Diğer

Çocukluk Çaginda Beslenme

  • Rasit Vural Yagci

J Curr Pediatr 2005;3(1):-

Zamaninda dogmus saglikli bir yenidoganin beslenmesinde tercih edilecek en dogal, en ideal vede en güzel ürün ANNE SÜTÜ dür. Yenidogmus bir bebegi doganin muhtesem ürünleri arasinda belkide en güzeli olan anne sütünden mahrum etmek ona yapilabilecek en büyük haksizlikdir, saygisizlikdir. Anne sütünün basta bebegin büyüme ve gelismesine, kognigtiv özelliklerinin (görme ve isitme keskinligi), I.Q. ve entellektüel gelisimine, immun (bagisiklik) sisteminin gelisip güçlenmesine ve böylece basta infeksiyon hastaliklarindan vede allerjiden korunmasi açisindan diger ürünlerden (formula-mama ve inek sütü-pastörize süt) çok daha fazla katkisi vardir. Bunlarin ötesinde bebege yanliz olmadigini hissettirerek ona güven ve ve mutluluk verir.Sindirim sistemi konforu açisindan bebege yasamin kalitesini hissettirir vede bütün bunlari ücretsiz olarak gerçeklestirir. Anne sütünden yeterince yararlanabilmek için bazi kurallara dikkat etmek gerekir. Bunlarin en basinda annenin inanmis ve istekli olmasi gelir. Bu nedenle anne daha hamileliginde anne sütünün özellikleri , güzellikleri ve üstünlükleri (Tablo 1) konusunda egitilip, psikolojik olarak hazirlanmalidir. Emzirmenin kusursuz olarak basliyabilmesi için bebegin anne gögüsünü tutusu, anne meme uçlarinin özelligi gibi teknik konular baslangiç için çok önemlidir. Özellikle primipar (ilk kez dogum yapan) genç annelerde meme basinin silik ve küçük olmasi önceden farkedilir ise masaj gibi uygulamalarla bu sorunlar kolaylikla giderilebilir. Bebegi emzirirken nasil tutacagi, bebegin memeyi nasil kavramasi gerektigide anneye gebeliginde gösterilerek ögretilir ve dogum sonrasi uygulamaya hemen baslanirsa özellikle dogumu takip eden günlerde egitimsizligin yarattigi teknik sorunlara bagli yetersiz emzirme vede sütün yetersiz kalip kesilmesi gibi sorunlar önlenmis olur. Ayrica annenin stres (ruhsal gerginlik) den uzak olmasi, saglikli beslenmesi vede asiri fizik yorgunluklardan kaçinmasi sütün yeterli olmasi konusunda önemli diger hususlardir.Bebek dogum sonrasi olabildigince erken ( ilk 1-2 saat içinde) anne gögsüne yatirilmalidir. Bebek annesinin gögsüne ulasir ve onu emmeye baslar. Böylece bebek prolaktin (süt olusturan hormon) salinimi için gerekli uyarilari yapar ve sütün erken gelmesini saglar. Daha yasamin ilk saatlerinde ten tene temasin ve de gözgöze birlikteligin anne ile bebek arasinda olusacak psikolojik bagin son derece güçlü olmasini saglar. Ilk günler bebek uyanik oldugu zamanlarda sik sik emzirilmelidir. Bebek ile anne ayni odada birlikte kalmali bebek asla ayrilmamalidir. Ülkemizdeki gelenekler dogrultusunda üç ezan sonra emzirmeye baslama kurali yanlistir. Yine Anadolu’da agiz diye tanimlanan kolostrumun (baslangiç sütü) bebege verilmemesi de son derece yanlis bir uygulamadir. Aksine yüksek düzeyde sekretuvar Ig A ve diger koruyucu faktörleri içeren kolostrum tüm sindirim sistemi mukozasini (yemek borusu, mide ve barsaklarin iç yüzünü örten doku) adete sivazliyarak agiz yolu ile gelebilecek tüm tehlikeli ajanlara karsi bebegi ilk günden koruma altina almis olur. Bebek özellikle ilk günlerde olmak üzere ilk ay içinde istedikçe emzirilmelidir. Bu ritm süt arttikca giderek yavaslar ve ikinci ay içinde ortalama 7-8 keze iner. Yani bebekler 2.5-3.5 ortalama 3 saat aralar ile aciktiklarini ifade ederler. Genelde agliyarak ve aranarak emme istegini ifade eden bebeklerin anneleri genelde bebegim sütümle doymuyor mu acaba diye endiseye düserler ve bu yolla yarattiklari endise sütlerinin hafifce azalmasina neden olur. Bu noktada hekimlerine danisarak veya kendi bildiklerince veya evdeki büyüklerin önerisi ile anne sütünün üzerine verdikleri ek ürünle bebeklerinin daha uzun süre tok kaldiklarini görüp bu uygulamayi sürdürür ve demek ki benim sütüm yetersizmis diye yanlis bir degerlendirme yaparlar. Aslinda anne sütü diger ürünlere göre mideyi