Derleme

Toplumun Kültürel Yönü: Dogum Sonu Dönemde Anne ve Bebek Bakimina Yönelik Yapilan Geleneksel Uygulamalar ve Dünyadan Örnekler

10.4274/jcp.50479

  • Birsen Bilgen Sivri
  • Nimet Karatas

Gönderim Tarihi: 16.07.2014 Kabul Tarihi: 05.09.2014 J Curr Pediatr 2015;13(3):183-193

Kültür; bir grup insan tarafindan ögrenilen, paylasilan, nesilden nesile aktarilan degerler, inançlar, tutum ve davranislar, örf ve adetler olarak tanimlanmaktadir. Insanlarin saglikla ilgili inanç ve uygulamalari, içinde yasadigi toplumun kültürünün bir parçasini olusturmaktadir. Geleneksel uygulamalar adi altinda yapilan bu uygulamalar günümüzde farkli bölgelerde ve farkli kültürlerde hala kullanilmaya devam etmektedir. Gebelik, dogum ve lohusalik süreçlerindeki tibbi uygulamalari kapsayan anne-çocuk sagligi hizmetleri, geleneksel uygulamalar açisindan ayri bir öneme sahiptir. Bilindigi gibi, anne-bebek ölümlerini biyolojik faktörler ve saglik hizmetleri dogrudan etkilerken; gelenekler, aile geliri, ekolojik ortam, sosyo-ekonomik ve fiziksel ortamlar ise dolayli etkilemektedir. Ayni zamanda annelerin anne-bebek bakimina iliskin bilgi yetersizligi veya ögrendigi yanlis geleneksel bilgi ve uygulamalar, hastalanmalarina, anne ve bebegin iyilesme sürecinin uzamasina, sakatlanmalarina ve hatta ölümlerine neden olabilmektedir. Bu nedenle annelerin anne-bebek bakimi uygulamalarinin ve bu uygulamalari etkileyen faktörlerin bilinmesi önem tasimaktadir. Hemsireler, toplumlar tarafindan kullanilan bu geleneksel inanç ve uygulamalarin bilinmesi, bunlardan zarar görenlerin ortaya çikarilmasi ve yok edilmeye çalisilmasi, sürdürülmesinde sakinca olmayanlarin ise korunmasi ve kültürel özellikler ile geleneklere bir anlamda sahip çikilmasinda aktif olarak rol almalidirlar.

Anahtar Kelimeler: Kültür, geleneksel uygulamalar, anne ve bebek bakimi, hemsirelik

Kültür ve Geleneksel Uygulamalarin Toplumdaki Yeri Nedir?

Kültür; bir grup insan tarafindan ögrenilen, paylasilan, nesilden nesle aktarilan degerler, inançlar, tutum ve davranislar, örf ve adetler olarak tanimlanmaktadir (1). Gündelik hayattan devlet hayatina kadar, yasayisin tümünü içinde alan bu degerler kültür konulari içinde yer almaktadir. Dolayisiyla; dil, sanat, içtimai ve iktisadi hayat, halk inançlari vs. hep bir kültür kavraminin ortaya çikardigi, sekillendirdigi ya da bir kültürü var eden ve yasatan unsurlar olarak karsimiza çikmaktadir. Birçok fikir adami kültür kavrami üzerinde durmustur. Kültürü tanimlayan Edward Burnett Taylor’a göre kültür “bilgilerden, inançlardan, sanattan, ahlaktan ve insanin toplumda yasayan bir varlik olmasi nedeniyle edindigi bütün öbür yetenekler ve aliskanliklardan olusan karmasik bir bütün” dür. Toplumun kültürel özellikleri bireylerin özellikle de anne ve çocuklarin saglik ve hastalik durumlarini etkilemektedir. Gebelik, dogum ve lohusalik süreçlerindeki tibbi uygulamalari kapsayan anne-çocuk sagligi hizmetleri, geleneksel uygulamalar açisindan ayri bir öneme sahiptir. Bu konu ile ilgili olarak alternatif/tamamlayici tip terimi kullanilirken, ülkemizde bunu birebir karsilamasa da geleneksel uygulamalar terimi siklikla kullanilmaktadir (2). Dünyada özellikle gelismekte olan Banglades, Nepal, Misir, Hindistan, Tayland gibi ülkelerde zararli geleneksel uygulamalar yapildigi görülmüstür (3-8). Insanlarin saglikla ilgili inanç ve uygulamalari, içinde yasadigi toplumun kültürünün bir parçasini olusturmaktadir. Dogum sonu dönemde verilen bakimin yetersizligi, bireylerin saglik sorunlarini çözmek için geleneksel uygulamalar yapmaya yöneltmektedir. Ayrica aile büyüklerinin baskisi, dogum sonu dönemde görülen problemleri normal bir durum gibi algilama, kadinin toplumdaki statüsü, ekonomik yetersizlikler, saglik merkezlerinin uzak olmasi, dini inançlar, saglik personeline güvenmeme, saglik güvencesinin olmamasi gibi nedenlerle çok zorunlu olmadikça herhangi bir saglik kurumuna gidilmemektedir. Bu nedenlerle bireyler saglik problemlerini ailelerinden görmüs olduklari geleneksel uygulamalarla çözmeye çalismaktadirlar (1,2). Insanlar geleneksel uygulamalari sadece inanç ve gelenek oldugu için uygulamazlar. Bu uygulamalari, toplum ve birey için bir anlam ifade ettigi sürece yasatmaktadirlar (9). Türkiye’de ve dünyada geleneksel uygulamalara iliskin yapilmis olan pek çok çalismada görüldügü üzere farkliliklar ve benzerlikler olsa da hala yapilmaya devam edildigi görülmektedir (1-9). Anne ve bebege uygulanan zararli geleneksel uygulamalar, hastalanmalarina, enfeksiyon gelismesine veya tedavi sürecinin uzamasina, ileriki yasaminda sekel kalmasina neden olabilmektedir. Hizmet verilen toplumda gebelik, dogum ve dogum sonrasi dönemin ne anlama geldigi, bu dönemlere yönelik yapilan kültürel uygulamalarin neler oldugu, bu dönemde saglik hizmeti aliminin önündeki kültürel engellerin tanimlanmasi bakim sürecini olumlu etkiler (2). Toplumlar tarafindan kullanilan geleneksel inanç ve uygulamalarin bilinmesi, bunlardan zarar görenlerin ortaya çikarilmasi ve yok edilmeye çalisilmasi, sürdürülmesinde sakinca olmayanlarin ise korunmasi ve kültürel özellikler ile geleneklere bir anlamda sahip çikilmasi oldukça önemlidir (1). O nedenle daha iyi saglik hizmeti verebilmek için bakim verilen grubun hastalik ve sagligi nasil algiladiklarini ve buna nasil tepki verdiklerini yargilamadan anlamak gerekir (9).


