Diğer

Çocukluk Çaginda Primer Hipertansiyon Tedavisi

  • Caner Kabasakal

J Curr Pediatr 2007;5(1):-

Hipertansiyon ve neden oldugu komplikasyonlar hem kisiyi hem de çevresini etkileyebilen önemli bir sorundur. Eriskin yas grubunun en sik görülen tipi olan primer (esansiyel) hipertansiyon 6-10 yas grubundan baslayarak çocukluk çagi hipertansiyonlari siralamasina yer edinmekte ve adolesan yas grubunda en önde gelen yeri almaktadir. Kan basinci çocukluk çaginda eriskinlerde oldugu gibi herkesi kapsayacak sabit bir sinir ile degerlendirilememekte ve ölçülen kan basincinin yorumlanmasi için özellikle yas, cins ve boya göre hazirlanmis persantillerin kullanilmasi gerekmektedir. Kan basincinin uygun sekilde ölçülmesi ve yorumlanmasi, hipertansiyona dogru yaklasimin baslangicini olusturmaktadir. Çocukta saptanan hipertansiyonun tipi, olusturdugu semptomlar yani sira eslik eden tibbi sorun, hedef organ hasari veya risk faktörleri bulunmasi hipertansiyona yaklasim tedavi baslanmasi ve yönlendirilmesinde etkin olmaktadir (1-3).Ilaç veya ilaç disi (yasam sekli degistirme) tedavi seçeneklerinden hangisi ile baslanacagi asamasindaki kararda çocugun yasi, hipertansiyonun evresi ve önceden tedavi yapildi ise alinan yanitin yol gösterici oldugu belirtilmektedir (3). NHBPEP (National High Blood Pressure Education Program Working Group) çalisma grubunun, en son yayinlayip hala yürürlükte tuttugu önerileri, prehipertansiyon ve evre I hipertansiyon asamalarinda bulunan her çocuga ilaç disi önlemler ile yasam sekli degisiminin uygulanmasi olmaktadir (Tablo 1) (3,4),


Ilaç Disi Tedavi (yasam sekli degisimi)