daha çabuk terkeder ve bebek diger ürünlere göre erken acikir. Bu dogaldir. Anne sütü üzerine ek ürün alan bebek normalde 3 saat ortalama ile emmesi gerekirken 4-5 saat aralarla acikacagi için daha az siklikta emmeye baslar. Böylece daha az emzirilen annede yeterli uyaranlar azaldigi ve gögüsleri yeterince bosalmadigi için sütde azalmaya baslar ve birsüre sonrada kesilir. Halbuki sütün efektif olabilmesi için belirli bir ritimde annenin emzirilmesi ve gögüslerinin bosaltilmasi gerekir. Uzun süre tok kalan bebekde bu ritmin bozulacagi, sik emzirilmenin sütün devamliligi açisindan çok önemli oldugu bilinmeli ve anneler bu konuda egitilmelidir. Her seferinde iki gögsünde 10’ar dakika emzirilmesi önerilmelidir. Bebek bu süreyi toplam 30 dk.ya uzatabilir. Az emdigi gögüs gelecek sefer ilk önce emzirilmelidir. Ayrica 7-8. dk.dan sonra anne sütünün özellikle çoklu doymamis yag asitlerinden daha zengin oldugu unutulmamali ve emzirmenin bu sürelerden kisa olmamasina dikkat edilmelidir. Büyüme ve gelismesi iyi olan bir bebek 2 aydan sonra gece uyanmiyor ise gece beslenmesine gerek yoktur.Anne sütü alan bir bebege D vitamini disinda su dahil baska hiçbirsey verilmemelidir.Anne sütünün su açisindan yeterli oldugu bunuda çocugun yaptigi çis sayisi ile denetlenebilecegi anneye ögretilmelidir. Dogumu takip eden 3. günde ortalama 3 islak bez ve ilk haftanin sonundan itibaren günde ortalama 6 islak bez sütdeki suyun yeterli oldugunun isaretidir. Su verilmesi gerekir ise suyun kaynatilmis, ilitilmis sekersiz olmasi ve kasik veya damlalikla verilmesi geregi yine anneye anlatilmalidir.Anne sütü yasamin ilk 4-6 ayinda yanlizca D vitamini destegi ile yeterli olan mükemmel bir üründür. Bu dönemde tekbasina anne sütü alan çocuklarin daha huzurlu, sindirim sistemin konforu açisindan daha rahat ve daha mutlu bebekler oldugu görülmüstür. Anne sütünün yetersiz olduguna karar vermek için bebegin mutlak büyüme hizinin degerlendirilmesi gerekir. Pratik olarak ilk 3 ay da aylik kilo artislari ortalama 800-850 g olan saglikli bebeklerin anne sütü ile minimum 500 g.lik tarti artisi yeterli isede 600 g düzeyi hekimi uyarmali ve anneyi pisisik problemler, emzirme teknigi ve ritmi, beslenme ve fiziksel aktiviteleri açisindan denetlemelidir.Ayrica annelerin bebegim güçlü ememiyor-gögsümü iyi bosaltamiyor gibi yakinmalari varsa bebeklerin niye iyi emmedikleri açisindan özellikle dogumda mevcut ve 1-2 ay sonra ortaya çikabilecek hastaliklar hatta dahada basit olan dil bagi açisindan denetlenmeleri gerekir. Anne sütünün yetersizligine karar verecek hekimdir.Ancak hekim hiçbir zaman sadece annenin yakinmalarina bakarak süt yetersiz kararina varmamali aksine annenin yanlislari var ise bunlari düzeltip anne sütüne destek olmalidir.Çalisan anneler süt izinlerini kullanarak anne sütünü idame ettirmelidirler. Ilerliyen teknoloji sayesinde çalisma ortamlarinda dahi hiç sikinti çekmeden sütlerini sagip biberon içinde ve buzdolabinda saklayip eve götürebilir ve ertesi gün kendisi iste iken bebeginin anne sütünden mahrum kalmamasini saglayabilirler. Süt toplama cihazlari büyük sehirlerimizde kira karsiligi temin edilebilmektedir. Anne sütünün verilmemesi gereken durumlar enderdir (Tablo 2) ancak bilinmesinde yarar vardir. Hiç istenmeyen ancak siklikla karsimiza çikan bir problemde anne sütünün olmayisi veya yetersiz oldugu durumlardir. Bu durumda yasamin ilk 4-6 ayinda bebeklerin anne sütü disinda iki seçenekleri vardir. Bunlar formül süt dedigimiz endüstriyel sütler ( mama) veya inek sütüdür. Bu durumda önerilecek en ideal vede bebek için en iyisi formül sütdür. ESPGHAN,NASPGN, AAP ve Dünya Saglik Örgütü gibi kuruluslar sakincalari (Tablo 3) nedeni ile bebeklere mecbur kalinmadikca 9-12 aydan önce inek sütü verilmemesini önermektedirler. Ancak asgari ücretin 350 milyon lira oldugu ülkemizde ekonomik sikinti içinde olan ailelere mama önermek dogru olmaz. Bu durumda inek sütü bebek için uygun içerige