Allerji, en basit tanimiyla “insanlarin çogunlugu için zararli olmayan bir maddenin bazi kisilerde olusturdugu olumsuz bir reaksiyon” olarak nitelenebilir. Allerjik hastaliklarin olusumunda çok sayida çevresel faktör ile karmasik bir gen grubunun karsilikli etkilesimi rol oynamakta ve basta astim bronsiyale, allerjik rinit ve atopik dermatit olmak üzere atopik hastaliklar gelismektedir. Allerjinin kalitsal bir özelligi oldugu çok eskilerden beri bilinmekteyse de, allerji ile iliskili genler son yillardaki yogun çalismalar sonucunda yeni yeni belirlenmeye baslanmistir.Allerjik hastaliklar, genellikle “allerjik yürüyüs” olarak da tanimlanan kronolojik bir süreç içerisinde ortaya çikmaktadirlar. Bu hastaliklarin hepsi bir arada olabilecegi gibi, bazen ardisik bir sira da izleyebilirler. Buna göre yasamin ilk yilinda besin allerjileri ve bununla iliskili olarak atopik dermatit ve diger deri allerjileri, daha sonraki 4-5 yillik süreçte ise brons allerjisi, yani astim bronsiyale sik görülür. Astimin sikligi 6-8 yaslar arasinda azalma gösterirken bu yaslardan itibaren allerjik rinit prevalansi artmaktadir.Atopik dermatit (AD) çogunlukla baska allerjik hastaliklarla da iliskili olan, çok kasintili ve kronik seyirli inflamatuar bir deri hastaligidir. AD’li hastalarin 2/3’ünde besinsel ve solunumsal allerjenlerle yapilan deri testleri pozitiftir. Bununla birlikte atopik dermatit kimi kez IgE aktivasyonu bulgulari olmaksizin da ortaya çikabilmektedir. Patogenezde rol oynayan bu karmasik mültifaktöriyel iliskiler aginin gizemi bugün için hala tam olarak aydinlatilabilmis degildir.Gerek atopik dermatit, gerekse de basta astim bronsiyale olmak üzere diger allerjik hastaliklarin sikligi tüm dünyada giderek artmaktadir. Allerji, belki de daha “uygar”, daha “batili” bir yasam tarzinin ve “dogal olmayan” ürünlerle daha fazla beslenmenin sonucunda çagdas bir epidemi olarak hergün daha fazla karsilastigimiz bir sorun haline gelmektedir.AD tipik olarak yasamin ilk aylarinda belirtilerini göstermeye baslar ve erkeklerde kizlara göre iki misli daha fazladir. Tüm atopik ekzemalarin % 81’inin 1 yasindan, %91’inin 2 yasindan ve % 96’sinin da 3 yasindan önce basladigi bilinmektedir. Olgularin yaklasik % 22’sinin hafif, % 44’ünün orta ve % 33’ünün ise agir olgular oldugu bildirilmektedir. AD, hafif olgularin siklikla gözden kaçmasi nedeniyle sikligini tam olarak tahmin etmenin güç oldugu bir hastaliktir. Atopik dermatitin sikligi ülkelere ya da yörelere göre farkliliklar göstermektedir. Örnegin Yeni Zelanda, Ingiltere ve Kuzey Avrupa ülkelerindeki küçük çocuklarda AD sikligi %12-20 arasinda degismektedir. Bölgesel farkliliklar ve yas dikkate alinmaksizin genel olarak tüm popülasyonda AD % 0.5-1 arasinda görülmektedir. Ancak yasla birlikte AD prevalansinda azalma olmaktadir. Yine genel olarak çesitli ülkelerdeki çocuklarda AD görülme sikligi %5-10 arasindadir. Ülkemizde atopik dermatit sikligi ile ilgili çok saglikli veriler olmamakla birlikte, yapilan degisik çalismalarda %2-7 arasinda degisen oranlar saptanmistir.Astim ve allerjik rinit için ülkemizde yapilan epidemiyolojik çalismalarda bölgelere ve kullanilan yöntemlere göre farkli sonuçlar bildirilmektedir. Çocuklarda ISAAC ölçütlerine göre yapilan epidemiyolojik arastirmalara göre ülkemizde astim sikliginin %1,7 ile 17,4 arasinda degistigi bildirilmistir. Bu sayinin ortalama %7-9 oldugu söylenebilir. Allerjik rinit ile ilgili prevalans çalismalari ise, hastaligin çocuklardaki sikliginin %4-17 arasinda degistigini göstermektedir.