Bebeklerde Beslenme Araciligiyla Immüno Modülasyon
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Diğer
P: -
Mart 2007

Bebeklerde Beslenme Araciligiyla Immüno Modülasyon

J Curr Pediatr 2007;5(1):undefined-undefined
1. Hacettepe Üniversitesi Tip Fakültesi, Çocuk Sagligi Ve Hastaliklari Anabilim Dali, Gastroenteroloji, Hepatoloji Ve Beslenme Ünitesi, Ankara
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

Son yillarda beslenme sadece büyümek/karin doyurmak için yemenin ötesinde bir anlam kazanmistir. Kisi için besin almasinin ötesinde yararlari olan besinler fonksiyonel besinler olarak adlandirilir. Beslenmenin bir amaci da besinler araciligi ile kisinin immün sisteminin kisiye yararli olacak sekilde düzenlenmesidir ki, immün beslenme olarak adlandirilir (1). Intrauterin yasamda steril olan gastrointestinal sistem (GIS) dogum eylemiyle birlikte bakterilerle kolonize olmaya baslar (2-5). Kolonizasyon, saglikli bireylerde mikroorganizmalarin belirli bir bölgede normal sartlar altinda hastaliga neden olmaksizin bulunmalari olarak tanimlanabilir. Bagirsaklarin kolonizasyonu, mukozal immün savunma düzeneklerinin gelismesi için çok önemlidir. Yenidoganlar dogumda mukozal immün yanit olusturma kapasitesine sahiptirler, fakat bu defansin kullanilmaya hazir olmasi için ilk günlerde kolonize olan bakterilerce uyarilmasi gerekir. Daha ileri yaslarda olacak kolonizasyon mukozal immün yaniti tam olarak uyarmaz. Kolonizasyonun yetersiz çesitlilikte bakteriyle olmasi da lamina propriadaki immün hücrelerin sayi ve aktivasyonunun azalmasina yol açar. Bagirsagin baslangiçta patojen olmayan bakterilerle kolonizasyonu, yenidoganin mukozal savunmasinin önemli bir parçasidir. Ilk kolonize olan bakteriler konakçinin epitel hücrelerinin gen ekspresyonunu modüle ederek sonradan gelen bakterilerin üremelerini engelleyebilir (5-9).Bebekligin ilk günlerindeki kolonizasyonu ve kolonize olan bakteri türlerinin niceligini etkileyen çok sayida faktör vardir; dogum sekli (vajinal/sezaryen), beslenme sekli (anne sütü, mama-biberon), hastaneye yatirilip yatirilmadigi, yenidogan ünitesinde kullanilan antibiyotikler, annenin diyeti, gebelik yasi, probiyotiklerin kullanilip kullanilmadigi, bebegin kendi saglik durumu, immünolojik durumu, bagirsak transit zamani, pH’si, stresin olup olmadigi ve yasanilan bölgenin gelismislik düzeyi/mikroflorasi gibi (5). Bagirsak florasinda saptanan baslica bakteriler kabaca 3 gruba bölünebilir (5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16): 1- Laktik asit bakterileri: Bifidobacterium, Lactobacillus ve Streptococcus (Enterococcuslar dahil), 2- Anaerobik bakteriler: Bacteroidaceae, kivrik basiller, Eubacterium, Peptococcaceae, Veillonella, Megasphaera, Gemmiger, Clostridium ve Treponema, 3- Aerobik bakteriler: Enterobacteriaceae, Staphylococcus, Bacillus, Corynebacterium, Pseudomonas ve mantarlar.Bunlardan yararli etkileri olan ve probiyotik olarak kullanilanlar laktik asit bakterileridir. Tasidigi üstün niteliklerden dolayi anne sütü alan bebeklerin bagirsak florasi, bebegi çesitli hastaliklardan koruyucu özellikte olusur. Anne sütü alan ve mama ile beslenen yenidogan bebeklerin intestinal floralari farklidir. Anne sütündeki prebiyotik faktörlerden dolayi ilk bir ay içindeki hakim bakteriler Lactobacilli ve Bifidobacteria’dir (toplam floranin %90’dan fazlasini olusturabilirler). Anne sütü alan bebeklerde asidik bir luminal ortam yaratan laktik asit üretimi, oligosakkaridlerin varligi (mukoza yüzeyindeki reseptörler için bakterilerle yarismaya girerek patolojik bakteri kolonizasyonunu önler), ve sütteki özel bazi faktörler (bifidus faktör, laktoferrin, kazein, nükleotidler, sIgA, peptid ve peptid olmayan hormonlar, büyüme faktörleri, lipidler, süt membran fraksiyonlari) patolojik olmayan bir floranin gelismesine yardimci olur (17). Anne sütünün tampon edici kapasitesinin az olmasi Bakteroides, Clostridium ve E.coli üremesini inhibe eder. Böylece bebek gastroenteritlere karsi da direnç kazanir (18). Anne