Dogum Sonu Dönemde Lohusaya Yönelik Yapilan Geleneksel Uygulamalar

Dogum sonu dönem; dogum eylemi sona erdikten, bebek, plasenta ve membranlar dogduktan sonra baslayan ve gebelik sirasinda kadin vücudunda olusan degisikliklerin hemen hemen gebelik öncesi durumuna döndügü alti haftalik (40 günlük) bir dönemi kapsamaktadir (10). Türk toplumunda bu dönemin önemi “lohusa kadinin mezari 40 gün açik olur” cümlesiyle de vurgulanmaktadir (11). Dogum sonu dönem, annenin hem yeni duruma uyumu hem de fiziksel yönden iyilesme sürecinin oldugu zorlu bir geçis dönemidir. Verilen saglik hizmetlerinin yetersizligi kadinlarin bu dönemdeki saglik problemlerini önlemek ya da çözmek için ailelerinden görmüs olduklari geleneksel uygulamalara yönelmelerine neden olmaktadir (2,3,4,5,6,7,8,9). Geleneksel uygulamalar dünyanin her yerinde yaygin olarak yapilmakla beraber, gelismekte olan ve az gelismis ülkelerde daha fazla yapildigi bilinen bir gerçektir (12). Zambiya’da kirsal kesimde yasayan kadinlarin hastanede dogum yapmak istememelerine sebep olarak, hastanede plasentaya yönelik geleneksel uygulama yapilmadigini göstermislerdir (13). Güney Asya ülkelerinde dogumdan sonraki 45 günlük dönem, annenin toparlanabilmesi için önemlidir. Bu dönemde özellikle annelere sicak içecekler, sicak yemekler yedirilir sicak banyo yaptirilir ve yalniz birakilmaz (13). Pakistan’da annelerin lohusayken eski gücünü geri kazanabilmesi düsüncesiyle süt, badem, tavuk çorbasi veya helva içeren özel yemek verilmektedir. Hatta mide siskinligine neden olmamasi için daha az su içmektedirler (14). Kry etnik gruplari arasinda da pospartum iyilesme sürecinde bitkilerin kullanimi oldukça yaygindir (15). Çinin kuzey bölgesinde “doing the month” “ay yapma” olarak adlandirilan postpartum 6 haftalik dönemin ilk 30 gününde yapilan birçok inanisi içeren ritüeller yapilir. Ay yapma inanisinda bir ay boyunca lohusa kadina çig et, tuzlu ve soguk yiyecekler yedirilmez. Kadinlarin aktiviteleri (rüzgara, günese çikarilmaz, okumasi, aglamasi yasaklanir, disleri firçalamasi istenmez) kisitlanir (16). Türkiye’nin sekiz ilinde (Afyon, Bingöl, Diyarbakir, Giresun, Isparta, Kirklareli, Kocaeli ve Konya) gelinlerin ve kayinvalidelerin yaptiklari geleneksel uygulamalari inceleyen bir çalismada, saglik üzerinde olumsuz etkileri olan geleneksel uygulamalarin daha çok kayinvalideler tarafindan gerçeklestirildigi, kadinin egitim düzeyi yükseldikçe, saglik için zararli olan uygulamalarin yapilma sikliginin azaldigi gözlemlenmistir (17).


Karnini Sarma

Dogumdan sonra kadinlar göbek kalmamasi, karnini sicak tutma ve karin kaslarinin güçlenmesi gibi nedenlerle karinlarini sarmaktadirlar. Bu uygulamanin Türk kültüründe %46,6-64,8 arasinda oldugu görülmüstür (16-20). Gebelik ve dogum sonu dönemde karin duvarinin desteklenmesine gerek yoktur. Karnin siki bir sekilde baglanmasi, karin kaslarinin daha geç toparlanmasina, involüsyon sürecinin uzamasina ve hatta uterusun kasilip toparlanmasini geciktirdigi için kanamaya neden olabilmektedir (10). Bunun yerine karindaki sarkmalar ve ayrilmalarin önlenmesi için kadina dogum sonu egzersizler ögretilebilir (10).


Anne Sütünü Arttirma

Laktasyon döneminde hem bebek hem de anne sagligi açisindan lohusa kadinin yeterli ve dengeli beslenmesi önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenme annenin yeterli miktarda süt üretmesi için temel bir noktadir (22). Ülkemizde dogumu izleyen dönemlerde, anne sütünü artirmaya yönelik yapilan geleneksel uygulamalar oldukça yaygindir (20,21). Bu uygulamalarda geleneksel olarak bazi besinlerin, bitkisel içeceklerin tüketimine önem verildigi ve yaygin olarak da bitkisel çaylarin kullandigi bildirilmistir (1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26). Yapilan çalismalarin sonuçlarina göre Tokat’ta yasayan annelerin %63,7’si açik çay içtigini, %62,4’ü ise tatli tükettiklerini, Mersin’de %55,3’ü lohusa serbeti içtigini, Sanliurfa’da %43’ü bebegini bol bol emzirdigini, Kütahya’da da annelerin %75,9’u su ve sulu gida aldigini ve %30,1’i bitkisel çay (9) kullandigini, Çankiri’daki annelerin %39,3’ü sicak süt, çorba vb. içtigini belirtmislerdir (21). Bu uygulamalar sadece bizim ülkemizde degil, Tayland, Iran gibi ülkelerde de yapilmaktadir (28). Yeterli süt üretimi için günlük alinmasi gereken sivi 3000 ml ve kaloriye 500 kalori eklenmesi gerektigi göz önüne alindiginda, bu uygulamalarin yararli oldugu, ancak asiri tatli tüketimi ile asiri kalori ve kilo almasina neden olabilecegi dikkate alinmalidir (29). Farkli kültürlerde de sütü artirmak için bitkisel çay kullanildigi belirtilmektedir (28). Gökçay’a göre (29) en ideal sivi alim sekli su içmektir. Günde 600-700 ml bitkisel çay tüketiminin sakincali oldugu belirtilmektedir.


Yirmi (yari) Kirk - Kirk Çikarma, Kirk Uçurma

Toplumumuzda dogurup da henüz yataktan kalkmamis kadina “lohusa”, logsa”, “emzikli”, “nevse”, “kirkli” gibi adlar verilmektedir (11). Toplumumuzda yaygin olarak yapilan, anne ve bebegin yirminci (içinde yirmi tane tas bulunan suyla) ve kirkinci günde (içinde kirk tane tas bulunan suyla) banyo yaptirildigi bir geleneksel uygulama da “Yirmi kirki-Kirki çikarma” islemidir. Bu uygulama hem anneye hem de bebege yapilmaktadir. Yapilan arastirmalardan da anlasilmaktadir ki, ülkemizde bu tür uygulamalarin %70-98 gibi oranlarda hala yapildigi belirtilmektedir (11,12). Sonra anne ve bebek yedi tane komsuya gezmeye giderek kirk çikarma/kirk uçurma gezmesi yapmakta ve gittigi yerlerden de hediyeler verilmektedir. Ayni uygulamanin Mersin’de %23, Aksehir’de %50,3 oraninda yapildigi tespit edilmistir (20,21). Kirklanmadan sonra anne ve bebegin her türlü pislikten arindigina, hastaliklara karsi direnç kazandiklarina, kötü ruhlarin etkisinden kurtulduklarina inanilmaktadir (1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11). Kirk uçurma/kirk gezmesi islemi zararsiz bir uygulama olup, annenin evden disari çikip toplum içine karismasini, psikolojik olarak rahatlamasini saglayan bir uygulama olarak degerlendirilebilir.