dönüstürülerek kullanilabilir. Ilk ay için yari yariya , ikinci ayda 1/3 oraninda ve üçüncü ay içinde 1/4 oraninda sulandirilmali ve daha sonra tam süte geçilmelidir. Kullanilacak su kaynamis ve ilitilmis olmalidir. Pastörize edilmis sütler kaynatilmamalidir. Sadece isitilmali ve bu esnada içine % 2 ( 1 çay kasigi) oraninda bitkisel yag konulup isitilma islemi bitene kadar karistirilmalidir. Isitilan süte % 5 ( 1 tatli kasigi )sofra sekeri eklenerek inek sütü gerek kalori açisindan gereksede esansiyel yag asidleri açisindan güçlendirilmelidir. Gerek inek sütü gereksede formula biberonla verilecektir. Biberon temizligi çok önemlidir. Özellikle biberon basliklari en az 5 dk süre ile kaynatilmalidir.Dördüncü ayini tamamlamis bir bebek %50 persantilde büyümeyi sürdürüyor ise anne sütüne devam etmesi için anne egitilmelidir. Ancak bebegin persantil artisi iyi degil veya bebek inek sütü veya formula aliyor ise dördüncü aydan sonra ek gidalar önerilebilir. Önerilecek ek gidalarin baslangiçta süt ürünleri olmasinda yarar vardir. Özellikle 6 aydan önce bebeklere glutenli ürünler verilmemelidir. Sebze ve meyvalar ise haslandiktan sonra verilebilir.Ilk önerilecek ek gidalarin basinda bir süt ürünü olan yogurt bulunur. Yogurt pre ve probiotikleri içermesi, laktozunun süte göre yari yariya az olmasi ve ekonomik olusu gibi özelliklere sahipdir. Annelerin kendilerinin de hazirlayip taze olarak bebeklerine sunabilecekleri yogurt tatlandirilarak veya meyva püreleri ile karistirilarak verilebilir. Yogurt destegi esnasinda bebek kasikla beslenmeye alistirilmis ve egitilmis olur. 4-6 ay arasi önerilebilecek ikinci bir ek gida formula veya muhallebi olabilir. Özellikle formül süt tüketimi açisindan ekonomik sikintisi olan aileler muhallebiden yararlanabilirler. Ancak inek sütünün ilk yas içinde mecbur kalinmadikca verilmemeli mesajini hatirlayarak ekonomik açidan sorunsuz ailelerin bebeklerine bu dönemde muhallebi yerine ayina uygun formül süt verilmesi daha dogrudur. Saglikli çocuk beslenmesinde ideal olan ilk 6 ay içinde süt ve süt ürünleri disindaki gidalarin bebeklere verilmemesidir. Süt dislerinin 6. aydan itibaren çiktigini hatirliyacak olursak mantiken bebeklerin 6 ay öncesinde kati gidalara hazir olmadiklarini düsünmemiz gerekir.Altinci ayini doldurmus ve anne sütü almakta olan bebeklerde artik karisik beslenmeye geçmek gerekir.”Weaning“ diye adlandirilan bu dönemin anlami bebegi anne sütü olmadan beslenmeye adapte etmek, alistirmaktir. Bu döneme nezaman geçilmeli sorusu hep tartisilmistir. En geçerli olani bebegin destekli oturur ve bas-boyun haraketlerini kontrol edecek nöromüsküler gelisimi gösterdigi zamandir. Buda 5-6. ay civarinda gerçeklesir.Bu geçisi geciktirmemek gerekir çünkü tek basina anne sütü altinci ay sonrasi büyüme gelisme açisindan yetersiz kalacakdir. Bu demek degildirki anne sütünü altinci ayda hemen keselim. Aksine sütü yeterli olan annelerin bebekleri günde 1-2 kez emzirilmeli, hatta ekonomik durumu iyi olmayan aileler ile soy geçmisinde yogun atopisi bulunan ailelerin bebekleri enaz bir yas sonuna kadar emzirilmelidir.Altinci aydan itibaren çocugun günlük beslenme programi kahvalti, ögle, aksamüzeri ve aksam olmak üzere 4–5 ögünden olusmalidir. Baslangiçta sabah erken saatte anne sütü veya formül süt gibi bir ögünün bulunabilacegi bu program 9. aydan sonra 4 ögün olarak sabitlesmeye baslar. Beslenme programinin saglikli olabilmesi için çocugun özellikle yatis ve kalkis saatlerinin düzenli olmasi gerekir. Güne erken baslayan ve aksam erken uyuyan bebegin beslenmesinde genelde pek sorun yasanmaz.Verilecek yeni gidalar ve olusturalacak ögünlerde çocugun damak tadinin bizlerden farkli olabilecegi ve annenin önerilenleri yedirebilmesi için degisik sunumlari ve kombinasyonlari denemesi gerekebilecegi annelere anlatilmalidir. Örnegin sabah peynirini yemeyen veya bu çocuk beyaz peyniri yemiyor diyen anneye beyaz peynir yerine taze bir kasar peynirini ögle