Derleme

Yenidogan Döneminde Hipoglisemiye Yaklasim

10.4274/Jcp.11.06

  • Özlem Sangün
  • Bumin Dündar

J Curr Pediatr 2013;11(1):31-38

Yenidoganlarin enerji gereksinimi fazla, birçok enzim sistemleri ve substratlari ise siklikla yetersizdir. Bu yüzden yenidogan döneminde hipoglisemiye yatkinlik fazladir. Bu dönemde gözlenen hipoglisemiler, siklikla geçici karakterde olup, spesifik klinik bulgu vermezler. Yenidoganin keton ve laktat gibi alternatif enerji kaynaklari düsüktür ve glukoz yenidoganin baslica enerji kaynagi olup, temel olarak beyin tarafindan kullanilir. Günümüzde hipogliseminin nörogelisimsel gerilik ve kalici nörolojik hasarla iliskili oldugu bilinmekte ve riskli bebeklerin korunmasi için hipoglisemi sinirlari, izlem gerektiren durumlar ve tedavi protokolleri konusunda yaklasimlar gelistirilmeye çalisilmaktadir. Hipoglisemi tedavisi özellikle de hasta semptomatikse acildir ve nedene yönelik arastirmalar devam ederken baslatilmalidir. Postnatal erken dönemde ve özellikle anne sütü ile beslenme yenidogani hipoglisemiden korumakta oldukça etkilidir. Dirençli ve uzun süren hipoglisemilerde ileri arastirmalar yapilmali ve nedene yönelik tedaviler uygulanmalidir. (Güncel Pediatri 2013; 11: 31-8)

Anahtar Kelimeler: Yenidogan, hipoglisemi, tedavi

Giris

Hipoglisemi, yenidoganin en sik görülen metabolik sorunudur. Yenidoganlarin enerji gereksinimi, büyük çocuklara göre 2-3 kat daha fazla iken enerji üretiminde yer alan enzim sistemlerinin ve substratlarin yetersiz olmasi dolayisiyla, bu dönemde hipoglisemiye yatkinlik fazladir (1-4). Hipoglisemi sikligi yaklasik 1000 canli dogumda 5 olarak bildirilmekte, çok düsük dogum agirlikli bebeklerde bu oran %15 seviyelerine çikmaktadir (5). Çocukluk çagi hipoglisemileri uzun zamandir bilinmesine karsin yenidogan ve süt çocuklarinda hipoglisemi, son 70 yilda tanimlanabilmis, siklikla geçici karakterde olmasi ve spesifik bir klinik bulgu vermemesi sebebiyle önceleri zararsiz ve fizyolojik bir durum olarak kabul edilmistir. Ayrica; apne, siyanoz, koma ve konvülsiyona varan bulgularla birlikteligi yaklasik 20 yil sonra ortaya konabilmistir (6,7). Hipoglisemiye yol açabilecek risk faktörleri, hipoglisemi sinirlari, kan glukoz seviyesi ile santral sinir sistemi hasari arasindaki iliskiler, tedavi edilmesi gereken kritik degerler ve hipogliseminin uzun dönem sonuçlari konularinda konsensüs elde etmek ise halen mümkün olamamistir.


1. Fetüste Glukoz Homeostazi

Fetusun intrauterin dönemde glukoz ihtiyaci anneden karsilanir (8,9). Plasentadaki major glukoz tasiyici izoformu GLUT1’dir ve insülinden bagimsizdir (10). Ortalama fetal glukoz tüketimi, yaklasik 5 mg/kg/dk olup, dogum sonrasi endojen glukoz üretim hizina yakin bir degerdedir. Glukoz, kolaylastirilmis difüzyonla plasentadan geçer ve genellikle fetal plazma glukoz konsantrasyonu, annenin venöz plazma glukozunun %70-80’i kadardir. Glukoneogenez ve glukojenolizde yer alan enzim sistemleri fetal karacigerde mevcut olmasina karsin annede siddetli açlik gelismedikçe inaktif durumdadirlar (1). Bu durumun, fetal cAMP sisteminin immatür olmasiyla iliskili oldugu düsünülmekte ve fetüsün akut hipoglisemi ve hiperglisemiye hemen yanit veremedigi bilinmektedir (10). Karaciger glikojen depolarinin ve yag dokusunun artmasi, gestasyonun son aylarinda gerçeklesmektedir (11).


2. Dogumla Birlikte Glukoz Homeostazinda Olusan Degisiklikler

Dogumda anneden geçen glukozun birden kesilmesiyle birlikte, glukagon konsantrasyonunda dakikalar içinde 3-5 katina varan bir artis gerçeklesir. Kan glukoz düzeyi 1-2. saatte en düsük degerine ulasir daha sonra yükselerek 2-4 saatte plato degerini olusturur. Insülin seviyesi düser ve birkaç gün boyunca düsük kalir. Dogum stresiyle artan epinefrin, glukagon ve büyüme hormonu (BH)’nu arttirirken, insülin düzeylerini baskilar. Ayrica dogumdan sonra insülin reseptörleri sayica azalirken, glukagon reseptörleri aktive olur. Bu sistemlerin uyumlu bir sekilde çalismasiyla artan glukoz, serbest yag asidi ve keton cisimleri yakit olarak kullanilir. Bu dönemde yenidogan beyni ketonlari, glukozdan daha aktif olarak kullanabilir. Glikojen depolari kullanildiktan sonra glukoneogenez yolu aktiflenerek, kan glukoz düzeyleri sabit tutulmaya çalisilir (1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12). Preterm bebeklerde, glikojen ve yag depolarinin yetersiz olmasinin yani sira, glukoneogenez ve ketogenez yolaklarinin göreceli immatüritesi siklikla daha düsük kan glukoz seviyelerinin saptanmasina yol açar. Bu durum siklikla fizyolojik olarak adlandirilsa da, pretermlerin hipogliseminin olumsuz etkilerine daha dayanikli oldugunu gösteren kanit yoktur (1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13).