Al Basmasi

Dogum sonu dönemde anemi, temizlik kurallarina uyulmamasi, beslenme bozuklugu ve dogumlarin uygun ortamlarda yapilmamasi sonucunda dogum sonu dönemde (özellikle 24 saat ve 21 gün içinde) atesin 38 derecenin üzerine çikmasi ile “Puerperal enfeksiyon” görülebilmektedir. Çevirme ve Sayan’a göre (30) halk arasinda al basmasi olarak tanimlanip ortaya çikan belirtiler, annelik hüznü, postpartum depresyon, enfeksiyon yada dehidratasyon olabilmektedir. Ateslenmenin Anadolu’nun kimi bölgelerinde yeni dogum yapmis lohusa kadinlarca görülen, onlarin korkmasina, hasta olmasina, hatta ölmelerine neden olan kötü bir cinden kaynaklandigi düsünülmektedir. Halk inancina göre bu cin yeni dogmus bebeklere de zarar verir. Bu, halk arasinda “al basmasi, kirk basmasi, al karasi” olarak bilinmektedir (20,21). Dogum yapan kadinda al basmasi gelistigi zaman lohusa hastalanir, agirlik basar, konusamaz, aglar, yemek yemez, atesi yükselir, morarir, hayaller görür, sayiklar (30). Toplumda dogum yapan kadini al basmasindan korumak için yapilan birtakim uygulamalar vardir ve bu uygulamalarin kadini gerçekte puerperal enfeksiyon olan bu durumdan korumada çok etkili olmadigi bilinmektedir. Ülkemizde; Kirk gün evden çikmama (4); kirmizi kurdele veya kirmizi gecelik kullanma (5); bir baska lohusayla yanyana gelmeme (2); kadinlarin birbirlerinin birer dügmesini kopartip saklamasi; karsilastiklarinda igne degistirmeleri; kadinin basina kirmizi tülbent baglama; lohusa ve bebegin kirk gün kirk gece yalniz birakilmamasi, adet görmekte olan ziyaretçi kabul etmeme (5); yaninda muska veya Kuran-i Kerim bulundurma (%20); yastik altina makas veya biçak koyma (1); yatagin yakinina sogan veya sarimsak asma (4); yastigin yaninda igne veya sis bulundurma (5); vücudu kesip kan akitma (7); türbeden getirilen bezi eve asma (8), eve hayvan sokulmamasi, kadinin aynaya ve kedi köpek gibi evcil hayvanlara baktirilmamasi, lohusanin yaninda 40 gün mutlaka bir erkegin bulunmasi vs. bu uygulamalar arasindadir (21,22,23,24,22,23,24,25,26,27,28,29,30,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31). Ülkemizde al bastigi düsünülen zamanda da kadinin giydigi elbiseden bir parça alinip yakilmasi ve tütsü yapilmasi bunlar arasinda sayilabilir (11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32). Tibetlilerin inançlarina göre lohusaya sicak arpa birasi içirildigi (33), Hint kültüründe lohusa kadinin yataginin kenarina ates, su, orak konulmasi gibi uygulamalar yapildigi görülmektedir (34). Yapilan geleneksel uygulamalar göz önüne alindiginda, bunlar özellikle enfeksiyon ve dehidratasyon gibi fizyolojik komplikasyonlari önlemeye yönelik olmamaktadir. Ancak, dogum yapan kadinin yalniz birakilmamasi ve postpartum süreçteki artan sosyal destegin, annelik hüznü ya da depresyonu önlemede etkili olabilecegi düsünülebilir. Dogum sonu dönemde uygulanan diger geleneksel uygulamalar ise; dogum sonu kanamayi azaltmaya yönelik höllüge yatirilmasi, 40 gün boyunca kadinin kirli sayilip cinsel iliskiye girmesine izin verilmemesidir (20,21,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35). Bu uygulamalarin yapilmasinin zaman içinde azalmasi sevindirici bir durumdur.


Dogum Sonu Dönemde Bebege Yönelik Yapilan Geleneksel Uygulamalar

Dogum sonu dönemde bebege yönelik yapilan zararli geleneksel uygulamalardan dolayi enfeksiyonlar, hipotermi, dehidratasyon, hipoglisemi, anemi görülme riskini arttirdigi hatta bebek ölümlerine neden oldugu görülmüstür (2,3,4,5,6,7,8,9,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37).


Ilk Bebek Beslenme Zamani

Postpartum dönemde bebegin emme refleksinin uyarilmasi, laktasyon ve involüsyon sürecinin baslamasi için bebegin ilk 30 dakika içinde emzirilmesi gerekmektedir (22). Annelerin; Mersin’de dogumdan sonra ilk bir saat içinde emzirenlerin oranin %69,9 oldugu (21), Karaman’da %65,2’sinin dogumdan sonraki ilk yarim saat içinde bebeklerini emzirdikleri ve büyük oranda (7) halk arasinda agiz sütü de denilen ilk sütü verdikleri saptanmistir (38). Çaliskan ve Bayat’in (39) çalismasinda annelerin %89,2’unun ilk 1 saat içinde, Senses ve Yildizlioglu’nun (17) çalismasinda %58,5’inin üç ezan bekledikten sonra, Biltekin ve ark.’nin (31) çalismasinda %69’unun en yakin ezan okunduktan sonra bebeklerini emzirdikleri ve %11’inin bebege ilk olarak inek sütü ya da sekerli su verdigi, %50’sinin kolostrumu sagip attiklari belirlenmistir. Bu arastirma sonuçlarina dayanarak geçmis yillarda yapilan çalismalarda annelerin bebeklerini emzirmek için ezan okunmasini bekleme uygulamasini daha fazla yaptiklari söylenebilir. Uganda’da anneler bebeklerine hastalanabilecegi düsüncesiyle kolostrumu vermemektedirler (40). Pakistan’daki annelerin %71’i de ilk 1 saat içinde bebeklerini emzirmekte ve kolostrumu vermeden önce tuzlu su (%44), inek sütü (%26), zemzem suyu (%14) vermektedirler (7). Kirgiz Türkleri’nde yeni dogan bebegin agzina, özel hazirlanmis bir mama sürülmektedir. Bu mama kurutulmus iskembe ile eritilmis tereyagindan olusmus bir karisimdir. Bu mamanin çocugun agzina sürülmesiyle, bebegin ömrü boyunca yoksulluk görmeyecegine inanilir. Ayrica, bu mamayi sürdükleri için çocugun ileride hayvanci olacagi inanci da vardir. Ispanya’daki anneler de kolostrumu kötü ya da kirli oldugu için bebeklerine vermemektedirler (1,2). Dogumdan sonra anneye sivi kisitlamasinin anne sütünün azalmasina; kolostrumun verilmemesi bebekle anne arasindaki etkilesimin geç baslamasina ve protein yönünden enfeksiyonlara karsi güçlü bir bariyer olan, immünoglobulin yönünden zengin kolostrumu bebegin alamamasina neden olmaktadir (22).


