojik bulgular klinik semptomlardan aylar, hatta yillar sonra ortaya çikabilir. Ilk bulgular subkondral radyolusen alanlardir, sonraki asamada skleroz ve osteoporoz alanlari görülür. Zamanla kemik konturlarinda degisiklikler, çökme ve fragmantasyon ortaya çikar. Erken tani önemlidir ve bu konuda kemik sintigrafisi ve manyetik rezonans görüntüleme, klasik radyografiden üstündür (9). Avasküler nekrozun tedavisi tartismalidir. Eger mümkünse kortikosteroid tedavisi kesilmeli veya dozu azaltilmalidir. Agir vakalarda cerrahi tedavi kaçinilmaz olabilir (9). Uzun süre kortikosteroid tedavisi alan hastalarda, doz azaltildigi zaman veya ilaç aniden kesildiginde romatizmal semptomlar görülebilir. Ayrica adrenal yetersizlikte, myalji ve eklem yakinmalari olabilir (9).


Cinsiyet hormonlari

Cinsiyet hormonlarinin önemli immün regülatuar rolleri vardir. Genel olarak, immün reaktiviteyi androjenler baskilarken östrojenler uyarir. Hormon düzeylerindeki degisiklikler, bazi otoimmün hastaliklarin seyrini degistirebilir (10). Östrojenler, SLE patogenezinde önemli rol oynar. Kizlarda çok daha sik görülmesi ve lupuslu hastalarda östrojen metabolizmasinin bozulmasi, bu düsünceyi desteklemektedir. Oral kontraseptif kullanan bazi hastalarda, antinükleer antikor saptanabilir, bazilarinda Reynaud fenomeni, artralji veya artrit gelisebilir. Bu semptomlar, genellikle ilacin kesilmesinden sonra düzelir; fakat nadiren semptomlar sürebilir ve SLEden farksiz bir tablo ortaya çikabilir (10). Oral kontraseptiflerin, mevcut lupusu alevlendirebilecegi konusu tartismalidir. Bazi arastirmacilar, eger lupus inaktif ise kullanilabilecegini belirtirken bazi yazarlar da SLE tanisi olan hastalarin bu gruptaki ilaçlari kesinlikle kullanmamasi gerektigini belirtmektedir. Altta yatan böbrek hastaligi olanlarda, böbrek islevleri hizla bozulabilir. Yüksek düzeyde antifosfolipid antikorlari olanlarda, oral kontraseptif kullanimi ile birlikte derin ven trombozlari gelisebilir. Bu olasilik ilacin östrojen içerigi yükseldikçe artmaktadir (10). Romatoid artritin östrojenle iliskisi ise lupustaki iliskinin tam tersidir. Romatoid artrit gebelikte hafifleyebilir ve oral kontraseptif kullanimi da hastaligin seyrini iyi yönde etkileyebilir. Östrojen, kortikosteroid kullanan hastalarda bile kemik rezorpsiyonunu azaltmaktadir (10).


Diabetes mellitus

Hem tip 1 ve hem de tip 2 diyabette bazi romatizmal sendromlar görülebilir. Eklem kapsülünün kalinlasmasi ile ortaya çikan periartrit veya adheziv kapsülit tablosu en sik omuz eklemini tutar ve genellikle alti ay içinde düzelir (11). Refleks sempatik distrofi sendromu ise ekstremitelerde agri ve yanma ile birlikte vazomotor islev bozuklugudur. Eklemlerde agri ve sisme görülür. Radyolojik görüntüsü yama tarzinda osteoporozdur. Tedavide kortikosteroidler ve gerekirse sempatektomi uygulanabilir. Fizyoterapi yararli olabilir (11). Diyabetik el, damarlar, bag dokusu ve periferik sinirlerdeki patolojiler sonucunda ortaya çikar. Eklem hareketlerinde kisitlanma agrisizdir ve en çok el eklemlerinde kendini gösterir. Bu durum tip 1 diyabetli genç hastalarda daha sik görülür ve bu gruptaki hastalarin yaklasik %42sini tutar. Olayin glukoz toksisitesi ile açiklanabilecegi ve iyi kontrol saglanamayan hastalarda glukozun bag dokusuna baglanmasi ve sorbitol birikimi sonucunda gelistigi düsünülmektedir. Bu nedenle yüksek hemoglobin A1cnin fizik muayene ile saptanabilen bir bulgusu olarak da görülebilir. Hastanin gögsünün üzerinde avuç içlerini karsilikli birbirine yapistirmasi istendiginde, bunu basaramadigi ve parmaklar arasinda belirgin aralik kaldigi görülür. Iyi kontrol edilmeyen diyabette, dermal fibrozise bagli cildde gergin ve mumsu görünümüyle skleroderma benzeri lezyonlar görülebilir. Parmaklarin fleksör tendonlarinda tenosinovit, agri ve hareket kisitliligina neden olabilir. Bu durum, karpal tünel sendromu ile birlikte görülebilir. Dupuytren kontraktürü, yaslilarda görülür ve çocukta son derece nadirdir (11). Karpal tünel sendromu ile birlikteligi tanimlanan en sik hastalik diyabettir. Hastalar, median sinirin inervasyon alaninda uyusma ve karincalanmadan yakinirlar. Diyabetik elin tedavisi öncelikle diyabet regülasyonunun iyilestirilmesini gerektirir. Patogenezde sorbitol birikimi de suçlandigi için aldoz redüktaz inhibitörleri yarar saglayabilir (12). Duysal nöropatiye bagli destrüktif artropati (Charcot eklemi) çocukta son derece nadirdir. Tip 1 diyabet ve romatoid artritin birliktelik gösterebilecegi ve romatoid artritli hastalarin yakin akrabalarinda tip 1 diyabet sikliginin arttigi bildirilmektedir (11).