ögünündeki çorbasina rendeleyerek karistirabilecegini hatirlatmak gerekir. Çocuklarin yemek yeme hizlarinin eriskinlerle bir olmadigi ve çocuklara ögünlerde süre olarak 30-35 dk taninmasi gerektigini ve iyi yemedigi ögünlerden sonra gelecek ögüne kadar özellikle onun için daha kolay ve cazip olabilecek ürünleri ara ögün olarak verilmemesi geregi annelere anlatilmalidir. Bebekleri matematik kurallari gibi tek bir sablona uydurarak beslemek dogru degildir. Beslenme programlari mutlak annenin günlük çalisma ritmi ve bebegin günlük yasantisi vede bebegin damak tadi konusundaki ayrintilara dikkat ederek hazirlanmalidir. Bebegin alacagi miktarlari anne degil hekim ayarlamali ve denetlemelidir (Tablo 4-5). Annelerin bebekleri nekadar çok yerse genelde okadar mutlu olduklarini ve bunlarin sonucu özellikle eknomik sorunu olmayan aile çocuklarinda obesite trendinin giderek yükselmekte oldugunu unutmayalim.Bebegin veya çocugun beslenme programi yapilirken mutlak soygeçmisinin iyi degerlendirilip aile agaçlarinda özellikle hipertansiyon, stroke, koroner kalp hastaligi ve diabet gibi hastaliklar var ise bebegin menüsüne özellikle dikkat etmeli ve aileyi ileriye yönelik bu hastaliklara aday olmasina katkida bulunacak gidalardan uzak durmasi geregi anlatilmalidir. Örnegin hipertansiyonun egemen oldugu bir ailenin bebegine tuzdan olabildigince fakir gidalar önerilmeli ve çocukda tuzlu gidalara karsi damak tadi gelistirmemeye çalisilmalidir. Bu mesaj çocugun hastaymis gibi kati bir tuzsuz diyet yapmasi seklinde algilanmamalidir. Örnegin yumurta önerildigi zaman anneye yumurtayi üzerine tuz ekerek verip onun damak tadini bu sekilde alistirmayin gibi önerilerde bulunmak gerekir. Yine ailesinde hiperlipidemi bulunan çocuklara 24 aydan sonra özellikle doymus yaglardan ve kolesterolden zengin gidalar olabildigince kisitlanmali, çocuklarin olusan damak tadlarinda bunlara dikkat edilmesi geregi ailelere anlatilmalidir.Genel olarak baktigimizda doymus yaglardan, kolesterolden ve tuzdan zengin gidalar genelde çocuklarca tecih edilen gidalardir. Bunlarin ailelerinde risk tasimayan çocuklarda bile dikkatli tüketilmesi gerekir.Kraker ve bisküvitler,cipsler, gofret ve çukolatalar ve diger fast food çesitleri bu tür ürünlerdir. Batida junk food ve fast food olarak adlandirilan bu ürünlere damak tadi olusturan çocuk daha saglikli diger gidalari almaya yanasmamakta ve bu çocuklar istahsiz olarak tanimlanarak hekim karsisina getirilmektedir.Bu arada belirtilmesi gereken diger önemli bir noktada karaciger disinda tüm sakatatlarin çocuk beslenmesinde yeri olmadigidir. Özellikle ebeveynlerin sikca akillarina getirdikleri beyin çok yüksek yag içerigi ve bazi virüsleri tasima olasiligi nedeni ile kesinlikle yedirilmemelidir. Bu öneriler sonrasi 6. ayini bitirmis bebegin beslenmesine dönecek olursak; 6 aydir anne sütü ve diger süt ürünleri ile beslenmekte olan bebek teker teker basla ve azdan çoga dogru artir kurali ile birçok ürünü alabilecegi bir döneme girmisdir. Bebek artik sebze çorbalari, zenginlestirilmis çorbalar, yagsiz etler, ekmek, bisküvit ve yumurtadan yararlanabilecegi bir dönemdedir.Protein kaynaklari çogalmaktadir. Altinci ay sonrasi pankreatik amilazinda daha efektif olmasi nedeni ile kompleks karbonhidratlardan yararlanabilir. Bu döneme kadar enerjisinin yaklasik %50’si yaglardan gelirken karisik beslenme içinde yag orani azalirken karbonhidrattan gelen enerji çogalmaya baslar ve 1 yasini tamamliyan çocugun günlük enerjisinin % 50 si karbonhidrattan, %30’u yaglardan ve %20’de proteinlerden olusur. Yaglarin dagilimi açisindan doymus, tekli doymamis ve çoklu doymamis yag asitlerini %30’luk yag içinde %10’luk oranlarda bulunmasi en idealidir ve bunlarin kaynaklari açisindan ebeveyn veya anne bilgilendirilmelidir.Sabah erken anne sütü veya süt (ideali mama ) verilen bebek bunu takip eden ögünde süt veya mama içinde az yagli az tuzlu beyaz peynir ( max. 30 g) el ayasi kadar beklemis