Diğer

Yenidogan Sepsisinde Degerlendirme ve Yönetim

  • A. Bülent Cengiz

J Curr Pediatr 2007;5(1):-

Tani ve tedavi yöntemlerindeki gelismelere ragmen sepsis yenidogan bebeklerde önemli bir mortalite ve morbidite nedeni olmaya devam etmektedir (1). Yenidogan sepsisi, yasamin ilk ayinda sistemik enfeksiyon bulgularinin oldugu ve kandan bir patojenin izole edildigi bir klinik sendromdur (2-4). Dogumdan önce anneye antibiyotik verilmis olmasi, kan kültürü alinmadan önce bebege antibiyotik baslanmis olmasi, kültür için alinan kanin yeterli miktarda olmamasi, bakteri yogunlugunun düsük olmasi, yenidoganlarda bakteriyeminin özellikle enfeksiyonun erken evrelerinde geçici ve kisa süreli olabilmesi yenidogan sepsislerinde patojen mikroorganizmanin kan kültürü ile saptanmasini engelleyebilmekte ve sepsisin her vakada kültürle kanitlanmasi olanaksiz hale getirmektedir (1-7). Bu nedenle yenidogan sepsisi için ayrica klinik ve laboratuvara dayali tanimlar da önerilmistir (2-5).


Patogenez

Yenidogan sepsisine neden olan patojen dogum kanalindan veya hematojen (transplasental) yolla kazanilir (1). Yenidogan sepsisinin ana etkeni bakterilerdir. Fetus gebelik süresince membran rüptürü gelisene kadar genellikle steril bir ortamda bulunur (2,3,4,3,4,5,6,7,8). Dogum kanalinda çok sayida aerob ve anaerob bakteri ve fungus mevcuttur (1,2,3,4). Yenidoganda ilk kolonizasyon genellikle membran rüptüründen sonra gelisir (2). Serviks, vajen veya rektumda bulunan mikroorganizmalar asendan yolla (intakt veya rüptüre) korioamniotik membranlardan geçerek korioamnionite yol açabilir (1). Korioamnionit preterm eylemin ve erken membran rüptürü (EMR)nün önemli nedenlerinden biridir (1,2,3,2,3,4). EMR, dogumun membranlarin açilmasindan 18 saatten fazla süre geçtikten sonra gerçeklesmesi, dogum sirasinda fazla sayida vajinal muayene yapilmasi, özellikle uzun süreli internal fetal monitorizasyon, bakteriyel vajinozis, dogum kanalinin grup B streptokok (GBS)lar ile kolonize olmasi, üriner sistem enfeksiyonu intraamniotik enfeksiyon riskini artirir (1). Dogumdan sonraki ilk günlerde (ilk hafta içerisinde) gelisen enfeksiyonlarda patojen mikroorganizma, bebege genellikle dogum eylemi sirasinda annenin vajinal ve/veya rektal florasindan bulasir (6,7,8). Daha nadir olarak dogumdan önce annede gelisen bakteriyemi veya viremi sirasinda bebek hematojen yolla enfekte olabilir (1,2,2,3,4,2,3,4,5,6,2,3,4,5,6,7,8). Bu vakalarda hamile kadinda korioamnionit bulgulari olabilir (1).Dogumdan sonra bebek ortamdaki bakterilerle enfekte olabilir (2).