Hipogliseminin Olumsuz Etkileri

Bugün, hipogliseminin hücreleri glukozdan yoksun birakarak degil, aktif eksitotoksik etkisiyle öldürdügü bilinmektedir. Tekrarlayan hipoglisemiler nöron harabiyeti, aspartat ve benzeri eksitatuar aminoasitlerin artisi ve dendrit kaybi yaratarak, nöromotor gelisme geriligi, fokal nörolojik defisitler, hareket bozukluklari, konusma bozukluklari mikrosefali ve santral pontin miyelinoza yol açabilir (10,11,12,13,14,11,12,13,14,15,11,12,13,14,15,16). Nörolojik morbidite özellikle siddetli, dirençli ve semptomatik hipoglisemilere eslik etmekte, saglikli term bebeklerde görülen geçici hipoglisemilerin belirgin nörogelisimsel hasara yol açmadigi bilinmektedir (17,18). Ancak çok siddetli olmasa de tekrarlayan orta düzeyde hipoglisemilerin davranis bozukluklarina yol açtigi hayvan deneyleriyle gösterilmistir (19). Birçok metabolik hastaligin aksine, hipogliseminin beyinde yarattigi hasar asimetriktir ve hemisferler arasindaki elektroserebral sessizligin es zamanli baslamamasinin bu asimetrinin sebebi oldugu ifade edilmistir (Hipoglisemi, izoelektrik EEG varliginda nöron harabiyeti yapmaktadir). Dentat girus, karakteristik olarak etkilenir (1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16).


Tanim

Literatürde hipoglisemi sinirlari konusunda tam bir görüs birligi yoktur. Koh ve ark. (20) 178 pediatrist ile yaptiklari bir anket çalismasinda term yenidoganlarda 18-70 mg/dl arasinda, bu konuda yazilmis temel kitaplari incelediklerinde ise 18-45 mg/dl arasinda degisen hipoglisemi tanimlamalarinin bulundugunu görmüslerdir. Asemptomatik term bebeklerde plazma glukoz konsantrasyonu persistan olarak 36 mg/dl altinda olmadikça ya da kisa süreli de olsa 20-25 mg/dl altina inmedikçe müdahale edilmesini gereksiz bulan görüslerin yani sira, her yas grubunda 50 mg/dl’nin altini hipoglisemi kabul etmek gerektigini savunan görüsler de vardir (10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22). Birçok yazar kan/plazma glukozunun postnatal ilk birkaç saatin ardindan >45 mg/dl olmasini önermistir, ancak bu degerlerin altinda her zaman kalici hipoglisemik beyin hasari oldugunu söyleyebilmek mümkün degildir (12). Bebegin dogum haftasi, dogum agirligi, beslenme durumu, ek hastaliklari, vücut depolari ve alternatif enerji kaynaklari gibi faktörler “normal” kan glukoz degerini degistirebilirler. Örnegin hipoksi ve hiperinsülinizmde glukoz düzeyi hedeflerinin daha yüksek tutulmasi gerektigi önerilmektedir. Son yillarda, hipoglisemi ile ilgili olarak, “müdahale siniri” kavrami üzerinde durulmaktadir (26). Müdahale siniri,”klinisyenin güncel literatür isiginda, müdahale edilmesi gerektigini düsündügü tam kan ya da plazma glukoz konsantrasyonu” olarak tanimlanmaktadir ve uygun kanitlar elde edilinceye kadar, bu degerin kan glukozu için 40 mg/dl, plazma glukozu için 45 mg/dl olduguna inanilmaktadir (27,28). En kolay taninin, düsük kan glukoz düzeyleri saptandiginda ortaya çikan klinik semptomlarin, öglisemi saglandiginda kaybolmasi ile konabilecegi de ifade edilmistir ve semptomlarin ortaya çiktigi deger, bu seviyelerin üstünde bile olsa tedavi edilebilir (21).


Izlem Gerektiren Yüksek Riskli Durumlar

Zamaninda dogmus, saglikli görünümde, yasina göre normal agirlikta olan (AGA) ve anne sütü ile beslenen yenidoganlarda kan sekeri izlemi önerilmemektedir. Anne sütü alan bebeklerin daha düsük kan glukoz seviyelerine ragmen, beyin için alternatif bir yakit olan keton seviyelerinin yüksek bulundugu bildirilmistir (29). Hipoglisemi açisindan yüksek riskli kabul edilen durumlar Tablo 1’de belirtilmistir. Bu bebeklerde postnatal 2. saatten baslayarak, riskleri azalana degin 3-6 saat aralarla kan sekeri izlemi önerilmektedir. Intravenöz sivi alan bebeklerde oral beslenmeye geçildikten sonra üst üste 2 kez 50 mg/dl’nin üzerinde deger görülmeli ve en az 48 saat daha izlem devam ettirilmelidir (31,32).