ekmek içi veya esdeger bisküvit , sofra sekeri veya reçel veya siyah üzüm pekmezi ilave edilmis bir kahvalti alabilir. Bebegin istegine göre yaninda meyva püreside sunulabilir. Çocugun ay olarak yasi arttikca ekmek veya bisküvit arttirilabilir ve 7-8. aydan itibaren kahvaltiya kati pismis yumurta sarisi eklenmelidir. Saglikli çocuk beslenmesinde kahvaltida çayin yeri yoktur. Dokuzuncu aydan sonra kahvalti eriskin kahvalti masasinda yapilmalidir. Sabah erken süt ögünü bu dönemle birlikte kalkabilir.Kahvalti artik bulamaç seklinde verilmemelidir.Küçük parçaciklara ayrilan ekmek içi yag ve reçel sürülerek verilebilir.Keza peynir ayni sekilde denenmelidir. Yumurta ayri olarak beyazi ile birlikte verilmelidir ve degisik sunumlar ile yedirilebilir.Tuzun egemen oldugu damak tadindan kaçinilmalidir.Altinci aydan itibaren yine sebzelerin egemen oldugu ancak pirinçle baslayarak ve sehriye ve tarhana ile dönüsümlü olacak sekilde tahil ve yagin ilave edildigi sebze çorbalari verilmelidir. Sebzeler pisirilerek ve püre seklinde 5. ay içindede verilebilir. Yag olarak bitkisel yaglar tercih edilmeli ancak çocuk yeterince hayvansal yagdan zengin et, süt ve yumurta almiyor ise tereyagda kullanilabilir. Bunun disinda hiçbir kati yag kullanilmamalidir. Ideal ögün ögle civaridir. Sebze çorbasi içine ekmek içi ufalanabilir.Yedinci aydan itibaren tahilli sebze çorbasi etlerle zenginlestirilmelidir. Kemik veya et suyunun yag katkisi disinda bilimsel bir üstünlügü yoktur. Bu nedenle çocuk etin kendisini tüketmeli ve bu miktar yavas yavas arttirilarak 30 g güne çikilmalidir. Etler yagsiz dana, tavuk ve balik eti olabilir vebirlikte pisirilmelidir. Dokuzuncu aydan itibaren mercimek çorbasi, diger baklagiller ve çocugun alabilecegi kivamda mutfagimizin diger ürünleri dönüsümlü olarak ögle veya aksam menülerinde yer alabilir. Bu degisiklikler içinde önerilebilecekler sebze,et ve tahilin veya sadace etle sebzenin bir arada oldugu yemeklerdir. Örnegin dolmalar, örnegin et içeren çocugun damak tadina uygun etli sebze yemekleri veya baklagiller gibi. Yas ilerledikce ve porsiyonlar yogunlastikca çocugun ayni eriskinler gibi yaninda ayran, yogurt, meyva suyu veya salata istiyebileceklerini unutmamak ve çocuga kuru kuru yedirmek için israrci olmamak gerekir. Dokuzuncu ay pürtüklü gidalara alismis olacagi, bir yas ise kendi kendine yemesine müsade edilecegi dönemdir. Annenin bir yasini dolduran bir bebegine etrafi kirletmesi vs.ye göz yumup ona bu yönde destek olmasi gerekir.Aksamüstü genelde meyvali yogurt veya meyvali sütlerin tercih edilecegi hafif bir ögün olmalidir. Buradada yine yogurtun altini birkez daha çizmek gerekir. Özellikle ögle ögününde yogurt almayanlar veya sütden çok hoslanmiyan çocuklarin yogurtdan yararlandirilmalari sartdir. Yogurt kaymaksiz olmalidir. Meyvalarin temizligine dikkat etmeli ve yazin daha çok seftali, armut ve üzüm tercih edilirken kisin elma, portakal-mandalin ve muz tercih edilmelidir. Ailelerin muza karsi inanilmaz bir sempatisi vardir. Aslinda pahali bir meyva olan muzun diger meyvalara belirgin bir üstünlügü olmadigi ebeveyne anlatilmali ve bütçelerini illede muz için zorlamalarinin gereksiz oldugu belirtilmelidir.Yatmadan önce verilebilecek en ideal ürün formula veya 12 ay sonrasi inek sütüdür. Süt pirinç unu kullanilarak hafif koyulastirilabilir. Süt veriliyor ise özellikle uyku öncesi sütün sekersiz olmasina agiz ve dis sagligi açisindan dikkat etmek gerekir. Iki ayini asmis çocuklara gece yarisi uyku arasinda birsey vermeye gerek yoktur.Bu özellikle acikip erken uyanarak güne erken baslamasi açisindanda önemlidir.Iklim kosularinin da çocugun istahina etkili olabilecegini unutmamak gerekir. Özellikle sicak ortamlarda çocuklar daha çok serin ve ilik sivilara yönelirler. Buna dikkat ederek beslenme programi ayarlanmali çocuklarin öncelikle sivi ihtiyaçlari giderildikten sonra beslenmeleri önerilmelidir.Bir yasini doldurmus çocuk kesin olarak aile