Giris
Hayatin ilk yili, yenidogan bir bebegin büyüme ve gelisimi için kritik bir dönemdir. Anne sütü her bebegin gereksinimine göre ayarlanmis, biyolojik yararliligi çok yüksek ideal bir dogal besindir. Anne sütü besleyicidir, temizdir, ekonomiktir ve bebegin beslenmesi için her an hazir olarak bulunur. Emzirme, bebeklerin saglikli büyümesi ve gelismesi için en uygun, esi bulunmaz bir beslenme yöntemidir ve anne ile bebegin sagligi üzerinde çok özel biyolojik ve duygusal bir etkiye sahiptir (1,2). Anne sütü besleyici özelliginin yaninda içerdigi immün faktörler nedeniyle yenidogana dogal bir bagisiklik da kazandirir (2). Bu dogal bagisiklik sistemi; viral, bakteriyel veya protozoal ajanlarin yol açtigi birçok solunum ve sindirim sistemi hastaligindan koruyucu özellik tasimaktadir (2). Bu nedenlere dayanarak Dünya Saglik Örgütü ilk 6 ay sadece anne sütünü önermektedir (3). Birlesmis Milletler Genel Kurulu’nun 1989 yilinda kabul ettigi çocuk haklarina dair sözlesmede “toplumun bütün kesimlerinin emzirme konusunda bilgilendirilmesinin, desteklenmesinin ve bu alandaki egitim olanaklarina kavusturulmasinin saglanmasi” amaçlanarak, anne sütünün bebek için en iyi besin oldugundan emzirme bir insan hakki olarak da kabul edilmistir. Her bebegin anne sütü ile beslenme hakki oldugu unutulmamalidir. Bununla birlikte, ilk alti aydan sonra uygun ve yeterli ek besin ile birlikte anne sütüne devam etmek gerekmektedir (3,4). Innocenti Deklerasyonu’nda bebekleri emzirmeye iki yas veya üstüne kadar devam edilmesi önerilmektedir (5). Yapilan bir çalismada ilk 5 ay bebeklerin %90’nin sadece anne sütü almasi ve %99’unun 12. aya kadar emzirilmeye devam edilmesi durumunda dünyada 5 yas alti çocuk ölümlerinin %13 azalacagi tahmin edilmektedir (6). Bu nedenle, ilk alti ay tek basina anne sütü ile beslenmeyi takiben anne sütüne ideal sürede ek gidalar ile birlikte devam etmek saglikli bir nesil için büyük önem tasimaktadir. Annelere emzirmenin özendirilmesi ve bu konuda gerekli bilgilerin verilmesi basarili bir emzirmenin ilk anahtaridir. Saglik personelinin zamaninda verecegi dogru bilgiler dogrultusunda bebeklerin emzirilme süreleri artacaktir. Bununla birlikte, aileye, anneye veya bebege ait bazi faktörler de emzirme süresini etkileyebilir (7,8). Bu çalismada, Konya Sarayönü Devlet Hastanesi Çocuk Poliklinigi’ne çesitli nedenlerle basvuran 18-39 yas arasi ve zamaninda dogum yapan annelerin emzirme durumlari ve etkileyen faktörler arastirilmistir.
Gereç ve Yöntem
Çalisma, Konya, Sarayönü Devlet Hastanesi Çocuk Poliklinigi’ne çesitli nedenler ile çocuklarini getiren anneler içinde, tüm dogumlarini term olarak yapmis 18-39 yas arasindaki toplam 600 anne rastgele seçilerek yapilmistir. 20 Ocak-15 Nisan 2009 tarihleri arasinda gerçeklestirilen çalismada annelere; sekiz sorudan olusan (anne yasi, kaç çocugu oldugu, annenin tahsil durumu, ailenin ekonomik durumu, çocuga dogdugu anda ilk ne verildigi, anne sütüne kaç ay devam edildigi, ek gidalara kaç aylikken baslandigi ve anne sütünün faydalarini bilip bilmedigi ve eger biliyorsa nereden ögrendigi) bir form çocuk sagligi ve hastaliklari uzmani ve hemsireler tarafindan yüz yüze görüsülerek dolduruldu. Anneler yas grubuna göre dört gruba ayrildi (18-23, 24-29, 30-35, 36-39 yas). Egitim durumlarina göre anneler ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite mezunu olarak gruplandi, çalismaya alinan anneler arasinda okuma yazma bilmeyen yoktu. Aileler aylik ekonomik gelirlerine göre net ele geçen asgari ücret baz alinarak üç gruba ayrildi (2000 TL). Anne sütüne her çocuk için ne kadar süre devam edildigi ve ek besine baslama zamani ay olarak hesaplandi. Bebeklere ilk dogdugu anda verilen besine göre de anne sütü verenler, mama verenler ve sekerli su verenler seklinde gruplama yapildi. Annelere sadece anne sütünün yararlarini bilip bilmedigi sorulmus olup bunlarin neler oldugu gibi ayrintili ve sinayici sorulara yer verilmedi. Anne sütünün yararlarini bildigini ifade eden annelere ise bunu nereden ögrendigi soruldu ve kaynagina göre de hemsire veya doktordan ögrenenler, basin-yayin aracili ögrenenler ve akraba veya komsusundan ögrenenler olarak üç gruba ayrildi. Çalismaya preterm dogum öyküsü olan, emzirme süresi içerisinde bebegini kaybeden ve emzirme süresini hatirlamayan anneler alinmadi. Anket sonuçlari SPSS veri tabaninda tüm anneler ve yas gruplari için sayi ve yüzde ile degerlendirilirken, gruplar arasi parametrelerin kiyaslanmasinda Mann-Whitney-U testi kullanildi. Bu test için anlamlilik p<0,05 olarak kabul edildi.