Epidemiyoloji

Kültür ile kanitlanmis neonatal sepsis insidansi 1000 canli dogumda 1-10 olarak bildirilmistir (1,2,3,2,3,4,2,3,4,5,6,2,3,4,5,6,7,8,9,2,3,4,5,6,7,8,9,10). Klasik olarak bulgularin ortaya çikis zamanina göre sepsis ikiye ayrilmaktadir (Tablo 1). Erken baslangiçli sepsis yasamin 7. gününden önce, geç baslangiçli sepsis yasamin 7-30. günlerinde gelisir (2,3,3,4,5,6,7,8). Bu klasik tanimlamaya karsilik bazi kaynaklarda yasamin ilk 3, 4 veya 5 günü içerisinde ortaya çikan sepsis erken baslangiçli sepsis olarak adlandirilmaktadir (1,2,3,4,2,3,4,5,2,3,4,5,6,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12). Günümüzde neonatal sepsisin üçüncü kategorisi olarak çok geç baslangiçli sepsis terimi de kullanilmaktadir (3,4,5,6,7,8,9,10). Çok geç sepsis 30. günden taburculuga kadar geçen sürede gelisir (3). Erken baslangiçli yenidogan sepsisi olan bebeklerde genellikle bir veya daha fazla risk faktörü vardir (1). Erken sepsis riskini artiran baslica faktörler prematürelik, düsük dogum agirligi (2500 gramin altinda), EMR, korioamnionit ve dogum kanalinin GBSler ile kolonizasyonudur (1,2,3,2,3,4,2,3,4,5,6,2,3,4,5,6,7,8). Yenidoganda sepsis için birden fazla risk faktörünün bulunmasi sepsis riskini daha da artirir (3,4,5,6). Erken sepsis için diger risk faktörleri üriner enfeksiyon, ikiz gebelik veya GBS hastaligi ile birlikte ikiz gebelik, dogum sirasinda fazla sayida vajinal muayene, erkek cinsiyeti, Apgar skorunun düsük olmasi ve resüsitasyondur (1,2,3,2,3,4,2,3,4,5,6). Dogumdan önce veya sonra 24 saat içinde annede ates olmasi siklikla erken neonatal sepsise neden olan GBS veya Escherichia coli (E.coli) gibi patojenlere bagli korioamnionit, bakteriyemi veya endometritin habercisidir (3,4). Çok düsük dogum agirlikli (1500 gramin altinda) prematüre bebeklerde erken sepsis her 1000 canli dogumdan 15-19unda görülmektedir (12). Çok düsük dogum agirlikli bebeklerin yaklasik %20sinde kültürle kanitlanmis geç sepsis gelistigi bildirilmektedir (7). Amerika Birlesik Devletlerinde gebe kadinlarin %15-40inda vajinal, rektal veya rektovajinal GBS kolonizasyonu oldugu bildirilmistir (1,2,3,4). Ülkemizde yapilan çalismalarda gebelerde GBS kolonizasyon oranlari %2-7 bulunmustur (13-16). GBS ile kolonize annelerde önerilen intrapartum kemoprofilaksi (penisilin veya ampisilin) yenidoganda GBS sepsisi riskini dramatik olarak azaltir (1,2,3,2,3,4,5,6). Intrapartum profilaksinin geç baslangiçli GBS hastaligini önleyici etkisi yoktur (4,5,6). Erken sepsiste patojen genellikle dogum kanalindan kazanilir ve multisistemik tutulum görülür (3,4,4,5,6,7,8) (Tablo 1). Geç baslangiçli sepsiste maternal obstetrik komplikasyonlar nadirdir, bebeklerin çogu matürdür (Tablo 1). Mikroorganizma dogum kanalindan, hastaneden veya toplumdan kazanilabilir (3,4,4,5,6,7,8). Bebek taburcu olduktan sonra gelisen geç neonatal sepsiste bilinen bir maternal risk faktörü yoktur (3). Geç yenidogan sepsisi riskini artiran önemli faktörler bebekleri yasatmak için hastanede yapilan islemlerdir (3,4). Geç sepsiste multisistemik veya fokal tutulum görülebilir (3,4,5,6,7,8). Çok geç sepsisli bebekler genellikle dogumdan sonra haftalarca hastanede tedavi görmüs prematüre ve çok düsük dogum agirlikli bebeklerdir (3,4,5,6,7,8). Enfeksiyon hastaneden ve nadiren toplumdan kazanilir (Tablo 1). Multisistemik veya fokal tutulum görülebilir (3,4,5,6,7,8). Uzun süre yogun bakim ünitesinde veya hastanede kalan bebeklerde genellikle sik kan alinmasi, endotrakeal entübasyon-mekanik ventilasyon uygulamalari, santral veya periferik vasküler kateter kullanimi, transkütanöz oksijenasyon izlemi, beslenme sondasi takilmasi ve uzun süreli parenteral beslenme gibi çok sayida invazif girisim yapilmasi deri veya mukozalarda kolonize organizmalarin kana invazyonunu kolaylastirir. Ayrica antimikrobiyal ajanlarin sik kullanilmasi dirençli mikroorganizmalar ile enfeksiyon ve sepsis riskini artirir (3,4,5,6,7,8,9,10,4,5,6,7,8,9,10,11,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17). Gelismis ülkelerde yapilan yapilan çalismalar çok düsük dogum agirlikli bebeklerde nozokomiyal enfeksiyon oraninin %20-25 oldugunu göstermektedir (8). Gelismis ülkelerde erken sepsisli bebeklerin %10-20si, geç sepsisli bebeklerin %5-10u, çok geç sepsisli bebeklerin %5inden azi kaybedilmektedir (3). Erken sepsisli çok düsük dogum agirlikli prematüre bebeklerin %35i kaybedilir (12). Çok düsük dogum agirlikli bebeklerde gelisen geç sepsiste vaka fatalite hizi %17-19dur (18).