Ilaçlara göre daha ucuz olan ve saglikli yasam önerileri olarak sunulan kilo verme, düzenli egzersiz, yagdan fakir - tuzsuz - minerallerden zengin diyet alinmasi ve sigara - alkol kullaniminin kesilmesi gibi önlemler, kan basincini düsürücü etki de yapabildigi için hekimlere için de çekici olmaktadir. Ancak ilaç disi tedavinin çocuk ve adolesanlarda da etkin oldugunu gösteren kanitlar henüz elimizde yoktur. Bu konudaki öneriler yasam seklinin kan basincini etkiledigini gösteren verilere dayanmaktadir (3-6).Yapilan çalismalarin sonucunda adolesan ve çocuklarda yapilan tuz kisitlamasinin 1-3 mmHg kadar kan basinci düsmesi yapmasi yani sira, bebeklikte alinan tuz miktari ile adolesan yas dönemi kan basinçlari arasinda iliski oldugu ve anne sütü alanlarin çocukluk döneminde kan basinçlarinin daha düsük oldugu bilgileri elde edilmistir (3-10). Günümüzde NHBPEP çalisma grubu tuz kisitlamasi üzerinde özellikle durmakta ve tuz aliminin, 4-8 yas grubu için 1,2 g/gün (50 mEq/gün), daha büyük çocuklarda ise 1,5g/gün düzeylerinde sinirli tutulmasini öngörmektedir (3-5). Bu miktar tuz günlük yasantida alinan normal düzeyden çok asagida oldugu için, tuz kisitli beslenmeye baslamanin ileride yararli olabilecegi düsünülmektedir. Tuz ayni zamanda istah ile de yakin ilgili oldugu için, tuz ve yagdan kisitli beslenmenin kan basincinin düsmesine kilo verme ile birlikte yarar saglayacagina inanilmaktadir (4,5).Çocuklarda diyetsel degisiklikler ile hipertansiyon arasinda güçlü bir iliski kaniti henüz elde edilmemistir. Ancak bazi sinirli olumlu veriler vardir. Kalsiyum alinmasinin kan basincina sinirli yararlari görüldüyse de bu sonuçlar henüz klinik uygulamada kesin sonuç beklentisi ile önerilmesine yeterli görülmemektedir (7,8,9,10,11,8,9,10,11,12). Yapilan çesitli çalismalarda diyette artmis potasyum, magnezyum, folik asit, ansature yag ile lif aliminin ve daha az yag içerikli beslenmenin daha düsük kan basinci degerleri ile birlikteligi gösterilmistir (7,8,8,9,10,11,12,8,9,10,11,12,13). Bu sonuçlar dogrultusunda hipertansif adolesan ve çocuklara, minerallerin dogrudan verilmesi yerine DASH çalismasinda önerilen tuzu kisitli düsük yagli mandira ürünleri ve taze sebze, meyvenin önerildigi diyet örnegini verilmesi yararli görülmektedir (14).Kan basincini kontrol altina almada kilo vermenin yararli olacagi düsüncesini dogrulayan kanitlar, çocukluk, adolesan ve eriskin yaslara kadar yapilan kilo verme ve kan basinci izlemi çalismalarindan elde edilmistir (15-17). Kilo ve kan basinci arasinda saptanan güçlü iliski, kisinin asiri kilo almasi ile ilerde hipertansiyon riski altinda kalacagini akla getirmektedir.(4) Asiri kilolu adolesanlarin kilo vermeleri ile kan basinçlarinda bir düsme oldugu gözlenmistir (5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19). Kilo vermenin kan basincini düsürme etkisi yaninda kan basincinin tuza duyarliligini azalttigi ve insülin direnci ve dislipidemi gibi diger kardiyovasküler risk faktörlerini de azalttigi görülmektedir (4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19). Çocuklukta kilo vermek zorca olsa da hipertansiyon gibi bir sonucun ortaya çikmasi kilo vermeyi motive edebilmektedir (3,4).Son yapilan ve 12 çalismayi irdeleyen bir meta-analiz sonuçlari egzersizin istatistiksel degerlere ulasmayan bir kan basinci düsmesi sagladigi dogrultusunda sonuçlanmakla birlikte, düzenli fizik aktivitenin açik kardiyovasküler yararlari bilinmektedir.(20) Ayrica, düzenli fizik aktivite (30-60 dakika/gün) yani sira sedanter aktivitelere günde 2 saati asmayacak sekilde sinirlama getirilmesinin pediatrik obezite tedavisi ve önlemi yönü ile çok yarar sagladigi bilinmektedir (21-23). Bu önerilerin hipertansiyon ve diger kardiyovasküler risk faktörlerinin önlenmesinde yarar saglayacagi kabul edilmekte ve uygulanmasi gerektigi bildirilmektedir (4). Agirlik kaldirma disinda hafif egzersizlere izin verilirken kontrol altina alinamamis olan Evre II hipertansiyonlu çocuklarin yarisma sporlarina katilmasina izin verilmemektedir (24).Son zamanlarda uyku sorunlarinin kan basincini arttirici etkileri oldugu var ise uyku sorununun taninarak düzeltilmesinin yararli olacagi düsünülmektedir (25). Uyku dönemindeki stresin giderilmesi ile saglanan bu kan basinci kontrolu önerisi disinda, kisinin sakin kosullarda solunum sayisinin kontrolu ile kan basincinda düsme saglanabildigi ve bir feedback saglayan aletinde kullanilabilecegi konusunda az sayida çalisma da bildirilmistir (26,27).Yasam seklini degistirmekle ilgili önlemlerin basarisi için çocuklari motive etmek yaninda ailenin de katkisinin saglanmasi ile daha iyi sonuçlar elde edilebilecegi yazilmaktadir (3-5).