Semptomlar

Yenidoganlarda hipoglisemi semptomlari siklikla non-spesifik olup, birçok hastaligi taklit edebilir. Bu yüzden sepsis gibi agir sistemik hastaliklar dislanmalidir. Sik görülen belirti ve bulgular Tablo 2’de özetlenmistir.


Glukoz Ölçüm Yöntemleri

Hasta basi glukoz ölçüm çubuklari: Çok düsük miktarda (0,3 µl’ye varan) kanla hizli ölçüm yapabilme özelliklerine ragmen güvenilirlikleri azdir. Yenidogan plazmasinda siklikla yüksek saptanan hemoglobin, bilirubin ve trigliserid düzeylerinin ölçüm dogrulugunu etkiledigi gösterilmistir Glukoz oksidaz ya da glukoz dehidrogenaz enzim reaksiyonu üzerinden ölçüm yaparlar. Özellikle 40-50 mg/dl gibi düsük degerlerde mutlaka venöz kanla ve diger laboratuvar yöntemleriyle dogrulanmali, ancak bu arada eldeki glukoz degerine göre tedavi edilmesi gerekiyorsa gecikilmemelidir (31,32,33,34). Sürekli cilt alti glukoz izleme sistemleri: Özellikle yogun bakim kosullarinda, sürekli oksijen satürasyonu izlemi gibi kullanilabilir. Kan sekerindeki degisim egilimlerini gerçek zamanli olarak göstererek, klinisyene ayrintili bilgi verir. Pediatrik hastalarda kardiyak cerrahi sonrasi kullanildiginda, vücut isisi, inotroplar ve ödemden etkilenmedigi bildirilmistir. Düsük kan glukoz seviyelerinde güvenilirliginin düsük olmasi ve günde 4 kez kalibre edilmesi gerekliligi dezavantajlaridir. Sensör 7 gün boyunca ölçüm dogrulugu etkilenmeden yerinde kalabilir. Glukoz seviyelerinin düsmekte ya da yükselmekte oldugunu göstermesi, kan alma zamanlarini belirlemekte yararli olabilir. Hem hipoglisemi, hem de hiperglisemiye duyarli olan prematürelerde kullanimi önerilebilir, ancak standart klinik kullanimin bir parçasi olmadan önce daha kapsamli degerlendirilmeleri gerekir (35). Laboratuvar yöntemleri: En güvenilir yöntemdir. Glukoz oksidaz (kalorimetrik) yöntemi ya da glukoz elektrot yöntemiyle ölçüm yapilabilir (31). Tam kan glukoz degeri, plazma glukoz degerinden %10-15 daha düsük olup, oda isisinda bekleyen kan örnegindeki glukoz seviyesi saatlik 14-18 mg/dl’ye varan düsüs gösterir (36). Arteryal örneklerdeki glukoz konsantrasyonu, venöz ve kapiller örneklere göre hafifçe yüksektir (31). Non-invazif yöntemler: Transdermal spektrofotometrik yöntemler ya da eriskin diyabet hastalarinda kullanilan ters iyontoforez yöntemi üzerinde çalisilmaktadir. Henüz yenidoganda kullanilan non-invazif bir cihaz yoktur (35).


Yenidoganda Hipoglisemi Nedenleri

Yenidogan hipoglisemileri geçici ya da kalici karakterde olabilir. Geçici hipogisemiler siklikla açliga adaptasyonda gelisimsel immatürite ya da substrat azligi ile birliktedir. Normal AGA bebeklerde ilk beslenme dogumdan sonraki 6 saat içinde gerçeklesmedigi takdirde kan sekerinin 30 mg/dl altina düsme sikligi %10 olarak bildirilmistir (5). Bazi maternal faktörler de geçici kan sekeri düsüklügüne yol açabilirken, metabolik ve hormonal patolojiler genellikle kalici hipoglisemi nedenidir. Yenidoganda hipoglisemi nedenleri Tablo 3’de özetlenmistir Etyolojide yer alan bazi özellikli durumlardan asagida söz edilmistir.