Etiyoloji

Erken neonatal sepsise en sik neden olan patojenler GBS ve E. colidir (1,2,3,2,3,4,2,3,4,5,6,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12). Grup A, C ve G streptokoklar, Streptococcus viridans, enterokoklar, Streptococcus pneumoniae, Haemophilus influenzae, Listeria monocytogenes (L. monocytogenes) daha az görülen etkenlerdir (3,4,5,6). Staphylococcus aureus (S. aureus), enterokok türleri, klebsiella, enterobakter türleri ve koagülaz negatif stafilokoklar erken sepsisin nadir etkenlerindendir (1) Ülkemizde yapilan çalismalar gelismis ülkelerde rapor edilenin aksine erken sepsiste GBSlerin en sik görülen patojenler arasinda yer almadigini, klebsiella türleri ve Staphylococcus epidermidisin sik görüldügünü göstermektedir (19). Koagülaz negatif stafilokoklar geç neonatal sepsisin en sik görülen etkenidir (3,4,5,6,7,8,9,10,11). Bunun nedeni gebelik yaslari ve dogum agirliklari düsük riskli popülasyonun ve bunlari yasatmak için uygulanan invazif islemlerin artmasidir (3,4,5,6,7,8,9,10,4,5,6,7,8,9,10,11,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17). Ülkemizde yapilan çalismalar da geç sepsiste en sik izole edilen patojenin koagülaz negatif stafilokoklar oldugunu göstermektedir (19,20). S. aureus ve enterokoklar geç sepsisin baslica etkenlerindendir (1,2,3,2,3,4). Gram negatif bakteriler, GBSler, L. monocytogenes, kandida ve aspergillus geç sepsise neden olabilir (1,2,3,2,3,4).