Göbek Bakimi

Dogum sonu dönemde, bebegin göbek kordonu enfeksiyonlara açik bir bölge oldugu için, göbek bakimi yenidogan sagligini etkileyen bir durumdur. Göbegin kisa sürede düsmesini saglamak için göbek üzerine konulan maddeler, yenidoganda tetanoz ve diger enfeksiyonlarin gelismesine ve bebeklerin sepsisten ölmesine neden olan risk faktörleri olarak degerlendirilir (22). Özsoy ve Katabi (28) yaptigi çalismada annelerin %66,7’sinin göbek bakimi için alkol, tentürdiyot uyguladiklarini belirlemistir. Konuya iliskin yapilan diger çalismalarda; Bornova’da yasayan annelerin %31’inin göbek bakiminda kahve tozu, Trabzon’da zeytinyagi (6), Sanliurfa’da pudra (%36), Aksehir’de zeytinyagi, demir para, kahve, pudra koyma uygulamalarini (3) yaptiklari, Karaman’da annelerin %82,6’sinin göbek bakiminda alkol kullandiklari, %1,5’inin püse (çamlarin çirali yerlerinden elde edilen siyah katran) uyguladigi, %2,7’sinin yanmis kül uyguladigi belirlenmistir (20,21,22,23,24,25,26,27,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41). Yenidogan ölümlerinin çogunun 0-1 ayda gerçeklestigi göz önüne alinirsa yapilan bu uygulamalarin, risk faktörlerini (hipotiroidi, enfeksiyon, neonatal tetanoz gibi) daha da artirdigi söylenebilir. Göbek kordonuna yönelik geleneksel uygulama oranlarinin Çaliskan ve Bayat’in (39) çalismasinda %22,4, Biltekin ve ark.’nin (31) çalismasinda %31, Egri ve Gölbasi’nin (24) çalismasinda %37,3 oldugu saptanmistir. Bütün bu çalismalar göbek bakiminda geleneksel uygulamalarin hala yüksek düzeyde uygulandigini ortaya koymaktadir. Gelismekte olan ülkeler arasinda Etiyopya, Nepal ve Banglades ilk siralarda yer almaktadir. Pakistan’da annelerin %77’si [kayisi çekirdeginden yapilmis Matti (%43), soguk krem (%18), tereyagi (%17), zerdeçal tozu (2), hardal tohumu yagi (7)] farkli karisimlar sürdükleri; Uganda’da bebeklerin göbeginin iyilesmesini hizlandirmak için annenin ya da arkadaslarinin tükürdügü, inek gübresi, otlar sürdügü; Etiyopya’da petrol jölesi, tereyagi, saç losyonu kullanilirken diger ülkelerde de hardal yagi, inek gübresi, kül, çamur vs. uyguladiklari saptanmistir (40). Nepal, Banglades, Pakistan’da yapilmis olan çalismalarda klorhekzidinle göbek bakimi saglandiginda omfalit ve neonatal ölümlerin azaldigi görülmüstür (45-47). Dünya Saglik Örgütü, göbek kordonunun kurumasi için alkol, mersol benzeri maddeler kullanilmasi yerine, kendi kendine düsmesinin beklenilmesini, sadece Afrika, Afganistan gibi gelismekte olan ülkelerde bir antiseptik solüsyonun kullanilmasini önermektedir (10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22).


Göbek Kordonunun Saklanmasi

Türk annelerinin çogunlugu, bebegin göbegi düstükten sonra atilmaz ve kendileri için anlami olan yerlerde saklamaktadirlar. Bebegin göbegi düstügünde ileride nasil bir insan olmasi isteniyorsa, ona göre uygulamalar yapilmaktadir (20,21,22,23,24,25,26,27,28). Çocuklarinin ileride dindar birisi olmasi için göbek kordonunu cami avlusuna gömdükleri, iyi bir egitim almalari için okul bahçesine gömdükleri, doktor olmalarini istiyorlarsa tip fakültesinin bahçesine gömdükleri, bazilarinin da evine bagli biri olmasi için evin bahçesine gömdükleri ya da evin içinde muhafaza ettikleri görülmüstür (20,21,22,23,24). Nijerya’daki Igbo’larda bebek dogdugunda özel bir agaç seçilir ve göbek kordonu düstügünde bu agacin altina gömülmektedir (48). Böylece çocugun uzun ömürlü olduguna inanilmaktadir. Göbegin saklanmasina iliskin yapilan bu uygulamalar, bebek sagligi açisindan zarari olmayan ve yapilmasinda sakinca görülmeyen uygulamalardir.


Bebegin Ilk Banyosu

Bebegin ilk banyosu göbegi düsmeden önce silme banyo, göbegi düstükten sonra normal banyo seklinde ve yenidoganin vücut isisi, kalp ve solunum hizinin dengelenmesinden sonra yaptirilmasi önerilmektedir. Islak ve nemli ortam göbek kordonunun kuruyup düsmesini geciktirmekte ve enfeksiyon gelismesine neden olabilmektedir (10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22). Yapilan arastirmalarda; Sanliurfa’da annelerin %53,5’inin, Mersin’de %66’sinin, Trabzon’da %50’sinin bebegin göbegi düstükten sonra, Ordu’da annelerin %66’sinin bebegin göbegi düsmeden önce, Erzurum’da %37,7’sinin bebeklerinin yari kirki (20 gün) veya kirki çiktiktan sonra banyo yaptirdigi tespit edilmistir (21,22,23,24,25,26,27,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49). Anadolu’da siklikla uygulanan bebek kirk günlük oldugunda bebegin banyo yaptirilmasidir. Birçok ailenin bebegin 40. gününü özel bir gün olarak saydiklari ve ailecek kutladiklari bilinmektedir. Bölgeler arasinda farkli kirklama uygulamalari yapilmasina karsin genellikle kirklama yikayisi, ailenin gücüne göre yikama suyuna kirk arpa, çakil, findik ya da altin konularak çocugun yikanmasi seklinde yapilmaktadir (50). Bu uygulamalar Türkiye’nin tüm bölgelerinde vardir, geçmiste uygulanmis ve bazilari da halen uygulanmaktadir. Karaman’daki annelerin %65’i bebeklerini kirkladiklarini belirtmisledir (38). Egri ve Gölbasi’nin (24) çalismasinda annelerin %97,8’i, Çetinkaya ve ark.’nin (18) çalismasinda %73,7’si, Isik ve ark.’nin (21) çalismasinda %50’sinin bebeklerini kirkladiklari belirtilmistir. Kirklama zarari olmayan geleneksel uygulamalardan biridir. Nijerya’daki Igbo’larda da dogumdan yaklasik sekiz hafta sonra “omugwo günü” düzenlenerek, bütün komsularinin katilimiyla bir nehirde bebege ve anneye banyo yaptirilmaktadir. Hem anneye hem bebege hediyeler getirilmektedir (48).


Tuzlama

Türk geleneklerine göre, bebegin göbegi düstükten sonra tuzlama yapildigi görülmektedir (20,21,22,23,24,21,22,23,24,25,26,27,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31). Tuzlama; bebegin banyo suyuna tuz konulmasi veya bebegin vücudunda özellikle çok terleyen bölgelere (koltuk alti, ayaklar, boyun) tuz sürülmesi seklinde yapilmaktadir. Yenidogani tuzlama uygulamasi; agriya, deride kizarikliga, derinin bütünlügünün bozulmasina, ayrica vücuttan sivi kaybina ve dehidratasyona neden olabilecegi için sagliga zararli bir uygulamadir (22,23,24). Ülkemizde farkli bölgelerde yapilan çalismalarda %39-86,50 oranlarinda yenidogani tuzlama uygulamasi hala devam etmektedir (18,19,20,19,20,21,19,20,21,22,23,24,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51). Dogum sonu dönemde bebeklerini tuzladiklarini ifade eden annelerin çogunlugu, ileriki yillarda bebegin kokmamasi ve pisik olmamasi için bu uygulamayi yaptiklarini söylemislerdir. Ülkemizde yapilan diger çalismalarda da benzer nedenlerin yaninda, bebegin ileride yakalanabilecegi hastaliklardan arinmasi, bebegin teninin güzel ve düzgün olmasi için tuzlandigi ileri sürülmüstür (21,22,23,24,22,23,24,25,26,27,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50). Pakistan’da dogumdan sonra ilk 1 saat içinde annelerin %28,7’si banyo yaptirmislardir (7). Sudan’daki annelerin bebeklerini erken dönemde banyo yapma, hardal yagiyla masaj yapma genel uygulamalarindandir (51). Gelismekte olan diger ülkelerde yapilan çalismalarda da yenidoganlarin büyük çogunlugunun dogumdan sonra 6 saat içinde banyo yaptirildigi görülmüstür (3). Bu uygulama yenidoganda koruyuculugu saglayan verniks kazeozanin uzaklastirilmasina ve bebegin hipotermiye girmesine neden olabilmektedir (22).


