Ilkögretim ve Lise Ögrencilerinin AIDS’e Iliskin Bilgilerinin Degerlendirilmesi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Araştırma Makalesi
CİLT: 12 SAYI: 1
P: 9 - 15
Nisan 2014

Ilkögretim ve Lise Ögrencilerinin AIDS’e Iliskin Bilgilerinin Degerlendirilmesi

J Curr Pediatr 2014;12(1):9-15
1. Keçiören Egitim Ve Arastirma Hastanesi, Çocuk Nefroloji Klinigi, Ankara,Türkiye\R\N
2. Ankara Üniversitesi Tip Fakültesi, Sosyal Pediatri Bilim Dali, Ankara, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 03.09.2013
Kabul Tarihi: 13.02.2014
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

Giris

Dünya nüfusunun altida birini, Türkiye’nin ise yaklasik yüzde 20’sini adolesanlar olusturmaktadir. Adolesanlar toplumun önemli bir kismini olusturmasina ragmen sosyal degisikliklerden en çok etkilenen ve bu konuda gerekli önemin gösterilmedigi gruptur (1,2). Günümüzde adolesanlarin ilk cinsel deneyim yasinin önceki yillardan daha erken oldugu bir gerçektir. Ülkemizde yapilan bir çalismada erkeklerde ilk cinsel deneyim yasinin 16-19 yas oldugu belirlenmis, üniversite ögrencileriyle yapilan bir çalismada ise, cinsel açidan aktif olan ögrencilerin riskli cinsel deneyimlerde bulundugu saptanmistir (3). Son yillarda giderek artan sayida adolesanin cinsel olarak aktif olmasi AIDS gibi cinsel yolla bulasan hastaliklarin görülme sikligini arttirmaktadir. Gençler gelisim özellikleri itibariyle duraganligi sevmeyen, hareketli ve hayatlarinda devamli yenilik yapma egilimi gösteren bireylerdir. Dogal olarak da bu yenilikler genç bireyleri korunmasiz cinsel deneyim ya da damar içi ilaç kullanimi yoluyla AIDS ve Hepatit B hastaliklarinin bulasmasi açisindan riskli kilar. Tüm dünyada cinsel yolla bulasan hastaliklar en çok 20-24 yas grubunda daha sonra 15-19 ve 25-29 yas gruplarinda görülmektedir. Cinsel yolla bulasan hastaliklar birçok ülkede ve özellikle de 15-29 yas arasi gençlerde en yaygin görülen hastaliklardir. Dünya Saglik Örgütü tahminlerine göre, her yil 333 milyon yeni cinsel yolla bulasan hastalik olgusu olusmaktadir. Amerika Birlesik Devletleri’nde yapilan çalismalarda, AIDS vakalarinin yaklasik %20’sinin 20-30 yas grubunda olduklari ve bu vakalarin adolesan dönemde enfekte olduklari bulunmustur (4). Günümüzde tüm dünyayi etkileyen bir pandemi haline gelen AIDS, özellikle genç eriskinlerde önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir (5). Ülkemizde AIDS vakalarina en sik rastlanan yas araligi %78,6 oraninda 15-49 yas arasi olup, etkili önlemlerin alinmayisi, sorunun giderek daha da büyümesine neden olmaktadir. Türkiye’de gençlere yönelik toplumsal baski olmasi, gençlerin sorunlarini aileleriyle açikça paylasamamalari, egitim sisteminde cinsel egitimin olmamasi, basvurabilecekleri merkez sayisinin azligi, medyanin bu konudaki duyarsizligi sonucu gençlerin yasitlarindan edindikleri yanlis ve eksik bilgilerle bilinçsizce cinsel davranis biçimi gelistirdikleri ortaya çikmaktadir (6). Bilinçsizce yasanan cinselligin faturasi da, erken yasta intihar, cinsel yolla bulasan hastaliklar ve Türkiye için büyük tehlike olusturan basta AIDS gibi hastaliklar ile ödemektedirler (7). Bu duruma sebep olan ise, gençlerin bu gibi hastaliklar hakkinda bilgi düzeylerinin yetersiz olmasidir. AIDS tasiyan hasta sayisinin artmasini önlemek için tedavi çalismalari devam ederken, hastalik hakkinda bilgi sahibi olmak, bulasmayi önlemek ve davranis degisikliginde bulunulmasini saglamak büyük önem tasimaktadir (8). Saglik Bakanligi’nin verilerine göre AIDS ülkemiz için her ne kadar önemli bir halk sagligi sorunu gibi görünmese de, bütün dünyada HIV tasiyan vakalarin hizla arttigi gözlenirken ülkemizin bu salginin disinda kalmasi beklenemez. Gerekli önlemlerin alinmamasi, korunma yöntemlerinin yaygin olarak uygulanmamasi ve gizli kalan olgularin da ortaya çikacagi dikkate alindiginda, AIDS’in önümüzdeki yillarda sorun olarak karsimiza çikacagi düsünülmektedir. Basit, ucuz ama gerekli korunma önlemlerinin uygulanarak bu enfeksiyonun engellenmesinin mümkün oldugunu hatirlamak bu önemli sorunun çözümüne büyük katki saglayacaktir. Nitekim, ABD ve Avrupa ülkelerinde egitim ile hastaligin bulasmasinin önlenmesinde önemli gelisme saglanmistir (9). Egitim için finansmanin yani sira nitelikli ve yeterli sayida egiticiye de gereksinim vardir. Ülkemizde henüz sayilari binlerle ifade edilen AIDS vakalari için, hasta sayilari milyonlari bulan ülkelerden örnek alarak korunmayi ögrenmek, ögretmek ve davranis degisikliginde bulunulmasini saglamak önemli bir sosyal sorumluluktur. Bu çalismada ilkögretim ve lise ögrencilerinin AIDS hakkindaki bilgi düzeylerinin yas, sosyal ve ekonomik özellikler ile bu konuda yapilan egitimden gördükleri yarar açisindan karsilastirilmasi amaçlanmistir.