Klinik bulgular

Yenidogan sepsisinde bulgu ve semptomlar genellikle nonspesifiktir (1,2,3,2,3,4,2,3,4,5,6,2,3,4,5,6,7,8) Sepsisli yenidogan bebeklerin üçte ikisinde vücut sicakliginda degisiklik (ates veya hipotermi) saptanir (3). Iyi görünmeme, iyi emmeme, huzursuzluk, hipotoni, letarji, takipne, inleme, retraksiyonlar, siyanoz, apne, sarilik, hepatomegali, kusma, karinda distansiyon, konvulziyonlar, perfüzyon bozuklugu, petesi ve purpura görülebilir (1,2,3,2,3,4,2,3,4,5,6,2,3,4,5,6,7,8). Letarji, hipotoni veya tonusta artis, konvulziyonlar, apne, asiri irritabilite ve fontanel bombeligi menenjitli yenidogan bebeklerde en sik görülen bulgulardir. (1,2,3,4,5,6). Yenidogan sepsisi ayirici tanisinda aralarinda yenidoganin geçici takipnesi, mekonyum aspirasyonu da dahil olmak üzere aspirasyon pnömonisi, respiratuar distres sendromu, intrakranial kanama, hipoksik iskemik ensefalopati, prematürelerde görülen apne, konjenital kalp hastaliklari gibi durumlarin da yer aldigi kalp hastaliklari, gastrointestinal sistem hastaliklari, hematolojik, metabolik, nörolojik ve respiratuar hastaliklar mutlaka düsünülmelidir (1,2,3,4,2,3,4,5,6,7,2,3,4,5,6,7,8).


Sepsisten süphelenilen bebege yaklasim

Yenidoganin sepsis açisindan arastirilma ve tedavisine klinik bulgu ve semptomlara dayali olarak karar verilir (1,2,2,3,4,5,6). Erken sepsisli bebeklerin bir kisminda dogumdan hemen sonra olmak üzere %90indan fazlasinda yasamin ilk 24 saati, hemen hemen tamaminda ilk 48 saati içerisinde semptom ve bulgular görülür (1,2,3,2,3,4,5,6). Bu nedenle yasamin ilk 48 saatinde semptomlarin çok dikkatle takip edilmesi erken yenidogan sepsisinde tani konulmasi için temel faktördür (6). Perinatal öyküsü ile erken sepsis riski tasiyan bir yenidoganin ilk muayeneleri sirasinda klinik bulgu ve semptomlar ortaya çikmamis olabileceginden sepsis açisindan riskli bir bebege antibiyotik tedavisi baslanmadiginda bebek güvenilir bir gözlem protokolü ile takip edilmelidir (6). Erken sepsis riski çok yüksek olan asemptomatik bir bebegin kültür sonuçlari beklenir ve klinik takibi yapilirken, bebege empirik antibiyotik verilmesi gerekebilir (6). Geç veya çok geç sepsis düsünülen bir bebekte de enfeksiyonun kazanildigi ortam, varsa enfeksiyon odagi ve bebegin yasi gözönünde bulundurularak olasi etkenlere yönelik empirik tedaviye en kisa sürede baslanmalidir.Sepsisten süphelenilen bir bebekte spesifik tani testleri bir patojenin vücut sivilarinda varligini göstermek, nonspesifik sepsis tarama testleri ise enfeksiyon riskini degerlendirmek için kullanilir (6). Sepsis tanisi için bir patojenin vücut sivilarindan izolasyonu standart ve en spesifik yöntemdir (3,4,5,4,5,6).