sofrasindaki yerini almalidir. Çocugun eriskin hizinda yemek yiyemiyecegi unutulmamali ve buna sabir gösterilmelidir. Ögünlerdeki porsiyonlarin bitirilmesi için israrci olunmamalidir. Çocuk yemek istemiyor ise yemiyecektir. Bu nedenle çocuga asla bagir mamali veya yemesi için fiske bile vurulmamalidir. Israrci olan anneler ile çocuk arasinda psikolojik bir çatisma kaçinilmazdir. Is bu noktaya geldiginde hem anne , hemde çocuk için yemek saatleri bir kabusa dönüsecek ve çocuklar asiri israrci anneye ögürerek ve/veya kusarak karsilik vereceklerdir. Annelerin yemiyor , zorlayincada kusuyor diye çocuk hekimlerine basvurmalari sikca karsilasilan bir durumdur. Anneye kizarak, döverek bu savasi kazanamiyacagi, israrci olunmadan gelecek ögüne kadar su disinda bir gidanin çocuga verilmemesi gerektigi anlatilmalidir. Daha çok ve daha kolay yesin diye çocugun oyun alani veya televizyon önü yemek masasi niyetine kullanilmamalidir . Tabak-kasik ile çocugun arkasinda dolasarak ona yemek yedirilmemelidir.Özellikle oyun çagi döneminde pekçok anne bu yanlisi yapmaktadir.Gerek oyun çagi gereksede okul çaginda artik evden disari çikmaya basliyan çocuklar disarida degisik ambalajlar içinde sunularak onlari cezbeden saglik açisindan hiçde yararli olmiyan ürünlerle tanisacakdir. Damak tadi açisindan onlari cezbedecek bu ürünler genelde doymus yaglar, seker ve tuzdan zengindir. Hertürlü kraker,bisküvit, cips, seker,çukolata, sekerli sakiz , hamburger ve pizza , kolali içecekler saglikli beslenme açisindan sakincali yiyeceklerdendir. Özellikle kentsel yerlesimli çocuklarin bunlarla tanismamasi olanaksizdir. Bu nedenle onlarla kavga etmeden çocugun yasina göre davranarak bu tür ürünlerden onlari uzak tutmaya çalismak gerekir. Bu uyarilarin uygulanabilmesi için ailenin mutfak düzeni önemlidir. Yani ailenin mutfaginda yukarida saydiklarimiz yer almamalidir. Aksi taktirde çocuk bu gidalarla erkenden tanisacakdirki buda dogru degildir.Okula giden çocuklar ve adelosanlar saglikli beslenme konusunda ebeveynleri ve doktoru tarafindan egitilmeli ve bilinçlendirilmelidir. Genelde okul tabüldotu yerine kantinden yemek onlari cezbedsede saglikli beslenme açisindan dogru olan anlatilmalidir. Kantinden yemekte israr eden çocuga örnegin yüksek oranda doymus yag içeren hamburger veya köfte yerine peynirli sandiviçin daha saglikli olacagi, kola yerine ayran veya taze sikilmis meyva suyunu tercih etmesinin daha dogru olacagini anlatmakda kesinlikle yarar vardir. Çocuklarin saglikli beslenebilmesi için ebeveynin, özellikle annenin ve anliyabilecegi yasa ulastiginda çocugun egitilmesi gerekir. Bunu yapmasi gerekenlerden biride çocugu izleyen çocuk hekimidir. Unutmamak gerekirki saglikli beslenmis bir çocugun basta immün sistemi olmak üzere birçok sistemi saglikli gelisecek, çocugun santral sinir sistemi gelisimi iyi oldugu taktirde gerek kognigtiv gelisimi gereksede entellektüel performansi ve I.Q. su daha üst düzeyde olusacakdir. Bütün bunlar onun beden ve ruh sagligini etkilyerek toplum içine daha basarili ve mutlu bir birey olarak katilmasina katkida bulunacaktir.Saglikli bebek ve çocuklarin beslenmesinde vitamin ve mineral destegi nasil olmalidir ?Zamaninda dogmus, saglikli yenidogana hastaneden ayrilmadan 1 mg K vitamini uygulamasi rutine girmistir. Ayrica eve gönderilen bebege taburcu edilirken annenin Ca ve D vitamini deposunu göz önüne alarak ve de bebegin kis bebegi veya yaz bebegi olusuna, yasadigi yörenin iklim kosullarina dikkat ederek günde 400-800 Ü D vitamini mutlak baslanmalidir ve bu destek 24. aya kadar sürdürülmelidir.4-6 ay arasi bebeklere mutlak demir destegi baslanmalidir. Buradada bebegin beslenmesinde kullanilan ürünler ve annenin olasi demir depolari dikkate alinarak hareket edilmelidir.