Tirnak Kesme

Bebegin tirnaklari uzadigi zaman, ona özel bir tirnak makasiyla kesilmelidir (22). Izmir’de yapilan çalismada annelerin %18,6’si bebegin kirki çikana kadar tirnaklarini kesmediklerini, Trabzon’da %30,8’i bebegin tirnaklarini uzayinca ve %29,8’i kirki çikinca kestiklerini ifade etmislerdir (36,37,38,39,40,41). Yapilan çalismalarda bebegin tirnaklarinin uzayinca kesilmesi, bebegin kendisine zarar vermesini ve enfeksiyon olusmasini engelleyecegi için faydali bir uygulama olarak düsünülebilir. Çaliskan ve Bayat’in (39) çalismasinda annelerin %48,9’u bebeklerinin tirnaklarini 40 günlük olduktan sonra kestiklerini belirtmislerdir. Bir inanisa göre de, bebegin tirnaklarinin bir yildan önce kesilirse ileride hirsiz olacagi inancidir (11,12,13,14,15,16,17,18,19,20). Bebeklerin çok hizli büyüme evreleri olan ilk aylarda tirnaklarda hizli bir sekilde uzamaktadir. Tirnak kesimi için bu kadar uzun bir dönem bekleme yanlis bir uygulama olarak karsimiza çikmaktadir. Bebeklerin tirnaklari uzadikça uygun bir sekilde kesilmelidir.


Nazardan Korunma

Türk toplumunun kültüründe “nazar degmesi, göz degmesi, göze gelme, kem göz, kötü göz” olarak ifade edilen nazar inancina çok sik rastlanilmaktadir (19). Bilgen Sivri’nin (20) çalismasinda annelerin %91,3’ünün bebeklerini nazardan korumak için, %89,9’unun da nazara ugradiginda nazarin zararini önlemek için uygulamalara basvurdugu tespit edilmistir (20). Anadolu’da farkli zaman ve yerlerde yapilan diger arastirmalarda da dua okuma, muska takma, mavi boncuk takma, kursun döktürme, ilk kakali bezi kapi esigine koyma, nazarla bakan kisiye okutma ve igde çekirdegi takma vs. uygulamalarindan söz edilmektedir (1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36). Kursun döktürme; nazar degdigine inanilan kisinin basinin üstüne çarsaf örtülür ve üzerinde erimis kursun su dolu tabaga dökülür. Döküldügünde kursunun aldigi sekil üzerinde tahminler yapilarak nazari kimin degdirdigi bulunmaya çalisilir. Iran kültüründe yeni dogum yapmis anne ve bebegi nazardan korumak için yapilan uygulamalar, bizim uygulamalarimiza benzer uygulamalardir. Mavi boncuk takma, muska takma, dua etme ve bebegi yabancilara göstermeme bu uygulamalarin en önemlilerindendir (25,26,27,28). Ayrica Çin kültüründe bebek bir ayini doldurmadan yakin akraba, büyük anne ve babalarin disinda kimseye gösterilmemektedir (52). Hindistan’da dini liderler tarafindan verilen takilarin kullanilmasiyla, “kujul” adi verilen siyah karisimin bebegin alnina sürülmesiyle ve bebegin yataginin altina demirden yapilmis olan seylerin konmasiyla bebegi nazardan koruduguna inanilmaktadir (34). Winch ve ark.’nin (37) Banglades’te yaptigi çalismada da dogumdan sonra ilk dokuz gün bebeklerin disariya çikarilmadigi, kiskanç insanlardan ve kötü niyetli ruhlardan korumak için Kuran-i Kerim’den alinarak yazilmis muska takildigi görülmüstür (37). Çalismalarda görüldügü gibi annelerin bebekteki nazara yönelik olarak yaptiklari nazar boncugu takma, muska takma, dua okuma uygulamalarinin bebege zarari olmayabilir. Ancak annelerin birçok hastalik ve belirtileri nazar degmesi seklinde yorumlayip, çocugu herhangi bir saglik kurulusuna götürmek yerine, çesitli geleneksel yöntemlere basvurmalari bebek sagligini olumsuz yönde etkileyebilir.


Kundaklama

Kundaklama, gelisimsel kalça displazisi için risk faktörleri arasinda belirtilmektedir (2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22). Bu nedenle kundak yapmanin bebek sagligini olumsuz etkileyen bir geleneksel uygulama oldugu gözden kaçirilmamalidir. Türkiye’de kundaklama gelenegi oldukça yaygindir. Türkiye’de yapilmis pek çok çalismada annelerin çogunlukla bebeklerini sicak tutmasi, bacaklarinin çarpik olmamasi, bacaklarinin düzgün olmasi ve eli ayaginin düzgün olmasi için kundakladiklari tespit edilmistir (24,25,25,26,27,25,26,27,28,29,30,31). Egri ve Gölbasi (24) tarafindan yapilan bir çalismada, annelerin %89,8’i bebeklerin iyi uyumasi, bacaklarinin güzel ve sirtlarinin rahat olmasi için bebeklerini kundakladiklari bulunmustur. Dinç’in (27) yaptigi çalismada da annelerin %12,8’inin bebeklerin uyurken düsmemesi için kundakladiklari tespit edilmistir. Kollari ve bacaklari bagli olan bebekler rahat hareket edemezler. Ayrica gelisimsel kalça displazisi için risk faktörleri arasinda belirtildiginden zararli bir geleneksel uygulamadir.


Pisik

Halk arasinda pisik olarak ifade edilen diaper dermatit, perinede, perine alti bölgede ve çevresinde kapalilik, nem ve iritasyon sonucu olusan kizarikliklardir (22). Iyilesmedigi takdirde hekime basvurulmalidir. Karaman’da annelerin %40,3’ü bebeklerini pisikten korumak için pudra döktükleri, %68’inin bebekleri pisik oldugunda doktorun verdigi kremleri kullandiklari, Çaliskan ve Bayat’in (39) çalismasinda annelerin %8,2’sinin bebekleri pisik oldugunda topraga yatirdiklari, Rahman ve ark.’nin (53) çalismasinda %35,1’nin zeytinyagini isitarak asiti uçurduktan sonra pisige sürdükleri, Biltekin ve ark.’nin (31) çalismasinda %56’sinin zeytinyagi sürdükleri belirlenmistir (38). Zeytinyagi, idrardaki amonyagin deriye temas etmesini önlemesi bakimindan dogru bir yaklasim olarak, pudra ise kasik, koltukalti, boyunda birikerek tahrise neden olabilecegi gibi, havaya karisip bebegin solunum yollarina kaçarak akciger problemlerine neden olabileceginden yanlis bir uygulama olarak degerlendirilmektedir (22).


Yenidogan Sariligi

Sarilik, dogumdan 24 saat sonra görülüyorsa fizyolojik; 24 saat içinde görülüyorsa patolojik sariliktir. Sarilik meydana geldiginde fizyolojik olsa dahi takibi yapilmalidir, aksi takdirde bebegin kanindaki bilirubin seviyesinin asiri yükselmesi sonucunda, bebekte önemli beyin hasarlarina neden olan kernikterus tablosu gelisebilir (22). Karaman’da annelerin bebeklerini sariliktan korumak için %78,5 oraninda sik besledikleri ve %8,5 oraninda ise saglik kurulusuna götürdügü belirlenmistir (38). Çaliskan ve Bayat’in (39) çalismasinda sarilik olan bebege annelerin %48,9’u doktora götürdükten sonra sari giydirme, altin takma, Çetinkaya ve ark.’nin (18) çalismasinda annelerin %70,7’si bebeklerin sarilik olmamalari için altin takma, Isik ve ark.’nin (21) çalismasinda annelerin %40’i sari örtü örtme, Bilgen Sivri’nin (20) çalismasinda da annelerin bebege maden suyu içirme uygulamalarini yaptiklari belirlenmistir (38). Annelerin sariligi önlemek amaciyla bebeklerini sik sik emzirmeleri, sarilik oldugunda saglik kurulusuna götürmeleri, bunun yaninda da zararsiz olan uygulamalari (altin takma vs.) yapmalarinda sakinca görülmemektedir.