Tani koydurucu mikrobiyolojik tetkikler

Kan kültürü: Sepsis tanisinda altin standart bir veya daha fazla kan kültüründe patojenin (bakteri veya fungus) izole edilmesidir (1,2,3). Yenidogan bebeklerde kültür için alinmasi gereken optimum kan hacmi 0.75-1 mldir (1,2,3,2,3,4,2,3,4,5,6). Yenidogan bebeklerden alinan kan kültürlerinde üremelerin %90dan fazlasi 48 saat sonunda saptanir (1,2,3,2,3,4,2,3,4,5,6). Yenidoganlarda kan kültürünün sepsis için sensitivitesi en iyi kosullarda %50-80dir (6). Yenidogan sepsisinde pozitif kan kültürü tani koydurur ancak negatif kan kültürü sepsisi ekarte ettirmez (3,4,5,6). Klinik bulgulari sepsisle uyumlu olan bir bebekte, bir kan kültüründe üreme olmamasi durumunda bebegin tanisinin sepsis oldugu kabul edilerek gerekli tedavi tamamlanmalidir (1). Kültürlerde üreme olmazsa, maternal risk faktörlerinin varligi nedeniyle süpheli erken sepsis nedeniyle tetkik edilen asemptomatik matür bebeklerde empirik tedavi 24-36 saatte sonlandirilabilir (1,2,3).Beyin-omurilik sivisi (BOS) kültürü ve BOS incelemeleri: Erken baslangiçli sepsisli bebeklerin %20sinden azinda menenjit gelistigi bildirilmektedir (3,4,5,6,4,5,6,7,8). Erken sepsisli bebeklerden menenjiti de olanlarin yaklasik 1/3ünde kan kültürü negatiftir (6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21). Genel olarak sepsisli yenidogan bebeklerin %20-25inde sepsise menenjit eslik eder. Bu nedenle erken, geç veya çok geç baslangiçli yenidogan sepsisinden süphelenilen tüm bebeklere (kan kültürü pozitif olsun veya olmasin) lomber ponksiyon (LP) yapilmalidir (3,4,5,6,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21). Patojen BOS kültüründe izole edilebilecegi gibi Gram boyali BOS yaymalarinda da etkenin Gram negatif mi yoksa Gram pozitif mi oldugu saptanabilir (1). Yenidoganlarda tek bir BOS parametresi (beyaz küre sayisi, glukoz veya protein) menenjit olmadigini güvenilir sekilde ekarte ettirmedigi gibi maternal antibiyotik profilaksisi uygulandiginda veya antibiyotik almakta olan bebeklerde BOS kültürü negatif olabilir (21). Idrar kültürü: Pozitif kültürler gerçek enfeksiyondan çok bakteriyemiyi gösterdiginden ve erken sepsiste pozitif idrar kültürü orani düsük oldugundan erken sepsisin rutin arastirilmasinda, özellikle yasamin ilk üç gününde idrar kültürü alinmasi önerilmez (1,2,3,2,3,4,5,6,2,3,4,5,6,7,8). Geç sepsisli bebeklerde idrar kültürünün pozitif bulunma olasiligi daha fazla oldugundan ve sepsisin primer odagi üriner sistem olabileceginden geç baslangiçli sepsis açisindan arastirilan bebeklerde üretral kateterizasyon veya suprapubik mesane aspirasyonu ile idrar kültürü alinmasi önerilir (1,2,3,2,3,4,5,6). Trakeal aspirasyon kültürleri: Yasamin ilk 12 saati içerisinde alinan trakeal aspirasyon kültürlerinin yararli oldugu gösterilmistir (6). Sepsisten süphelenilen pnömoni veya solunum yetmezligi nedeniyle entübasyon ve ventilasyon gereken bebeklerde trakeal aspirasyon kültürleri alinmasi tani koydurucu olabilir (6).