Bulgular
Çalismaya alinan tüm annelerin ortalama yaslari 27,3±2,5 SS idi. Bunlardan 96 tanesi (%16) 18-23 yas, 169 tanesi (18) 24-29 yas, 202 tanesi (66) 30-35 yas ve 133 tanesi (16) 36-39 yas grubundaydi (Tablo 1). Tablo 1’de annelerin yas gruplarina göre çocuk sayilari, sosyoekonomik ve egitim düzeylerine iliskin özelliklerinin dagilimi verilmistir. Yas grubuna göre çocuk sayisi dagilimi Sekil 1’de özetlenmistir. Annelerin egitim düzeyleri incelendiginde ise; 18-23 yas grubundaki annelerin %48,96’sinin (47 anne) ilkokul, %43,75’inin (42 anne) ortaokul, %7,29’unun (7 anne) lise mezunu oldugu ve yine bu grupta üniversite mezununun bulunmadigi görüldü. 24-29 yas grubu olan annelerin ise büyük çogunlugu (%71) (120 anne) ilkokul mezunu idi (digerleri sirasi ile %5,91 (10 anne) ortaokul, %14,79 (25 anne) lise ve %8,3 (14 anne) üniversite mezunu idi). Yine 30-35 yas grubundaki annelerin de %77,72 (157 anne) kadari ilkokul mezunu iken, %7,92’si (16 anne) ortaokul, %5,94’ü (12 anne) lise ve %8,42’si (17 anne) üniversite mezunu idi. 36-39 yas grubu olan annelerin ise; %87,21 (116 anne) ilkokul, %3 (4 anne) ortaokul, %6,01 (8 anne) lise ve %3,78 (5 anne) oraninda üniversite mezunu vardi. Anneler ailelerinin aylik gelirlerine göre gruplandirildiginda ise; tüm yas gruplarinki annelerin büyük çogunlugunun orta gelir düzeyine (530-2000 TL arasinda) sahip oldugu görüldü (18-23 yas arasinda %55,21 (53 anne), 24-29 yas arasinda %62,72 (106 anne), 30-35 yas arasinda %56,43 (114 anne) ve 36-39 yas arasinda %66,16 (88 anne). Anne sütünün anne ve bebek açisindan yararlarinin ögrenildigi kaynak arastirildiginda ise tüm yas gruplarinda ilk sirayi doktor veya hemsire kaynakli bilgilendirmenin aldigi görüldü (18-23 yas arasinda %85,42 (82 anne), 24-29 yas arasinda %82,84 (140 anne), 30-35 yas arasinda %67,32 (136 anne) ve 36-39 yas arasinda %63,15 (84 anne)) (Tablo 1). Tüm anne yas gruplarinda her çocuga dogumdan hemen sonra ilk önce anne sütü verildigi ve bu oranin ilk çocuktan sonraki çocuklarda %100’e ulastigi görüldü (Tablo 2) (Sekil 2). Ortalama emzirme süreleri tüm çocuklar için; 18-23 yas grubu annelerde 13,4±0,5 ay, 24-29 yas grubunda 14,1±0,7 ay, 30-35 yas grubunda 14,8±0,3 ay ve 36-39 yas grubunda 14,9±0,1 ay olarak bulundu. Dogum sirasina göre anne sütü verilme süreleri ise; 18-23 yas grubu annelerde ikinci çocuklar için (ortalama 15,4±0,9 ay), 24-29 yas grubunda birinci çocuklar için (ortalama 14,7±0,1 ay), 30-35 yas ve 36-39 yas gruplarinda ise besinci çocuklar için (sirasi ile ortalama 21±0,6 ay ve 14,5±0,1 ay) uzun olarak bulunmustur (Tablo 3) (Sekil 3). Ek besine baslama zamanlari açisindan, grup içi istatistiklerde anlamli fark bulunmazken, 30-35 yas (ortalama 5,3±0,7 ay) ve 36-39 yas grubu annelerin (ortalama 5,1±0,6 ay) diger iki gruba göre daha erken ek besine basladigi bulunmustur (her ikisinin de ortalama degeri 5,2±0,6 ay) (5) (Tablo 3). Anne yas gruplari kendi içlerinde ayri degerlendirildiginde; tüm gruplarda egitim düzeyinin artmasi ile emzirme süresinin uzadigi görüldü (Tablo 4) (Sekil 4). Yine tüm gruplarda lise ve üniversite mezunu annelerin ilkokul mezunlarina göre bebeklerini daha uzun süre emzirdikleri ve istatistiksel olarak da bunun anlamli oldugu (5) bulundu. Ailenin aylik gelir düzeyleri arastirildigi zaman, çalismaya alinan annelerin %60,16’si 530-2000 TL arasinda aylik gelir düzeyine sahipti ve 36-39 yas grubu haricinde diger tüm gruplarda aylik gelir arttikça emzirme süresinin de arttigi görüldü (Tablo 4) (Sekil 5). 