1. Hiperinsülinizm

Yenidogan döneminde hem geçici hem de kalici hipoglisemilerin en sik sebebidir. Hiperinsülinizm (HI) genetik, klinik ve morfolojik olarak heterojen bir grubu ifade eder. Lösin duyarli hipoglisemi, adacik disregülasyon sendromu, bebeklik döneminin persistan hiperinsülinemik hipoglisemisi ve nezidioblastozis gibi isimlerle de adlandirilmistir. Ancak adacik neogenezinin erken süt çocuklugu döneminde normal bir bulgu oldugu artik bilinmektedir ve nesidioblatozis terimi kullanilmamaktadir (37-40). Sulfonilüre reseptör 1 (SUR-1; ABCC8 ile kodlanir), potasyum ATP (KATP)kanal proteini (Kir6.2; KCNJ11 ile kodlanir); glukokinaz (GK; GCK ile kodlanir); glutamat dehidrogenaz (GDH; GLUD-1 ile kodlanir); kisa zincirli 3- hidroksiaçil-KoA dehidrogenaz (SCHAD; HADH ile kodlanir) genlerinde mutasyonlar ve SLC16A1 geninin ?-hücre membrani üzerinde ektopik ekspresyonu (monokarboksilat transporter 1 (MCT1)’ i kodlar) ile iliskili bulunmustur (41-43). KATP kanal hiperinsülinizmi, hiperinsülinizmlerin en sik ve en agir formudur. Diazoksit KATP kanali üzerinden etkili oldugundan, bu durumda etkisizdir. Difüz ve fokal olarak iki formu vardir. Difüz formu otozomal resesif olarak kalitilir ve bu hastalar, siklikla dogumdan hemen sonra agir hipoglisemileri olan iri bebeklerdir (37,38). Fokal hiperinsülinizm paternal izoparental izodizomi sonucu olusur ve ayni klinik tabloya sahip ancak cerrahiye yanit verebilen hasta grubunu olusturur (29). Klasik tedavilere yanit vermeyen durumlarda nifedipinin 0,5-0,8 mg/kg/gün dozunda belirgin yan etki gözlenmeden kullanilabilecegi bildirilmistir (44,45). Glutamat dehidrogenazin aktive edici mutasyonu sonucu olusan hiperinsülinizm-hiperamonemi sendromunda artmis dogum agirligi sabit bir bulgu degildir ve hastalarin pek azinda yasamin ilk haftasinda hipoglisemi gözlenir. Muhtemelen bu genin beyinde asiri ekspresyonuna bagli olarak hastalarin yarisinda nöbet gözlenir. Hiperinsülinizmlerin ikinci siklikta görülen formudur. Kanitlanmis GLUD1 mutasyonu olup serum amonyak seviyeleri normal bulunan bir hasta da bildirilmistir (29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46). Glikokinaz mutasyonlarinda, @font-face { font-family: \MS ??\;}@font-face { font-family: \MS ??\;}@font-face { font-family: \Cambria\;}@font-face { font-family: \Tahoma\;}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0cm 0cm 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: \Cambria\,\serif\; }.MsoChpDefault { font-family: \Cambria\,\serif\; }div.WordSection1 { page: WordSection1; } β-hücrelerinin glukozla uyarilma esigi düsmüstür ve 27 mg/dl gibi düsük glukoz degerlerinde bile insülin salgilanabilir (39). Hastaligin baslangiç yasi ve siddeti oldukça degiskendir (47,48). Hiperinsülinizm ve hipoglisemi, hepatosit nükleer faktör 4- @font-face { font-family: \MS ??\;}@font-face { font-family: \Cambria Math\;}@font-face { font-family: \Cambria\;}@font-face { font-family: \Tahoma\;}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0cm 0cm 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: \Cambria\,\serif\; }.MsoChpDefault { font-family: \Cambria\,\serif\; }div.WordSection1 { page: WordSection1; } α (HNF4A) geni mutasyonu ile de birliktelik gösterebilir ve bu hastalarda yasla birlikte sulfonilürelere yanitli MODY1 gelisebilecegi gösterilmistir (49,50). Diyabetik anne bebekleri, dogum yasina göre iri bebekler, perinatal stres (dogum asfiksisi, maternal toksemi, prematürite, IUGR), eritroblastozis fetalis, Beckwith-Wiedemann Sendromu, insülin uygulanmasi (Munchausen by Proxy ya da hiperglisemi sebebiyle), kan transfüzyonu ve umblikal arter kateterinin yanlis yerlestirilmesi de hiperinsülinizm sebepleri arasindadir (10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38). Hiperinsülinizm tanisi için kan sekeri düsükken alinan kritik örnekte bakilan plazma insülin seviyesinin >2 µIU/ml, plazma serbest yag asidi düzeylerinin 30 mg/dl) saptanmasi gereklidir (10).


2. Karsi-Düzenleyici Hormon Eksiklikleri

Siklikla glukokortikoid ya da büyüme hormonu eksikligine baglidir. Daha büyük çocuklarda ketotik hipoglisemi ile birlikte ortaya çiksa da, neonatal dönemde hiperinsülinizmi taklit eder sekilde hipoketotik olabilir. Orta hat defektleri, hiperpigmentasyon, kolestatik karaciger hastaliklarina benzeyen karaciger disfonksiyonu, erkek çocuklarda inmemis testis ve mikropenis gibi bulgularin varliginda akla getirilmelidir. Tedavisi eksik olan hormonun yerine konmasidir (1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37).


3. Glikojen Depo Hastaliklari

Farkli dokularda anormal miktarda ya da yapida glikojen depolanmasiyla karakterize kalitsal hastaliklardir. En çok etkilenen organlar karaciger ve kastir. Tüm glikojen depo hastaliklarinin (GDH) yaklasik insidansi 20.000-40.000 canli dogumda 1 olarak bildirilmistir (51). Glikoz-6 fosfataz eksikligi (GDH Tip 1), ilk kez 1952’de tanimlanmis olup, ilk tanimlanan kalitsal enzim eksikliklerinden biridir (52). Hem glikojenoliz, hem glukoneogenez yolu bozuk oldugundan, glikojen depo hastaliklarinin en agir formudur. Erken dönemde sik beslenen yenidoganda bulgu vermeyebilir, ancak herhangi bir sekilde aç kalan bebekte agir hipoglisemi gelisir ve hepatomegali dogumdan kisa bir süre sonra fark edilir. Artmis olan laktat ve keton cisimleri, hipoglisemi semptomlarindan kismen korunmayi saglayabilir. GDH Tip 1b’de artan yasla birlikte, hematolojik problemler ve inflamatuvar barsak hastaliklari gözlenebilir (7,8,9,10,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51). Glikojen depo hastaliklarinin bu yas gurubundaki tedavisi, yenidogani sik beslemek ve eslik edebilecek enfeksiyöz, hematolojik, metabolik sorunlari gidermek seklinde özetlenebilir. Ancak özellikle GDH Tip 1 ve Tip 2 için gündemde olan enzim replasman tedavisi ve gen tedavileri gelecekte küratif yaklasimlar gelistirebilmek açisindan umut vericidir (53,54).