Nonspesifik tani ve tarama testleri

Tarama testleri enfeksiyon olasiligini belirlemek için basvurulan yardimci tetkiklerdir (6). Ideal olarak bu testler sepsisi kaçirmamali (yüksek sensitivite), sepsis olmadiginda sepsisi ekarte ettirebilmelidir (yüksek negatif prediktif dogruluk) (1,2,3,4,5,6). Tarama testlerinden hiçbiri enfeksiyonu tanimlama yönünden yeterli duyarliliga sahip degildir (1,2,2,3,4,5,6). Bu nedenle sonuçta sepsis tanisi koymak ve empirik tedavi baslamak için klinik degerlendirme yapilir (1,2,2,3,4,5,6). Ancak bu testler antibiyotik tedavisine baslama ve antibiyotik tedavisinin kesilmesine karar vermede yardimcidir (1,2,3,4,5,6,2,3,4,5,6,7). Beyaz küre ve iliskili göstergeler: Beyaz küre (BK) göstergeleri [total BK sayisi, periferik yayma incelemesinde absolü nötrofil sayisi (ANC), immatür/total nötrofil orani (I/T) ve immatür nötrofil sayisi] siklikla basvurulan testlerdir (1,2,3,2,3,4,5,6). Total BK sayisi kan alinma zamani, kan örneginin alinma yeri (venöz, kapiller veya arteriyel), bebegin aktivitesi (örnegin fazla aglamasi) ve enfeksiyon disi durumlarin varligina göre degisebildiginden diger BK göstergeleri ile birlikte degerlendirilmektedir (1,2,3,4,5,6). Ek olarak immatür nötrofil sayisi ve I/T nötrofil orani da degerlendirmeyi yapan kisinin bilgi ve tecrübesine bagli olarak farklilik gösterebilmektedir (1,2,3,4,5,6). Bu göstergelerin sinirlari oldukça genis oldugundan, örnegin alinma zamani, bebegin gebelik yasi ve enfeksiyon disi nedenlerle de degisiklik gösterebildiginden BK ve iliskili göstergeler maternal risk faktörleri, bebegin gebelik yasi ve klinik durumu ile birlikte degerlendirilmelidir (1,2,2,3,4,5,6). Dogumdan hemen sonra alinan kan örneklerinde BK göstegeleri ile ilgili tarama testlerinin enfekte bebegin belirlenmesi açisindan sensitivitesi düsüktür (1). Bu nedenle ilk örneklerin dogumdan birkaç saat sonra alinmasi veya yasamin 12-24. saatinde ikinci kez tarama için kan örneklerinin alinmasi önerilmektedir (1). Akut faz reaktanlari: Bebeklerde C-reaktif protein (CRP), fibrinojen, seruloplazmin, fibronektin, prealbumin, haptoglobin, serum amiloid A ve orosomukoidin de aralarinda oldugu çok sayida akut faz reaktani ile çalismalar yapilmistir (1,2,3,2,3,4).Akut faz reaktanlari hepatositlerin sitokinler tarafindan indüklenmesi ile üretildiginden akut faz proteinlerinin artmasi için daima bir süre geçmesi gerekir (1). Bir enflamatuar uyaridan sonra (birkaç saat sonra) serum düzeyleri artan ilk akut faz reaktanlari CRP ve serum amiloid Adir (1). Eritrosit sedimentasyon hizi (ESH)ndaki artis daha yavastir ve artmis fibrinojen düzeylerini yansitir (1). ESHnin sensitivitesi %30-70tir (1). Coombs pozitif hemolitik anemisi olan bebeklerde ESHde belirgin artis olacagi gözönünde bulundurulmalidir (1).Yenidogan sepsisinde en iyi çalisilmis akut faz reaktani CRPdir (1). Yenidoganlarda serum CRP düzeyini yükselten ana etken enfeksiyondur (3,4,5,6). CRP enflamatuar stimulusun baslamasindan 4-6 saat sonra salinir, 24-48. saatlerde en yüksek düzeye ulasir (6). Yenidoganda serum CRP için normalin üst siniri olarak siklikla 1 mg/dl veya 5 mg/dl önerilmektedir (3,4,5,6). Seri ölçümleri (12-24 saat