Pamukçuk

Pamukçuk (moniliazis), bebegin enfekte dogum kanalindan geçmesi sirasinda, uzun süreli antibiyotik tedavisi yapildiginda, kontamine eller, biberon ya da gögüslerle temas gibi nedenlerle sonucu görülebilmektedir. Bebeklerde sik görülen ve onlarin beslenmesini olumsuz etkileyen bir sorun olmasina karsin, meme bakimi ve bikarbonatli su ile kolaylikla tedavi edilmektedir (22). Yapilan çalismalarda çogunlukla annelerin bebegin agzina soda sürme uygulamasini yaptiklari tespit edilmistir (20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53,54,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53,54,55). Bu uygulamalarin yaninda bebeklerinde pamukçuk oldugunda annelerin bebegin agzini saç, karbonat, seker, annenin saçi ve kuru bezle temizlemek gibi uygulamalari yaptiklari görülmüstür (20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53,54,55). Yapilan diger arastirmalar da bu sonuçlari destekler niteliktedir (24,25,26,27,28,29,30,31,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41). Annelerin çogunlugunun kolay önlenebilir pamukçugun geçmesi için soda kullanmasi modern tipla bagdasmaktadir. Ancak saç ile silme, nisasta sürme gibi geleneksel uygulamalarin pamukçugun daha çok artmasina ve iyilesmenin gecikmesine, hatta bebegin baska enfeksiyonlara yakalanmasina neden olabilir (55).


Öksürük

Öksürük, çocukluk çaginda sik görülen bir semptomdur. Öksürük tek basina ya da baska semptomlarla beraber bebeklerde en sik rastlanilan solunum yolu sikayetidir. Alt solunum yolu enfeksiyonlari, ülkemizde bes yas alti çocuk ölüm nedenlerinin son sirasinda yer alirken, az gelismis ve gelismekte olan ülkelerde ise ilk sirada yer almasi nedeniyle atlanmamasi gereken bir durumdur (22). Bu nedenle öksürüge iliskin yapilan geleneksel uygulamalar, çocugun doktora götürülmesini geciktirebilecegi ve çocuk sagligina zarar verebilecegi için önemlidir. Konuya iliskin ülkemizde yapilan diger çalismalarda annelerin çocugun öksürügünü gidermek için, bebegin sirtina ya da gögsüne çesitli karisimlar (bal, pekmez, aspirin, zeytinyagi, kolonya, gazyagi, ispirto) sürdügü; yün, sicak havlu, tiftik eldiven ve gazete koyduklari tespit edilmistir. Pekmez, bal, nane-limon, zeytinyagi, zencefil-bal, fatmagül çayi gibi içecekler içirdigi belirlenmistir (20). Süt ya da çay kaynatip içine karabiber koyup içirme, gazyagini sekere damlatip yedirme, çocugun bogazina anahtar asip çöplüklerin üstünden atlatma, çocugun sirtina sicak süt, kolonya, viks merhem sürme, süt veya tereyagli pekmez içirme, maydanozu kaynatip içirme de yapilan diger uygulamalar arasinda yer almaktadir (22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49).


Kabizlik

Kabizlik da ishal gibi bebekte en çok karsilasilan sorunlardan biridir (22). Aksehir’de yapilan çalismada, bebeklerinde kabizlik oldugunda annelerin yarisindan fazlasinin çocuklarina herhangi bir uygulama yaptigi, annelerin bebeklerine zeytinyagi içirdikleri ve fitil kullandiklari belirlenmistir (20). Ülkemizin degisik yerlerinde yapilan arastirmalarda da benzer sonuçlar elde edilmistir (38,39,40,41,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50). Annelerin basvurduklari zararli geleneksel uygulamalar arasinda anüse zeytinyagi, kati yag, sabun koyma, herhangi bir müshil ilaci ve fitil kullanma gibi uygulamalarin da yapildigi tespit edilmistir (38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50). Annelerin yaptigi bu geleneksel uygulamalar kabizligi gidermekten ziyade, bebek için hem psikolojik hem de fizyolojik sakincalara neden olabilmektedir. Özellikle anüsten sokulan sabun, tahris edici özelligi nedeniyle çocugun bagirsak mukozasina zarar verebilmektedir (22). Ancak annelerin bebekleri kabiz oldugunda zeytinyagi içirmesi olumlu bir davranistir.


Memede Sislik

Bebekler yeni dogdugunda anneden geçen hormonlar nedeniyle memede sislik olabilmektedir (22). Memedeki sisligi azaltmak için ovmak ya da sikmak, tahrise, hatta enfeksiyona yol açabilmektedir. Sislik kendi haline birakildiginda birkaç gün içinde geçebilir. Aksehir’de yapilan çalismada annelerin %40,5’i, bebegin memesindeki sisligi gidermek için siktiklarini ifade etmislerdir. Annelerin tümü, meme içindeki sütün bebege sanci yaptigini düsündükleri için memeyi siktiklarini ifade etmislerdir (20). Isik ve ark.’nin (21) Mersin’deki çalismasinda annelerin %19,2’sinin bebegin memelerini ovarak sivinin disari çikmasini sagladiklari tespit edilmistir.


Bebeklerin Güzel Olmasi

Bebeklerin güzel olmasi amaciyla yanagina anne sütü sürme, burnunu sikma, yatarken sik sik basinin pozisyonunu degistirme, kaslarina badem yagi sürme vs. gibi uygulamalar yapildigi görülmüstür (20,21,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31). Bu uygulamalardan bebeklerin güzel olmasi amaciyla gözlerine sürme çekme, konjonktivite neden olabilen hatali bir uygulamadir (22). Bu uygulamanin Arisoy ve ark.’nin (38) çalismasinda %10,9, Isik ve ark.’nin (21) çalismasinda %46,1, Biltekin ve ark.’nin (31) çalismasinda %24 oldugu belirlenmistir. Aksehir’de yapilan çalismada da annelerin %33,6’sinin bebegin güzel olmasi için; yüzüne anne sütü (2) sürme, burnunu sikma (9) gibi çesitli uygulamalar yaptiklari saptanmistir (20). Bebegin yüzüne anne sütünün sürülmesi zararli bir uygulama degildir. Ancak, göze sürme çekme uygulamasi, bebekte göz enfeksiyonlarina neden olabileceginden zararli uygulamalardandir (21,22,22,23,24,25,26,27,28).


Aglama

Aglama, bebegin tek iletisim aracidir. Bebegin aglamasi yardima ve rahatlatilmaya gereksinimi oldugunu gösterir. Bebeklerin tümü bazen kizdigindan, korktugundan, uyuyamadigindan, aciktigindan, susadigindan, alti kirlendiginden aglamaktadir. Tüm bunlar genellikle fiziksel saglik açisindan sorun olusturmaz (22). Bebek ihtiyaçlari giderildigi halde sürekli aglamaya devam ediyorsa, anneler bebegin bir rahatsizligi olabilecegini düsünerek, degisik uygulamalarda bulunmaktadirlar (20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39). Bu durumlarda hekimin aglayan bebegin aglama nedenini çok dikkatli bir öykü, fizik inceleme ve yakin gözlemle bulmasi ve tedavi etmesi gereklidir (22,23,24,25,26,27,28,29). Anne, aglamalarin belirgin biçimde kendi yediklerinden kaynaklandigini belirtiyorsa, bu besinleri diyetinden çikarabilir (23). Kucakta tasima, sik yikama, sicak havlu uygulamasi bebekleri sakinlestirmek için ailelerin uygulamaya koyduklari diger yöntemlerdendir (20,21,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41). Eski inanislara göre, erkek bebeklerin sürekli aglamasi iyi degildir. Bebek fazla aglayip sikilirsa fitik olur. Bu nedenle erkek bebekleri fazla aglatmazlar. Buna karsin, kiz bebeklerinin aglamasi, cigerlerinin açilacagi ve gözlerinin güzel olacagi düsüncesiyle iyi karsilanmaktadir (11). Yapilan diger çalismalarda; Bornova’da annelerin %64’ü, Karaman’da %23’ü dua okunmasi gerektigini, %16’si da bebegi kucaga alarak susturabilecegini ifade etmislerdir (31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50). Trabzon’da ise annelerin %17’si kucaga alip salladiklarini, %12,3’ü de doktora götürdüklerini ifade etmislerdir (41).