Örnegin primipar bir bebek tek basina anne sütü aliyor ve anne saglikli ise demir destegi 6. ayda baslanmalidir. Ancak multiparitelerde ve beslenmesi saglikli olmayan annelerin bebeklerinde bebek anne sütü aliyor olsa dahi demir baslangicini 4. aya çekmek daha dogrudur.Anne sütü almamis ancak demir içeren bir formula ile beslenen bebeklerede ilk 6 ayda demir destegi gerekmez. Altinci aydan sonrada yine inek sütü yerine demir katkili devam formulasi aliyor ise bu bebeklerede demir verilmeyebilir. Karisik beslenen ve demirden zengin diye bilinen gidalar tüketilse bile altinci ayina gelmis bebeklere demir destegi verilmelidir. Doz 1- 2 mg/kg/gün dür ve 15. ay bitene dek sürdürülmelidir. Bölünmüs dozlarda ve C vitamini destegi altinda kullanmak emilimi arttiracagindan daha dogru olur. Saglikli bebeklere rutinde folik asit destegi yapmaya gerek yoktur. Altinci ayini bitirmis bir bebege kullanilan içme suyundaki fluor miktari yeterli degil ise fluor destegi gereklidir. Bebegin yasadigi yörede kullandigi içme suyu fluoruna bakarak doza karar vermemiz gerekir (Tablo 6). Bebek 3 yasina gelince mutlak dis firçalama egitimi verilmeli çocuk bu egitimi kavriyor ve sürdüyor ise fluorlu dis macunu kullanilacagindan oral destek kesilmelidir. Ancak çocuklarin lokal uygulamaya yani dis firçalama disiplinine tam adaptasyonu 5-6 yas civarinda olacagini düsünürsek bu yaslara kadar oral fluor desteginde yarar vardir.Dis firçalama disiplini tam yerlesmemis olanlarda ise oral yolla fluor destegi içme suyu fluor miktarlarina bagli olarak 13 yasina kadar sürdürülmesi önerilmektedir.Saglikli beslenen çocuklara B kompleks vitaminleri destegi gerekli degildir. Saglikli beslenen bir çocuga ilave B vitaminleri vermek bu amaçla harcanan paranin idrar yolu ile tuvalete gitmesinden baska birsey degildir.A vitamini immün sisteme destegi açisindan önemli olup D vitamini ile birlikte verilmelidir. Anne sütünden yararlanmayi birakan bebeklere günde 1000-1500 Ü ile destek olunmasinda yarar vardir. Ülkemiz çocuklarina saglikli beslenme disiplini içinde C vitamini destegine gerek yoktur. Yine çinko ve selenyum gibi antioksidan özellikleri bilinen minerallerin ve bakirin saglikli beslenen çocukda destek olarak verilmesine gerek yoktur. Ancak ülkemiz çocuklarinda çinko eksikliginin sikca görüldügünü hatirlatmakta yarar vardir. Özellikle çinkodan fakir diyetle beslendigini saptadiginiz çocuklarin, istahsiz, yeterli kilo alamiyan ve sik enfeksiyon geçiren çocuklarin diyetine çinkodan zengin ürünleri ilave etmek veya çinko destegi vermek gerekir. Kemik ve dis yapisinin esasini olusturan kalsiyum organizma için son derece önemlidir. Süt ve süt ürünlerinde, yumurtada, yesil yaprakli sebzelerde bolca bulunan kalsiyum ihtiyaci süt çocugunda 60 mg/kg/g, oyun çocugunda 800 mg/g, püberte ve adelosanda 1200 mg / gün dür. Saglikli beslenme disiplini içinde çocuklara ilave kalsiyum destegi gerekmez. Ancak ülkemiz süt çocuklarinda görülen Rahitisli olgularin çogunda D vitamini yetersizliginden çok kalsiyum eksikliginin oldugu görülmüstür. Bunun nedeni kanimca erkenden ek gidalara geçilerek bir yas öncesinde süt ve süt ürünleri tüketimini azalmasi ve böylece yetersiz kalsiyum alimidir. Ayrica inek sütünde Ca/P oraninin 1.3 gibi düsük olmasi ve ortamda yeterince laktoz olmamasida bu eksikligi pekistiren diger faktörlerdir. Amerikan Pediatri Akademisi 6 ay sonrasi kullanilacak devam formulalarina kalsiyum ilavesi önermektedir.Ayrica pubertal veya adelosan çagda giderek yerlesen fast food ve junk food aliskanliklari kalsiyum alimini azalttigi için bu dönemde hipokalsemilerin görülebilecegi ve iskelet sisteminin bundan olumsuz etkilenebilecegi gerçeginide unutmamak gerekir.Saglikli beslenen bir çocuga disaridan fosfor, magnezyum ve manganez gibi minerallerin ilavesine gerek yoktur.Iyod özellikle santral sinir sistemi gelisimi için çok önemli bir mineraldir. Eksikligi ülkemizde endemik olarak karsimiza çikmakta ve klinige guatr ile yansimaktadir.Bu temel ihtiyaç tuzlara iyod eklenerek saglanmaktadir. Bir saglik politikasi olarak tüm yaslarda iyotlu tuz kullanilmasi konusunda aileler bilgilendirilmelidir.