arayla) yapildiginda artmis CRP yenidogan enfeksiyonunu belirlemede en yararli yöntemdir (1,2,3,4,5,6). Seri CRP ölçümlerinin negatif prediktif dogrulugu yüksek oldugundan CRP düzeyleri antibiyotik tedavisinin kesilmesine karar verilmesinde yardimcidir (1). Prokalsitonin: Sepsiste tarama testi olarak bir akut faz proteini olan prokalsitonin (PCT)in ölçümünün kullanilmasini öneren çalismalar vardir (2,3,4,5,3,4,5,6). PCT düzeyinin 8.1 mg/dlnin üzerinde bulunmasinin sepsis tani kriteri olarak kullanilabilecegi belirtilmektedir (5). Dolasimdaki PCT düzeyinde artis (baslangiçtan itibaren 2 saat içerisinde) CRPdeki artistan daha önce olur (7). Ancak PCTnin dogum sonrasi düzeylerinde fizyolojik dalgalanmalar oldugu, dogum sonrasi sensitivitesinin düsük oldugu bildirilmistir (2,3,4,5,6,7). Dogum asfiksisi, intrakranial kanama ve hipoksemide de dolasimdaki PCT konsantrasyonlarinda artis olabilmektedir (7).Sitokinler: Enflamatuar cevabi regüle eden protein, glikoprotein ve lipidlerdir (1). Sepsisli bebeklerin kaninda çok sayida sitokin saptanmistir. Bunlar arasinda interlökin-1 (IL-1), interlökin-6 (IL-6), interlökin-8 (IL-8), tümör nekrozis faktör-a (TNF-a), solubl IL-2 reseptör, solubl intersellüler adezyon molekülü 1 (ICAM-1), solubl TNF-a reseptör, E-selektin, IL-1 reseptör antagonisti, granülosit-makrofaj koloni stimüle edici faktör (GM-CSF) ve granülosit CSF (G-CSF) de bulunmaktadir (1,2). Bazi sitokinlerin yenidogan sepsisinin arastirilmasinda oldukça yararli olduklari gösterilmistir (2). Bunlar arasinda en ümit verici olanlardan biri IL-6 dir (1,2). IL-6 (veya IL-8) düzeyinin 70 pikogram /mlnin üzerinde bulunmasinin sepsis tani kriteri olarak kullanilabilecegi belirtilmektedir (5). Bakteri ürünlerine maruz kalindiktan sonra IL-6 hizla artar ve CRPden önce yükselir (7). Ancak IL-6nin dogum sonrasi düzeylerinde fizyolojik dalgalanmalar oldugu, dogum sonrasi ilk 48 saat içerisindeki düzeyinin gebelik yasindan etkilendigi, dogum sonrasi sensitivitesinin düsük oldugu bildirilmistir (2). Antimikrobiyal tedavi baslandiktan sonra enflamatuar cevap azaldikça IL-6 düzeyi hizla (genellikle 24 saat içerisinde) normal düzeylerine döner (1,2,3,4,5,6,7). Bu nedenle IL-6nin sensitivitesini yükseltmek için CRP gibi geç ve daha spesifik bir belirteç (marker) ile birlikte kullanilmasi gerektigi düsünülmektedir (7). Dolasimdaki IL-8 düzeyleri gebelik yasindan ve bebegin postnatal yasindan etkilenmemektedir (7).Hücre yüzey antijenleri: Bakteriyel enfeksiyonlar sirasinda lökosit yüzey antijenlerinin ekspresyonu degismektedir (7). Hücre yüzey antijenleri arasinda enfeksiyon belirteci olarak ümit verici olanlar CD11b, CD64 ve CD69dur (7). Aktive edilmemis nötrofiller düsük konsantrasyonda CD11b ve CD64 eksprese ederler. Nötrofillerin mikrobiyal ürünler ile temasini izleyen birkaç dakika içerisinde ekspresyonu belirgin olarak artabildiginden CD11bnin erken uyari belirteci olarak kullanilabilecegi düsünülmektedir (7). Nötrofil veya monosit CD11b/CD18inin günlük ölçümünün sepsis için klinik süphe uyanmadan önce vakalari tanimlayabilecegi bildirilmistir (22). Prematüre ve matür bebeklerde bakteriyel enfeksiyona cevap olarak CD64 ekspresyonunda belirgin