sütü alan bebeklerde, nekrotizan enterokolitten sorumlu olabilen C.difficile ve C.paraputrificum izole edilmez. Bifidus faktör de C.perfringens’in kaybolmasini saglar. Bunun tersine, mama ile beslenen bebeklerde daha alkali bir ortam olmasi ve prebiyotik faktörlerin olmamasi nedeniyle enterobakter, bakteroidesler ve gram-negatif organizmalardan zengin bir flora gelisir. Bifidobakterilerin kolonizasyonu daha sonra baslar. Anne sütü alan bebeklerde mama alanlara göre çesitlilik daha azdir fakat ilk 2 yil içinde her iki grupta da eriskinlere benzer bir mikroflora olusur (5). Anne sütüne ek olarak mama alan bebeklerin florasi mama alanlara daha çok benzer. Iste, saglikli bir yasamin sürdürülmesi için bu bakteriler arasinda belirli bir dengenin olmasi, bu dengenin yararli bakteriler aleyhine bozulmamasi gereklidir.Bagirsak florasinin ana islevlerini baslica 3 grup altinda toplayabiliriz (5,6,7,8);1- Metabolik: a-sindirilemeyen besinlerin fermantasyonu (enerji eldesi) b-kisa-zincirli yag asidi sentezi (enerji eldesi, pHØ, su emilimi) c-vitamin K ve B üretimi d-iyonlarin emilimi2- Trofik: a-epitel hücrelerin çogalmasinin ve farklilasmasinin kontrolü, b-immün sistemin gelismesi ve dengesi,3- Koruyucu: Patojenlere karsi koruma (bariyer etkisi)a-reseptörlere baglanmak için mikroorganizmalarla yarismab-besin için mikroorganizmalarla yarismac-antimikrobiyal maddelerin üretilmesid-konakçi immünitesinin uyarilmasi ve saglikli bir immün sistemin gelismesiBagirsak florasi için kritik 2 dönem vardir; dogumdan hemen sonrasi ve anne sütünden kesilme dönemi. Anne sütünün bifidojenik bir flora olusturmasina neden olan en önemli özellikleri sunlardir (19,20);• Göreceli düsük protein konsantrasyonu• Protein yapisinin farkliligi (daha fazla Whey ve a-laktalbumin)• Düsük fosfor içerigi• Laktoferrin varligi• Nükleotid içermesi• Oligosakkarid (prebiyotik) içermesi• Kendisine özel yapisi; immünolojik islevi olan degisik humoral ve hücresel mediatörlerAnne sütünün içerigine baktigimizda protein, yag, laktoz ve oligosakkaridlerden olustugu görülür. Anne sütü oligosakkaridleri mukozal hücrelerin özgül karbonhidrat reseptörlerine baglanarak çesitli bakteri ve viral ajanlarin baglanmalarini, dolayisiyla çogalmalarini engellerler. Kolonda bifidobakterilerin çogalmasini kolaylastirirlar. Yapilarinin farkliligi, degiskenligi, kompleksligi ve polimorfizmi bakimindan mamalarda taklit edilmeleri zordur.Anne sütünün en önemli özelligi bebegin yasina göre yapisinin degismesidir (21). Örnegin kolostrumun protein içerigi 14-16 g/l iken 6. aya kadar bu 7-8 g/l’ye iner. Yine baslangiçta whey/kazein oran 80/20 iken zamanla 50:50 olur. Diger proteinler kazein ve müsindir. Proteinin tipi flora için önemlidir. Çünkü whey agirlikli mama ile beslenen bebeklerde kazein agirlikli mama ile beslenenlere göre bifidobakteriler daha fazladir. Yine de sadece whey adapte mama ile beslenme, emen bebeklerin florasini taklit etmek için yeterli degildir. mamanin fosfor içeriginin azaltilmasi, protein konsantrasyonunun anne sütüne yakinlastirilmasi bifidojeniteyi artiran diger noktalardir.Anne sütü ile beslenmenin flora ve immün sistemin gelismesi üzerine olan yararli etkileri görüldükten sonra mamalarin içerigi anne sütüne benzetilmeye çalisilmistir ve hala da çalismalar devam etmektedir. Bir mamanin bifidojenitesini artirmak için yapilan çalismalarda prebiyotik eklenmesi, probiyotik eklenmesi, sinbiyotik eklenmesi, whey bazli düsük proteinli olmasi ve bazi durumlarda laktozu artirmak yararli bulunmustur (19,20,21,22,20,21,22,23,20,21,22,23,24,20,21,22,23,24,25,20,21,22,23,24,25,26,20,21,22,23,24,25,26,27). Insanlarda immünolojik ve inflamatuvar yaniti etkileyerek yararli oldugu gösterilmis baslica besin maddeleri sunlardir (1);• Prebiyotik-probiyotikler• -3 yag asitleri (PUFA)• Nükleotidler• Glutamin• Arjinin• Dalli zincirli amino asitler• Sülfürlü amino asitler (metiyonin, sistein)• Kisa zincirli yag asitleri• Vitaminler; A, C, E, B6, folik asit• Eser elementler; Zn, Se, Cu, Fe