4. Galaktozemi

Klasik galaktozemiden Galaktoz-1-fosfat-üridil-transferaz eksikligi sorumludur. Daha nadir olarak galaktoz-1,4-epimeraz ve galaktokinaz eksiklikleri de görülebilir. Sütle karsilastiktan sonra birkaç gün içinde ortaya çikan kusma, diyare ve hipoglisemi gözlenir. E.coli sepsisi ve/veya hepatomegali ve idrarda redüktan madde pozitifligi saptanir (33,34,35,36,37). Ileri yaslarda katarakt, karaciger fonksiyon bozuklugu, renal tübüler asidoz ve over yetersizligine yol açabilir.


5. Yag Asidi Oksidasyon Bozukluklari

Yag asitleri, açlikta önemli birer enerji kaynagidirlar. Karaciger hücresinde yag asitlerinden β-oksidasyonla açil KoA’lar olusturulur. Karaciger, bu olusan açil KoA’larin %90’ini beyni de içeren birçok dokuda alternatif eneri kaynagi olan keton cisimlerini olusturmak için kullanir. Bu reaksiyon temel olarak mitokondride gerçeklesir, ancak yag asitleri peroksizomlar ve stoplazmada da kismen metabolize edilirler (33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53,54,55). Orta zincirli açil KoA dehidrogenaz eksikligi en sik görülen formudur; insidansi 1/16,400-1/46,000 arasindadir. Yasamin 4. gününden itibaren baslayabilen ve genellikle prodromal bir hastaligi izleyen epizodik hipoketotik hipoglisemi, apne, Reye-benzeri ensefalopati ve ani bebek ölümü bildirilmistir. Hastalarin yaklasik %4’ü ilk 72 saatte tani almadan ölür. Metabolik asidoz, hiperamonemi, karaciger fonksiyon testlerinde bozulma, serbest y.a. artisi, artmis açil karnitin/ serbest karnitin orani ve sekonder karnitin eksikligi eslik eden laboratuar bulgularidir. Açil karnitin profilinde cis-4-dekanoat artisi tipiktir. Hastalarin %80’ininde 1p31 geninde A985G mutasyonu vardir (56-58). Fetüste uzun zincirli açil KoA dehidrogenaz eksikligi oldugunda, heterozigot annede HELLP sendromu (hemoliz, KC enzimlerinde artis, trombositopeni), hiperemezesis gravidarum ya da yagli karaciger gözlenebilir (59).


Laboratuvar

Bir yenidoganda persistan hipoglisemi varsa, sebebi belirsizse ve beklenmedik sekilde siddetliyse nedene yönelik arastirmalar yapilmalidir (33). Tetkiklerin hipoglisemi esnasinda alinmasi önerilir. Hipoglisemi aninda örnek almak mümkün olmazsa, hastanede uygun kosullarda açlik testi yapilarak örnek elde edilebilir. Hemen çalisilamayacak testler için idrar ve kan -20ºC’de dondurularak saklanir.


Tedavi

Hipoglisemi tedavisi özellikle de hasta semptomatikse acildir ve nedene yönelik arastirmalar devam ederken baslatilmalidir (33,34,35,36,37).


1. Asemptomatik Hipoglisemi

Asemptomatik term bebeklerde 20 mg/dl düzeylerindeki kan glukoz degerlerinde bile anne sütünün erken baslatilmasi, sik emzirme ve kanguru bakimi (ten-tene temas) yöntemlerinin vücut isisi ve güvenli kan glukoz seviyelerini saglamakta basarili bulundugu bildirilmis ve ileri arastirma ancak hipoglisemi 48 saatten uzun sürerse önerilmistir (1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57,58,59,60). Retrospektif bir çalismada, gestasyonel diyabetli anne bebeklerinde bile erken anne sütü alimi baslatildiginda hipoglisemi sikliginda azalma gözlenmistir (61). Hasta, anne sütü ya da anne sütü yoklugunda formula ile beslendikten 1 saat sonra kan sekeri ölçülür, 50 mg/dl ve üstündeyse 2 saatlik aralarla beslenme saglanarak, 48 saat boyunca 6 saatte bir kan sekeri izlemi yapilir. Tekrar hipoglisemi gelismezse izlem sonlandirilir. Hastanin kan glukoz seviyesi beslenmenin ardindan <40 mg/dl ise intravenöz glukoz baslanir ve hastanin bundan sonraki takibi semptomatik hipoglisemi gibi yapilir. Asemptomatik, ancak kan glukoz seviyesi 20 mg/dl altinda bulunan bebeklerde ise yaklasik 6 mg/kg/dk hizda glukoz infüzyonu baslanir (31).