Sonuç

Insanlar çok farkli yerlerde, farkli cografik sartlarda yasasalar bile, dogum sonu dönemde anne ve bebek bakimina yönelik geleneksel uygulamalar yapilmaya devam etmektedir. Geleneksel inanç ve uygulamalar ile ilgili Türkiye genelini kapsayan genis bir çalisma bulunmamaktadir. Ancak yöresel halk hekimligi uygulamalarini inceleyen çesitli bölgelerde yapilmis çalismalar bulunmaktadir. Bu çalismalar insan sagligini tehlikeye sokabilecek geleneksel uygulamalarin günümüzde de halen uygulanmakta oldugunu göstermektedir. Holistik bir bakis açisiyla bireyleri ele alan, bakimin kalitesinin arttirilmasinda öncülük eden hemsirelere bu konuda büyük sorumluluklar düsmektedir. Kültürlerarasi hemsireligin önem kazandigi dünyada hemsireler hizmet verdikleri toplumun kültürel faktörlerini, kendi kültürlerini, bakim verdikleri gebelerin ve ailelerinin kültürlerini bilmeli ve degerlendirmeli, bu dogrultuda egitimlerini planlamalidir. Etik Hakem Degerlendirmesi: Editörler kurulu tarafindan degerlendirilmistir. Yazarlik Katkilari Konsept: Birsen Bilgen Sivri, Nimet Karatas, Dizayn: Birsen Bilgen Sivri, Nimet Karatas, Veri Toplama veya Isleme: Birsen Bilgen Sivri, Analiz veya Yorumlama: Birsen Bilgen Sivri, Nimet Karatas, Literatür Arama: Birsen Bilgen Sivri, Yazan: Birsen Bilgen Sivri. Çikar Çatismasi: Yazarlar tarafindan çikar çatismasi bildirilmemistir. Finansal Destek: Yazarlar tarafindan finansal destek almadiklari bildirilmistir.


1. Egri G B, Konak A. Dogum sonu dönem ile ilgili geleneksel inanç ve uygulamalara dünyadan ve Türkiye&rsquoden örnekler. Journal of World of Turks . 2011;3:0-143.

2. Sevig Ü, Tanriverdi G, (eds). Kültürlerarasi Hemsirelik. . Baski. Istanbul: Istanbul Tip Kitabevi. 1;0:0-0.

3. Osrin D, Tumbahangp KM, Shrestha D, Mesko N, Shrestha BP, Manandhar MK, et al. Cross sectional community based study of care of newborn infants in Nepal. BMJ . 2002;325:0-0.

4. Barnett S, Azad K, Barua S, Mridha M, Abrar M, Rego A, et al. Maternal and newborn-care practices during pregnancy childbirth, and the postnatal period: A comparison in three rural districts in Bangladesh. J Health Popul Nutr . 2006;24:0-394.

5. Rahi M, Taneja DK, Misra A, Mathur NB, Badhan S. Newborn care practices in an urban slum of Delhi. Indian J Med Sci . 2006;60:0-506.

6. Darmstadt GL, Hussein MH, Winch PJ, Haws RA, Lamia M, El-Said MA, et al. Neonatal home care practices in rural Egypt during the first week of life. Trop Med Int Health . 2007;12:0-783.

7. Khan GN, Memon ZA, Bhutta ZA. A cross sectional study of newborn care practices in Gilgit, Pakistan. J Neonatal Perinatal Med . 2013;6:0-69.

8. Memona ZA, Khanb MI, Soofic S, Muhammad S, Bhuttac ZA. A cross sectional survey of newborn care practices in rural Sindh, Pakistan: Implications for research and policy. J Neonatal Perinatal Med . 2013;6:0-137.

9. Aydin S, Oskay Ü. Perinatolojide kültürlerarasi hemsirelik. Int J Human Science . 2013;10:0-1607.

10. Taskin L. Dogum ve Kadin Sagligi Hemsireligi. . Baski. Ankara: Sistem Ofset. 8;0:0-0.

11. Savran G. Adana bölgesinden derlenen bazi halk tibbi uygulamalarinin tibbi antropoloji açisindan degerlendirilmesi. Çukurova Üniversitesi Tü. 0;0:0-0.

12. Geçkil E, Sahin T, Ege E. Traditional postpartum practices of women and infant and the factors influencing such practices in South Eastern Turkey. Midwifery . 2009;25:0-62.

13. Maimbolwa CM, Yamba B, Diwan V, Ransjo-Arvindson AB. Cultural child birth practice and beliefs in Zambia. J Adv Nurs . 2003;43:0-263.

14. Khadduri R, Marsh DR, Rasmussen B, Bari A, Nazir R, Darmstadt GL. Household knowledge and practices of newborn and maternal health in Haripur district, Pakistan. J Perinatol . 2008;0:0-0.

15. Lamxay V, Boer HJ, Björk L. Traditions and plantuse during pregnancy, child birth and postpartum recovery by the Kry ethnic group in Lao PDR. J Ethnobiol Ethnomed . 2011;7:0-0.

16. Wang X, Wang Y, Zanzhou S, Wang J, Wang J. A population-based survey of women&rsquos traditional postpartum behaviors in Northern China. Midwifery . 2008;19:0-238.

17. Senses M, Yildizoglu I. Sekiz ayri ildeki kaynana ve gelinlerin lohusalik ve çocuk bakiminda geleneksel uygulamalari. Çocuk Forumu . 2002;5:0-44.

18. Çetinkaya A, zmen D, Cambaz S. Manisa&rsquoda çocugu olan 15-49 yas kadinlarin dogum sonu dönemde yenidogan sagligi ile ilgili geleneksel uygulamalari. Celal Bayar Üniversitesi Hemsirelik Yüksekokulu Dergisi . 2008;12:0-39.

19. Gölbasi Z, Egri G. Dogum sonu dönemde annenin bakimina yönelik yapilan geleneksel uygulamalar. Cumhuriyet Tip Dergisi . 2010;32:0-276.

20. Bilgen Sivri B. Aylik Bebegi Olan Annelerin Anne-Bebek Bakimina Iliskin Geleneksel Uygulamalari. (Yüksek Lisans Tezi). Kayseri: Erciyes Üniversitesi. 12;0:0-0.

21. Isik T, Akçinar M, Kadioglu S. Mersin ilinde gebelik, dogum ve logusalik dönemlerinde anneye ve yenidogana yönelik geleneksel uygulamalar. Uluslararasi Insan Bilimleri Dergisi . 2010;7:0-63.

22. Törüner EK, Büyükgönenç L. Çocuk Sagligi Temel Hemsirelik Yaklasimlari. . Baski. Cilt . Ankara: Göktug Yayincilik. 1;0:0-0.