1. American Academy of Pediatrics, Committee on Nutrition. Pediatric nutrition handbook. 4th ed. Elk Grove Village, Illinois. 0;0:0-0.

2. 2. Wilson MH. Feeding the healthy child.In: Oski FA, De-Angelis CD, Feigin RD,McMillan JA, Warshaw JB(eds). Principles and Practise of Pediatrics, 2super nd edition,Lippincott-Raven, Philadelphia, Pennsylvania,1994:. 0;0:590-612.

3. 3. Barness LA, Curres JS. Nutrition.In: Behrman RE, Kleigman RM.Arvin AM (eds.) Nelson Textbook of Pediatrics, 15super th ed.,Philadelphia, WB Saunders, 1996:. 0;0:84-141.

4. Baker MR. Normal nutrition.In: Nelson JK, Moxness KE, Jensen MD, Gastneau CF(eds.). Mayo-Clinic Diet Manuel, 7super th ed.,St.Louis, Missouri,Mosby,1994. 0;0:0-0.

5. Staneck K, Abbott D, Cramer S. Diet quality and eating enviroment of preschool children. JADA . 1990;90:84-1582.

6. 6. Ballabrige A. In: Ballabrige A (ed.) Feeding from toddlers to adolescence. Lippincott-Raven, Philadeelphia, Pennsylvania, 1996:. 0;0:1-303.

7. Aksit S. Saglikli çocuklarda vitamin ve mineral destegi. PGM Pediatri.2001. 0;1:0-0.

8. Özgür S: Çocuk Beslenmesinde Mineraller. Cura A(ed.): Çocuk Sagligi ve Hastaliklari.Izmir. 0;0:79-161.

9. 10.Özgür S : Çocuk Beslenmesinde Vitaminler. Cura A (ed.) : Çocuk Sagligi ve Hastaliklari. Izmir, Ege Çocuk Vakfi Yayinlari, 1999, 6:. 0;0:0-0.

10. American Academy of Pediatrics, Committee on Nutrition. Pediatric nutrition handbook. 4th ed. Elk Grove Village, Illinois. 0;0:0-0.

11. 2. Wilson MH. Feeding the healthy child.In: Oski FA, De-Angelis CD, Feigin RD,McMillan JA, Warshaw JB(eds). Principles and Practise of Pediatrics, 2super nd edition,Lippincott-Raven, Philadelphia, Pennsylvania,1994:. 0;0:590-612.

12. 3. Barness LA, Curres JS. Nutrition.In: Behrman RE, Kleigman RM.Arvin AM (eds.) Nelson Textbook of Pediatrics, 15super th ed.,Philadelphia, WB Saunders, 1996:. 0;0:84-141.

13. Baker MR. Normal nutrition.In: Nelson JK, Moxness KE, Jensen MD, Gastneau CF(eds.). Mayo-Clinic Diet Manuel, 7super th ed.,St.Louis, Missouri,Mosby,1994. 0;0:0-0.

14. Staneck K, Abbott D, Cramer S. Diet quality and eating enviroment of preschool children. JADA . 1990;90:84-1582.

15. 6. Ballabrige A. In: Ballabrige A (ed.) Feeding from toddlers to adolescence. Lippincott-Raven, Philadeelphia, Pennsylvania, 1996:. 0;0:1-303.

16. Aksit S. Saglikli çocuklarda vitamin ve mineral destegi. PGM Pediatri.2001. 0;1:0-0.

17. Özgür S: Çocuk Beslenmesinde Mineraller. Cura A(ed.): Çocuk Sagligi ve Hastaliklari.Izmir. 0;0:79-161.

18. 10.Özgür S : Çocuk Beslenmesinde Vitaminler. Cura A (ed.) : Çocuk Sagligi ve Hastaliklari. Izmir, Ege Çocuk Vakfi Yayinlari, 1999, 6:. 0;0:0-0.