2. Semptomatik hipoglisemi

Uygun kan örnegi alindiktan hemen sonra 2-4 cc/kg %10 deksroz (nöbet varsa 4 cc/kg tercih edilir), intravenöz olarak 4-6 dk’da verilir ve ardindan 6-8 mg/kg/dk glukoz infüzyonu baslatilir. Kan sekeri 5-10 ve 30-60 dk sonra kontrol edilir. Eger artis yoksa bolus tekrarlanir ve perfüzyon hizi 12 mg/kg/dk’ya ulasincaya dek 1-2 mg/kg/dk arttirilir. Yirmidört saatlik intravenöz tedavinin ardindan, kan glukoz düzeyi takibinde üst üste 2 kez 50 mg/dl ve üstü deger görülürse glukoz infüzyon hizi her 6 saate bir 2 mg/kg/dk azaltilirken, oral beslenme arttirilir. Kan glukoz seviyeleri sürekli olarak >50 mg/dl, oral beslenmesi yeterli olan hastada glukoz infüzyon hizi 4mg/kg/dk’ya düsüldükten sonra intravenöz sivi sonlandirilir (1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37).


3.Tekrarlayan/dirençli hipoglisemi

Eger 10,5-12 mg/kg/dk’yi asan glukoz infüzyon hizi ile 5-7 günde kan glukoz seviyeleri istenilen düzeye gelmiyorsa ileri tedavi düsünülmelidir (1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31). Periferik venden verilebilecek maksimum glukoz konsantrasyonu için %10 ve %20 arasinda degerlerden söz edilmekle beraber, %12,5’u asan glukoz konsantrasyonlu mayi kullanilacaksa santral ven tercih etmek bugün için güvenli bir yol gibi görünmektedir (1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57,58,59,60,61). Tekrarlayan ya da dirençli hipoglisemilerde su ilaçlar kullanilabilir:


(1)-

Glukagon 100 µg/kg subkutan ya da intramüsküler olarak uygulanabilir (maksimum 300 µg, 3 doz). Hepatik glikojen depolarini serbestlestirir, glukoneogenezi arttirir ve ketogeneze öncülük eder. SGA bebeklerde bu etkiler her zaman görülmez ve kullanimi pek önerilmez. Kusma, diyare, hipokalemi gibi yan etkileri vardir ve yüksek dozlarda insülin salinimini uyarabilir.


(2)-

Hidrokortizon 5 mg/kg/gün IV/ PO, 2 dozda 24-48 saat süreyle önerilir. Adrenal yetmezlik disinda etkisi sinirlidir.


(3)-

Diazoksit 10–25 mg/kg/gün 3-4 dozda verilebilir. Beta hücrelerindeki KATP kanallarini açik tutarak, insülin sekresyonunu azaltir. Hirsutizm, ödem, hiperürisemi, elektrolit bozukluklari, kemik yasinda ilerleme, Ig G eksikligi gibi birçok bildirilmis yan etkisi vardir.


(4)-

Oktreotid (sentetik somatostatin), KATP kanalinin genetik olmayan bozukluklarinda ve adacik hücre adenomlarinda etkilidir. Subkutan olarak, 2-10 µg/kg/gün dozunda 2-4 kez/gün kullanilabilir. Sik görülmeyen ancak potansiyel yan etkileri büyüme geriligi, kusma, diyare ve hepatik disfonksiyondur. Eksikliklerinin saptanmasi durumunda büyüme hormonu ve epinefrin kullanilabilir. Galaktozemi gibi durumlarda ilgili maddeden sakinma, glikojen depo hastaliklarinda sik beslenme önerilir. Medikal tedavi ile kontrol altina alinamayan hiperinsülinizm olgularinda pankreatektomi uygulanmaktadir (1,2,3,4,5,2,3,4,5,6,7,8,9,10,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,31).


1. Williams AF. Hypoglycaemia of the newborn: a review. Bull World Health Organ . 1997;75:0-261.

2. Wolfsdorf JI, Weinstein DA. Hypoglycemia in children. In: Lifshitz F (ed). Pediatric Endocrinology. 5th ed. New York: Informa. 0;0:0-0.

3. Lteif AN, Schwenk WF. Hypoglycemic disorders. Endocrinol Metab N Am . 1999;28:0-619.

4. Cornblath M, Ichord R. Hypoglicemia in the neonate. Semin Perinatol . 2000;24:0-136.

5. Gutberlet RL, Cornblath M. Neonatal hypoglycemia revisited. Pediatrics . 1975;58:0-10.

6. Hartmann AF, Jaudon JC. Hypoglycaemia. J Pediatr . 1937;11:0-0.

7. Cornblath M, Odell GB, Levin EY. Symptomatic neonatal hypoglycaemia associated with toxaemia of pregnancy. J Pediatr . 1959;55:0-545.

8. Cowett RM, Farrag HM. Selected principles of perinatal-neonatal glucose metabolism. Semin Neonatol . 2003;9:0-37.

9. Kalhan SC, D’Angelo LJ, Savin SM, Adam PA. Glucose production in pregnant women at term gestation. Sources of glucose for human fetus. J Clin Invest . 1979;63:0-388.

10. De Leon DD, Stanely CA, Sperling MA. Hypoglycemia in Neonates and Infants. In: Sperling MA (ed) .Pediatric Endocrinology, 3rd ed. Philedelphia: Saunders Elsevier Co. 0;0:0-0.

11. Srinivasan G, Pildes RS, Cattamanchi G, Voora S, Lilien LD. Plasma glucose values in normal neonates: a new look. J Pediatr . 1986;109:0-114.

12. Raju TN, Higgins RD, Stark AR, Leveno KJ. Optimizing care and outcome for late-preterm (near-term) infants: a summary of the workshop sponsored by the National Institute of Child Health and Human Development. Pediatrics . 2006;118:0-1207.