23. Eker A, Yurdakul M. Annelerin bebek beslenmesi ve emzirmeye iliskin bilgi ve uygulamalari. Sürekli Tip Egitim Dergisi . 2006;15:0-158.

24. Egri G, Gölbasi Z. 15-49 yas grubu evli kadinlarin dogum sonu dönemde bebek bakimina yönelik geleneksel uygulamalari. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni . 2007;6:0-313.

25. Koyun A, Çamuroglu C, Korkmaz G, Mentese N, Ocak F. Kadinlarin gebelik, dogum ve yenidogan bakimina iliskin geleneksel inanç ve uygulamalari. Aile ve Toplum Dergisi . 2010;6:0-57.

26. Gökduman M, Akdolun Balkaya N. 0-6 Aylik bebegi olan annelerin anne sütünü artirmaya yönelik geleneksel uygulamalari. ADÜ Tip Fakültesi Dergisi . 2013;14:0-31.

27. Dinç S. Sanliurfa merkezde bulunan 4 numarali saglik ocagina kayitli 0-1 yasinda çocuga sahip annelerin çocuklarinin bakiminda kullandiklari geleneksel uygulamalar. Hemsirelikte Arastirma Gelistirme Dergisi . 2005;1:0-53.

28. zsoy SA, Katabi V. A Comparison of traditional practices used in pregnancy, labour and the postpartum period among women in Turkey and Iran. Midwifery . 2008;24:0-291.

29. Gökçay G. Yasamin Ilk 2 Yilinda Çocuk Sagligi ve Bakimi. . Baski. Istanbul: Saga Yayinlari. 1;0:0-0.

30. Çevirme H, Sayan A. Al karasi inanmalari ve bilim. Millî Folklor . 2005;17:0-67.

31. Biltekin , Boran D, Denkli MD, Yalçinkaya S. Naldöken Saglik Ocagi Bölgesinde 0-11 aylik bebegi olan annelerin dogum öncesi dönem ve bebek bakiminda geleneksel uygulamalari. STED . 2004;13:0-166.

32. Çinpolat S. Karaçay Halk Inanislari ve Uygulamalarinin Dinler Tarihi Açisindan Degerlendirilmesi (Tokat Örnegi) (Yüksek Lisans Tezi). Kayseri: Erciyes Üniversitesi. 0;0:0-0.

33. Adams V, Miller S, Chertow J, Craig S, Samen A, Varner M. Having a safe delivery: Conflicting views from Tibet. Health Care Women Int . 2005;26:0-821.

34. Choudhry UK. Traditional practices of women from India: pregnancy, child birth and newborn care. J Obstet Gynecol Neonatal Nurs . 1997;26:0-533.

35. Çakirer N, Çaliskan Isik Z. Nevsehir Ili Agilli Köyünde gebelik, dogum ve lohusaliga iliskin geleneksel inanç ve uygulamalar. TAF Preventive Medicine Bulletin . 2010;9:0-343.

36. Beser A, Topçu S, Çoskun A, Erdem N, Gelisken R, zer D. Traditional child care practices among mothers with infants less than 1 year old. DEUHYO ED . 2010;3:0-137.

37. Winch PJ, Alam MA, Akther A, Afroz D, Ali NA, Ellis AA, et al. Local understandings of vulnerability and protection during the neonatal period in Sylhet District, Bangladesh: A qualitative study. Lancet . 2005;366:0-478.

38. Arisoy A, Canbulat N, Ayhan F. Karaman ilindeki annelerin bebeklerinin bakiminda uyguladiklari geleneksel yöntemler. Anadolu Hemsirelik ve Saglik Bilimleri Dergisi . 2014;17:0-23.

39. Çaliskan Z, Bayat M. Annelerin bebek bakimi uygulamalari ve etkileyen faktörler: Bir Kapadokya örnegi. Anadolu Hemsirelik ve Saglik Bilimleri Dergisi . 2011;14:0-23.

40. Beinempaka F, Tibanyendera B, Atwine F, Kyomuhangi T, Macdonald NE. The practice of traditional rituals and customs in newborns by mothers in selected villages in southwest Uganda. Paediatr Child Health . 2014;19:0-0.

41. Kahriman I. Trabzon Il Merkezinde 6-12 Aylik Çocugu Olan Annelerin Bebek Bakimina Iliskin Geleneksel Uygulamalari (Yüksek Lisans Tezi). Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi. 612;0:0-0.

42. Mullany LC, Darmstadt GL, Katz J, Khatry SK, LeClerq SC, Adhikari RK, et al. Risk factors for umbilical cord infection among newborns of southern Nepal. Am J Epidemiol . 2007;165:0-203.

43. Alam MA, Ali NA, Sultana N, Mullany LC, Teela KC, Khan NU, et al. Newborn umbilical cord and skin care in Sylhet District, Bangladesh: Implications for the promotion of umbilical cord cleansing with topical chlorhexidine. J Perinatol . 2008;28:0-61.

44. Amare Y. Umbilical cord care in Ethiopia and implications for behavioral change: A qualitative study. BMC Int Health Hum Rights . 2014;14:0-0.

45. Mullany LC, Shah R, El Arifeen S, Mannan I, Winch PJ, Hill A, et al. Chlorhexidine cleansing of the umbilical cord and separation time: A cluster randomized trial. Pediatrics . 2013;131:0-708.

46. Arifeen SE, Mullany LC, Shah R, Mannan I, Rahman SM, Talukder MR, et al. The effect of cord cleansing with chlorhexidine on neonatal mortality in rural Bangladesh: A community-based, cluster-randomised trial. Lancet . 2012;379:0-1022.

47. Soofi S, Cousens S, Imdad A, Bhutto N, Ali N, Bhutta ZA. Topical application of chlorhexidine to neonatal umbilical cords for prevention of omphalitis and neonatal mortality in a rural district of Pakistan: A community-based, cluster-randomised trial. Lancet . 2012;379:0-1029.

48. Okpomeshine C. Traditional birthing practices in Igbo Land, Nigeria. Int J Interdisciplinary Social Sciences . 2011;6:0-193.

49. zyazicioglu N. 12 aylik çocugu olan annelerin çocuk bakimina iliskin geleneksel uygulamalari. Atatürk Üniv. Hemsirelik Yüksekokulu Dergisi . 2005;8:0-63.

50. Yalçin H. Gebelik, dogum, lohusalik ve bebek bakimina iliskin geleneksel uygulamalar (Karaman örnegi). Çocuk Sagligi ve Hastaliklari Dergisi . 2012;55:0-19.

51. Ali AA, Siddig MF. Poor practice and knowledge among traditional birth attendantsin Eastern Sudan. J Obstet Gynaecol . 2012;32:0-767.

52. Bratwaite A, Williams CC. Child birth experiences of Professional Chinese Canadian women. J Obstet Gynecol Neonatal Nurs . 2004;33:0-748.

53. Rahman S, Altan S, Çam S, Yüksel H. Manisa ili Karaagaçli beldesinde çocuk bakimina yönelik yöresel uygulamalar. Lokman Hekim Journal . 2013;3:0-15.

54. Bölükbas N, Erbil N, Altunbas H, Arslan Z. 0-12 Aylik bebegi olan annelerin çocuk bakiminda basvurduklari geleneksel uygulamalar, Uluslararasi Insan Bilimleri Dergisi . 2009;1:0-165.

55. Demirbag CB, Tanir KM, Kuguoglu S. 1-12 ay arasi bebeklerde pamukçuk enfeksiyonu ve annelerin tedaviye yönelik kullandiklari geleneksel yaklasimlar. Electronic Journal of Vocational Colleges . 2012;0:0-0.