36-39 yas grubu olanlarda ise >2000 TL aylik geliri olan sadece 3 aile vardi ve tüm çocuklarin ortalama emzirilme süreleri 6 ay olarak bulundu. Aylik geliri >2000 TL olan annelerin emzirme süreleri diger iki gelir düzeyli gruplardan istatistiksel olarak anlamli derecede uzun bulunurken (5), 36-39 yas grubunda bunun tam tersi olarak <530 TL ve 530-2000 TL arasi aylik kazanci olan annelerin 2000 TL< olanlara göre emzirme süreleri anlamli derecede daha uzundu (5). Anne sütünün yararlarinin ögrenildigi kaynagin emzirme süresine olan etkisine bakildiginda ise, 18-23 yas grubu hariç diger tüm gruplarda doktor veya hemsire kaynakli bilgilendirilmis olan annelerin (36) daha uzun süre emzirdigi görüldü (Tablo 4), (Sekil 6) ve bu durum da her grupta diger kaynaklardan istatistiksel olarak anlamli bulundu (5). Ancak, 18-23 yas grubunda basin-yayin kaynakli ögrenime sahip anneler bebeklerini daha uzun süre emzirmisti ve fark yine istatistiksel olarak anlamliydi (5). Yas gruplarinda tüm çocuklar için ortalama emzirme sürelerinin yas arttikça arttigi görüldü (18-23 yas için 12,2±0,4 ay, 24-29 yas için 13,1±0,1 ay, 30-35 yas için 13,8±0,8 ay ve 36-39 yas için 14,4±0,4 ay) ve istatistiksel olarak anlamlilik p<0,05 olarak hesaplandi.
Tartisma
Çalismamiz bir ilçe hastanesinde yapilmis olup, çevre ilçe ve köylerden gelen hastalar ile büyük bir nüfusu yansitmaktadir. Dolayisi ile çalisma, kirsal ve kentsel bölgelerin birlestigi noktada bir toplum taramasi niteligi tasimaktadir. Sehirlesmenin hizla ilerledigi ülkemizde, sehirde yasayanlarin birinci basamak saglik hizmetlerine ulasmasi ve bundan geregince faydalanabilmesi kirsal kesime göre nispeten kolay olabilmektedir. Ancak kirsal kesimde bu durum olanaklar sebebiyle sorunlu olabilmekte, böylece de annelerin gerektigi sekilde bilgilendirilmesi de yetersiz kalabilmektedir. Bu sebeple, çalismamizdan çikan sonuçlar annelerin daha iyi bilgilendirilebilmeleri için gereken girisimlerin baslatilabilmesine de yol gösterici olacaktir. Çalismaya alinan 600 annenin ortalama yasi 27,3±2,5 SS olup genç bir popülasyonu göstermektedir. Anneler yas gruplarina ayrilirken genç ve orta yas gruplari dikkate alinarak yapilmistir. Böylece gruplar arasi farklar daha iyi ortaya konabilmistir. Çocuk sayisi yas arttikça artmakta olup en çok çocuk sahibi 30-35 yas arasi annelerin oldugu görülmüstür. Egitim düzeyine bakildiginda ise tüm annelerin %73,33’ünün ilkokul mezunu oldugu görülmüstür. Bu durum ülkemizin çesitli kesimlerinde yapilan bazi çalismalara göre oldukça yüksektir (7,8). Dolayisi ile toplumumuzdaki annelerin egitim düzeyi düsük bulunmustur. Türkiye Nüfus ve Saglik Arastirmasi 2003 verilerine göre tüm çocuklarin %97’si bir süre tek basina anne sütü almistir (9). Bizim çalismamizda, her yas grubu anne için bebeklere ilk verilen besinin büyük oranda anne sütü oldugu (Sekil 2) ve ortalama emzirme süresinin de yasla birlikte giderek arttigi görüldü. Ancak çocuklarin yas siralamasina göre bakildiginda, 18-23 yas grubu annelerin ikinci çocuklarini, 24-29 yas grubu annelerin birinci çocuklarini, 30-35 yas ve 36-39 yas grubu annelerin ise besinci çocuklarini daha uzun süre emzirdigi görüldü (Tablo 3) (Sekil 3). Bu durum ileri yas annelerin deneyim kazanmis olmasina genç annelerin ise anne sütünün yarari konusunda gerekli bilgilere kolayca ulasabilmelerine baglanabilir. Ek gidaya baslama süreleri ise genç anne yaslarinda (18-23 ve 24-29 yas) 5,6 aydan sonra iken orta yas grubu annelerde (30-35 yas ve 36-39 yas) 5,4 aydan önce oldugu ve bunun da istatistiksel olarak anlamli oldugu görüldü. Erken ek gidaya baslama 36-39 yas grubu annelerde çocuk sayisi arttikça azalmaktaydi (Tablo 3). Bunun nedeni olarak annelerin bilgi düzeylerinin artmasi ve kazanilmis anne deneyimi sayilabilir. Ayrica ülke düzeyinde uygulanan saglik politikalarinin da önemi büyüktür. Ülkemizde bu konu ile ilgili bebek dostu hastane programlari 1990’lardan sonra hiz kazanmistir. Ünsal ve arkadaslarinin yaptigi bir çalismada çocuklarin %66,1’inde ek gidaya baslama zamani 2,04±2,04 ay olarak bulunmus olup bu süre bizim çalismamizda buldugumuz ortalama ek gidaya baslama zamani olan 5,4 aydan oldukça erkendir (10). Ortalama emzirme süresinin annenin egitim düzeyi ile olan iliskisine bakildiginda, tüm gruplarda egitim düzeyinin artmasi ile emzirme süresinin arttigi görülmüstür. Dolayisi ile uygun bir emzirme süresini yakalayabilmek için egitim düzeyinin arttirilmasi da gerekmektedir. Çalismamizda, ailelerin büyük çogunlugunun maddi gelir düzeyleri 530-2000 TL arasinda bulunmus olup, 36-39 yas grubu anneler hariç diger tüm gruplarda aylik gelir arttikça emzirme süresinin de arttigi görülmüstür (Sekil 5). Ancak, 36-39 yas grubunda >2000 TL aylik geliri olan sadece 3 anne olup, her birisi ortalama 6 ay gibi kisa bir emzirme süresine sahip oldugundan bu grup için degerlendirme yapmak da yaniltici olabilir. Anne sütünün faydalari hakkinda bilgiler, günümüzde gerek basin-yayin aracilikli, gerekse saglik ekibi kaynakli olarak annelere ve anne adaylarina verilmektedir. Ancak bunlarin ulasilabilirligi ve dogru ögrenimi toplum içinde degisebilmektedir. Çalismamizin bir amaci da anne sütünün ögrenildigi kaynagin emzirme süresine olan etkisini arastirmakti. Sonuç olarak, 18-23 yas grubu genç anneler hariç diger tüm anne yas gruplarinda doktor veya hemsire kaynakli ögrenimlerde emzirme süresinin digerlerine göre daha uzun oldugu görüldü (Tablo 4). Anne sütünün faydalarinin ögrenildigi kaynaklar degerlendirildiginde, 18-23 yas grubu olanlarda basin ve yayin aracilikli bilgilendirimde emzirme süresinin daha uzun oldugu bulundu. Bunun sebebi olarak genç annelerin daha çok okuyor olmalari ve görsel yayinlara daha ilgi göstermeleri olabilir. Elbette ki, saglik kurumlarindan verilen bilgilerin daha etkili olmasi gerekir. Bunun için de her saglik kurulusunun, anne adaylarina veya genç annelere yeterli bilgiyi verebilecek brosürleri olmali ve gerekirse toplum seminerleri düzenlenmelidir. Sonuç olarak, çalismamiza alinan toplumdaki anneler için emzirme süresini etkileyen faktörler; yas, çocuk sayisi, annenin egitim düzeyi, ailenin aylik gelir durumu ve anne sütünün faydalarinin ögrenildigi kaynak olarak bulunmustur. Bu faktörler de göz önünde bulundurulmak sureti ile saglik kurum ve kuruluslari içerisinde bulunduklari toplumlarda gerekli arastirmalari yaparak, saglikli bir nesil için bebeklerin dogar dogmaz anne sütü almasini saglamali ve anneleri bilgilendirerek emzirme süresini ideal bir süreye kadar uzatmalidirlar.