13. Duvanel CB, Fawer CL, Cotting J, Hohlfeld P, Matthieu JM. Long-term effects of neonatal hypoglycemia on brain growth and psychomotor development in small-for-gestational-age preterm infants. J Pediatr . 1999;134:0-492.

14. Dalgiç N, Ergenekon E, Soysal S, Koç E, Atalay Y, Gücüyener K. Transient neonatal hypoglycemia--long-term effects on neurodevelopmental outcome. J Pediatr Endocrinol Metab . 2002;15:0-319.

15. Auer RN. Hypoglycemic brain damage. Metab Brain Dis . 2004;19:0-169.

16. Vannucci RC, Vannucci SJ. Hypoglycemic brain injury. Semin Neonatol . 2001;6:0-147.

17. Brand PL, Molenaar NL, Kaaijk C, Wierenga WS. Neurodevelopmental outcome of hypoglycaemia in healthy, large for gestational age, term newborns. Arch Dis Child . 2005;90:0-78.

18. Moore H, Craft TK, Grimaldi LM, Babic B, Brunelli SA, Vannucci SJ. Moderate recurrent hypoglycemia during early development leads to persistent changes in affective behavior in the rat. Brain Behav Immun . 2010;24:0-839.

19. Koh TH, Eyre JA, Aynsley-Green A. Neonatal hypoglycaemia: the controversy regarding definition. Arch Dis Child . 1988;63:0-1386.

20. Cornblath M, Hawdon JM, Williams AF, Aynsley-Green A, Ward-Platt MP, Schwartz R et al. Controversies regarding definition of neonatal hypoglycemia: suggested operational thresholds. Pediatrics . 2000;105:0-1141.

21. Sperling MA. Hypoglycemia. In: Behrman RE, Kliegman RM, Jenson HB (eds). Nelson Textbook of Pediatrics, 17th Ed. Philedelphia: Saunders. 0;0:0-0.

22. Nicolini U, Hubinont C, Santolaya J, Fisk NM, Coe AM, Rodeck CH. Maternal-fetal glucose gradient in normal pregnancies and in pregnancies complicated by alloimmunization and fetal growth retardation. Am J Obstet Gynecol . 1989;161:0-924.

23. Economides DL, Nicolaides KH. Blood glucose and oxygen tension levels in small-for-gestational-age fetuses. Am J Obstet Gynecol . 1989;160:0-385.

24. Lucas A, Morley R, Cole TJ. Adverse neurodevelopmental outcome of moderate neonatal hypoglycaemia. BMJ . 1988;297:0-1304.

25. Rozance PJ, Hay WW Jr. Describing hypoglycemia--definition or operational threshold? Early Hum Dev . 2010;86:0-275.

26. Cornblath M, Schwartz R. Outcome of neonatal hypoglycemia Complete data are needed. BMJ . 1999;318:0-194.

27. Hay WW Jr, Raju TN, Higgins RD, Kalhan SC, Devaskar SU. Knowledge gaps and research needs for understanding and treating neonatal hypoglycemia: workshop report from Eunice Kennedy Shriver National Institute of Child Health and Human Development. J Pediatr . 2009;155:0-612.

28. Straussman S, Levitsky LL. Neonatal hypoglycemia. Curr Opin Endocrinol Diabetes Obes . 2010;17:0-20.

29. Rozance PJ, Hay WW. Hypoglycemia in newborn infants: Features associated with adverse outcomes. Biol Neonate . 2006;90:0-74.

30. Ashish J, Aggarwal R, Jeeva Sankar M, Agarwal R, Deorari AK, Paul VK. Hypoglycemia in the newborn. Indian J Pediatr . 2010;77:0-1137.

31. Croke J, Sullivan M, Ryan-Drover A, Randell E, Andrews W, Aziz K. Two hour blood glucose levels in at-risk babies: An audit of Canadian guidelines. Paediatr Child Health . 2009;14:0-238.

32. Marles SL, Casiro OG. Persistent neonatal hypoglycemia: Diagnosis and management. Paediatr Child Health . 1998;3:0-16.

33. Jain R, Myers TF, Kahn SE, Zeller WP. How accurate is glucose analysis in the presence of multiple interfering substances in the neonate? (glucose analysis and interfering substances). J Clin Lab Anal . 1996;10:0-13.

34. Beardsall K. Measurement of glucose levels in the newborn. Early Hum Dev . 2010;86:0-263.

35. Cowett RM, D’Amico LB. Capillary (heelstick) versus venous blood sampling for the determination of glucose concentration in the neonate. Biol Neonate . 1992;62:0-32.

36. Darendeliler F. Hipoglisemi. In: Günöz H, Öcal G, Yordam N, Kurtoglu S eds. Pediatrik Endokrinoloji. Istanbul: Pediatrik Endokrinoloji ve Oksoloji Dernegi Yayinlari Dernek Kitabi. 0;0:0-0.

37. Palladino AA, Bennett MJ, Stanley CA. Hyperinsulinism in infancy and childhood: when an insulin level is not always enough. Ann Biol Clin (Paris) . 2009;67:0-245.

38. DeLeon DD, Stanley CA. Mechanisms of disease: advances in diagnosis and treatment of hyperinsulinism in neonates. Nat Clin Pract Endocrinol Metab . 2007;3:0-57.