Prebiyotikler

Prebiyotik, yararli bagirsak bakterilerinin gelismesini ve/veya aktivitelerini etkileyen inülin ve oligosakkaridler gibi sindirilmeyen besin maddeleridir (28). Bir yiyecek komponentini prebiyotik olarak kabul etmek için (29); 1-Üst GIS’de ne hidrolize ne de absorbe edilmeli, 2-Kolonda bir veya bir kaç faydali bakteri tarafindan özellikle (seçici olarak) fermente ediliyor olmali, 3-Kolon mikrobiyal florasi kompozisyonunu daha saglikli yönde degistirmeli, 4-Konakçi sagligi için yararli etkiler olusturmali. Prebiyotik özelligi gösteren besinler, sindirim sistemi florasinda probiyotik özelligi olan bakterilerin çogalmasini ve sistemde daha uzun süre kalmalarini kolaylastirarak etki ederler. Kolona erisebilen ve sindirilemeyen karbohidratlar, bazi peptid ve proteinler, bazi lipidler prebiyotik adayidirlar. En çok bilinen ve kullanilanlar inülin, fruktooligosakkarid ve galaktooligosakkaridlerdir. Bifidofenik etkiye sahip olup Bakteroidesleri azaltirlar ve hakim mikroorganizma bifidobakteriler olur. Çocuklarda ve eriskinlerde saglikli bir mikrofloranin elde edilmesi, alerjik hastaliklarin önlenmesi, mineral emiliminin artirilmasi gibi yararli etkileri bildirilmistir (9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28).

Makale sadece PDF formatında mevcuttur. PDF Görüntüle
2024 ©️ Galenos Publishing House