artis olur (7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24). Hücre yüzey belirteçleri için alinan kan örnekleri laboratuvara buz içinde iletilmeli ve apoptozisi ve antijenlerin azalmasini önlemek için derhal çalisilmalidir (7). Sitokinler ve lökosit yüzey antijenlerinin ölçümü testlerin sensitivitelerinin düsük olmasi, tani koydurucu sinirlarin belirlenememis olmasi, ileri teknoloji gerektirmeleri gibi nedenlerle rutin olarak önerilmemektedir (1,2,3,2,3,4,5,6,2,3,4,5,6,7).Tarama testlerinin birlikte kullanimi: Sepsis tarama testlerinden bazilarinin birlikte kullanimi ile sepsisi ekarte etmek için %100 negatif prediktif dogruluga sahip tarama stratejileri gelistirilmistir (1,2,3,4,5,6). Pratik uygulamada bebeklerde sepsis taramasi için BK göstergeleri ve CRPnin birlikte degerlendirilmesi önerilmektedir (6). Erken baslangiçli yenidogan sepsisi taramasi için önerilen BK göstergeleri ve CRP degerleri tablo 2de gösterilmistir. Erken sepsis riski olan bebeklerin klinik bulgulari ve öyküleri dikkate alinarak hangi bebeklere sepsis için derhal antibiyotik baslanacagina ve hangi bebeklerin klinik olarak ve sepsis taramalari ile izlenecegine karar verilmelidir (1,2,3,4,5,6). Klinik bulgu ve semptomlari ile erken baslangiçli yenidogan sepsisi düsünülen bir bebekte antibiyotik tedavisine baslamadan önce BK göstergeleri ve CRP degerlendirilmeli, kan kültürü alinmali, solunum sikintisi varsa akciger grafisi çekilmeli ve LP yapilmalidir. Antibiyotik alirken kültür pozitif (veya fokal hastalik bulgusu var) veya sepsis skoru ≥ 2 (tablo 2) veya LP bulgulari anormal bulunursa veya semptomlar 24 saatten uzun sürer ve klinik seyir sepsis ile uyumlu ise antibiyotik tedavisi 7-10 güne (menenjitte 14-21 güne) tamamlanmalidir. Antibiyotik baslanan bir bebekte sepsis için risk faktörleri yok ve kültürler negatif ve tarama test sonuçlari negatif (sepsis skoru <2) ise (tablo 2) ve klinik olarak sepsis olasiligi düsük görülüyorsa (24 saate kadar semptomlar azalir veya semptomlar ve klinik seyir nonenfeksiyöz bir durum ile uyumlu bulunursa) 48 saat sonunda antibiyotik kesilerek bebek taburcu edilebilir (1,2,3,4,5,6).Erken sepsis riski tasiyan (örnegin maternal GBS kolonizasyonu, EMR, korioamnionit bulgu ve semptomlarinin varligi, prematürelik) asemptomatik bebeklerde dogumda sepsis taramasi yapilmasi yararli olmadigindan asemptomatik bebeklerde ilk tarama (BK göstergeleri ve CRP) yasamin 12-24. saatlerinde yapilmalidir (6). Asemptomatik kalan ve sepsis taramasi normal (sepsis skoru 2den küçük) bulunan bebekler yasamin 48. saatinde taburcu edilebilir. Sepsis için risk faktörleri olan asemptomatik bebeklerde yasamin 12-24. saatinde bakilan BK göstergeleri ve CRP degerleri anormal (sepsis skoru 2 veya daha büyük) oldugunda yakin klinik takip gerekir. Bebek iyi görünmesine ragmen ikinci sepsis taramasi da pozitif bulunursa tedavi baslanmalidir. Ilk sepsis taramasi pozitif ve klinik bulgulari sepsisle uyumlu veya öyküsü riskli olan bir bebege semptomatik sepsisli yenidogan protokolü baslanmalidir (1,2,3,4,5,6). Geç ve çok geç baslangiçli sepsisler için yapilan tarama testleri sonuçlari bebegin yasi da gözönünde bulundurularak degerlendirilmelidir.