39. Rahier J, Guiot Y, Sempoux C. Persistent hyperinsulinaemic hypoglycaemia of infancy: a heterogeneous syndrome unrelated to nesidioblastosis. Arch Dis Child Fetal Neonatal Ed . 2000;82:0-0.

40. Clayton PT, Eaton S, Aynsley-Green A, Edginton M, Hussain K, Krywawych S et al. Hyperinsulinism in short-chain L-3-hydroxyacyl-CoA dehydrogenase deficiency reveals the importance of oxidation in insulin secretion. J Clin Invest . 2001;108:0-457.

41. Stanley CA, Lieu YK, Hsu BY, Burlina AB, Greenberg CR, Hopwood NJ et al. Hyperinsulinism and hyperammonemia in infants with regulatory mutations of the glutamate dehydrogenase gene. N Engl J Med . 1998;338:0-1352.

42. Otonkoski T, Jiao H, Kaminen-Ahola N, Tapia-Paez I, Ullah MS, Parton LE et al. Physical exercise- induced hypoglycemia caused by failed silencing of monocarboxylate transporter 1 in pancreatic _ cells. Am J Hum Genet . 2007;81:0-467.

43. Bas F, Darendeliler F, Demirkol D, Bundak R, Saka N, Günöz H. Successful therapy with calcium channel blocker (nifedipine) in persistent neonatal hyperinsulinemic hypoglycaemia of infancy. J Pediatr Endocrinol Metab . 1999;12:0-873.

44. Suprasongsin C, Suthutvoravut U, Mahachoklertwattana P, Preeyasombat C. Combined raw cornstarch and nifedipine as an additional treatment in persistent hyperinsulinemic hypoglycaemia of infancy. J Med Assoc Thai . 1999;82:0-39.

45. Kapoor RR, Flanagan SE, Fulton P, Chakrapani A, Chadefaux B, Ben-Omran T et al. Hyperinsulinism-hyperammonaemia syndrome: novel mutations in the GLUD1 gene and genotype-phenotype correlations. Eur J Endocrinol . 2009;161:0-731.

46. Gloyn AL, Noordam K, Willemsen MA, Ellard S, Lam WW, Campbell IW et al. Insights into the biochemical and genetic basis of glucokinase activation from naturally occurring hypoglycemia mutations. Diabetes . 2003;52:0-2433.

47. Cuesta-Munoz AL, Huopio H, Otonkoski T, Gomez- Zumaquero JM, Nanto-Salonen K, Rahier J et al. Severe persistent hyperinsulinemic hypoglycemia due to a de novo glucokinase mutation. Diabetes . 2004;53:0-2164.

48. Kapoor RR, Locke J, Colclough K, Wales J, Conn JJ, Hattersley AT et al. Persistent hyperinsulinemic hypoglycemia and maturity-onset diabetes of the young due to heterozygous HNF4A mutations. Diabetes . 2008;57:0-1659.

49. Pearson ER, Boj SF, Steele AM, Barrett T, Stals K, Shield JP et al. Macrosomia and hyperinsulinaemic hypoglycaemia in patients with heterozygous mutations in the HNF4A gene. PLoS Med . 2007;4:0-0.

50. Mayatepek E, Hoffmann B, Meissner T. Inborn errors of carbohydrate metabolism. Best Pract Res Clin Gastroenterol . 2010;24:0-607.

51. Cori GT, Cori CF. Glucose-6-phosphatase of the liver in glycogen storage disease. J Biol Chem . 1952;199:0-661.

52. Koeberl DD, Kishnani PS, Chen YT. Glycogen storage disease types I and II: treatment updates. J Inherit Metab Dis . 2007;30:0-159.

53. Yiu WH, Pan CJ, Allamarvdasht M, Kim SY, Chou JY. Glucose-6-phosphate transporter gene therapy corrects metabolic and myeloid abnormalities in glycogen storage disease type Ib mice. Gene Ther . 2007;14:0-219.

54. Hale DE, Bennett MJ. Fatty acid oxidation disorders: a new class of metabolic diseases. J Pediatr . 1992;121:0-1.

55. Touma EH, Charpentier C. Medium chain acyl-CoA dehydrogenase deficiency. Arch Dis Child . 1992;67:0-142.

56. Catzeflis C, Bachmann C, Hale DE, Coates PM, Wiesmann U, Colombo JP et al. Early diagnosis and treatment of neonatal medium chain acyl-CoA dehydrogenasedeficiency: report of two siblings. Eur J Pediatr . 1990;149:0-577.

57. Wilcken B. Fatty acid oxidation disorders: outcome and long-term prognosis. J Inherit Metab Dis . 2010;33:0-501.

58. Pollitt RJ. Disorders of mitochondrial long chain fatty acid oxidation. J Inher Metab Dis . 1995;18:0-473.

59. Hewitt V, Watts R, Robertson J, Haddow, G. Nursing and midwifery management of hypoglycaemia in healthy term neonates. Int J Evid Based Healthc . 2005;3:0-169.

60. Chertok IR, Raz I, Shoham I, Haddad H, Wiznitzer A. Effects of early breastfeeding on neonatal glucose levels of term infants born to women with gestational diabetes. J Hum Nutr Diet . 2009;22:0-166.

61. Vanhatalo T, Tammela O. Glucose infusions into peripheral veins in the management of neonatal hypoglycemia--20% instead of 15%? Acta Paediatr . 2010;99:0-350.