Gereç ve Yöntem

Tanimlayici özellik gösteren bu çalisma, Il Milli Egitim Müdürlügü tarafindan uygun görülen ilkögretim ve lisede ögrenim gören ögrencileri kapsamaktadir. Çalismanin yürütüldügü yer, Ankara iline bagli Abidinpasa ve Çankaya ilçelerinden birer ilkögretim ve lise olmak üzere toplam 4 farkli okul olarak belirlenmistir. Bu iki ilçe, farkli sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri tasiyan bireylerin yer aldigi düsünülerek seçilmistir. Çalismaya ilkögretim 6, 7 ve 8. siniflar ile liseden 1, 2 ve 3. siniflar dahil edilmistir. Anket çalismasina baslamadan önce ögrencilere ‘bilgilendirilmis olur formu’ dagitilarak onaylari alinmistir. AIDS ile Ilgili Bilgi Düzeyi Ölçüm Anketi Bilgi toplama yöntemi olarak kullanilan anketin ilk bölümünde ögrencinin anne-baba egitim seviyesi ve meslegi, aylik gelir düzeyi, evlerindeki oda sayisi ve kardes sayilari gibi sosyoekonomik durumlarini ortaya koymayi amaçlayan sorulara yer verildi. Anketin ikinci bölümünü AIDS hakkindaki teorik bilgi, gelistirilen davranis ve tutumlari sorgulayan sorular olusturdu. Egitim sonrasi tekrar uygulanan anket formundan sosyoekonomik özellikleri belirleyen sorular çikartildi. Egitim Ilk anket formlarinin toplanmasinin ardindan AIDS hastaligi hakkinda bilgi vermek, bulasma yollarini anlatmak, yanlis tutum ve davranislari düzeltmek amaciyla bilgisayar ortaminda Power Point programinda hazirlanmis slayt yardimli görsel anlatim uygulandi. Egitim sonrasi degerlendirme için okullara yapilan ikinci ziyaret ortalama iki aylik süre sonrasinda gerçeklestirildi. Istatistiksel Analiz Çalismanin istatistik degerlendirmesi için ‘Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) for Windows 11.5 programi kullanildi. Istatistik degerlendirmede degiskenlerin gruplar arasi karsilastirilmasinda ki-kare testi kullanildi. p<0,05 degeri istatistiksel olarak anlamli kabul edildi. Bulgular Ilkögretim ve lise ögrencilerinde AIDS hakkindaki bilgi düzeylerini ölçmeyi hedefledigimiz bu çalisma için iki farkli ilçeden toplam dört okul alindi. Ilkögretimden 180 ögrenci, liseden 202 ögrenci ile toplam çalismaya katilan ögrenci sayisi 382 olarak belirlendi. Ilçelere göre dagilimda Çankaya ilçesinden 172 kisi (3), Abidinpasa ilçesinden ise 210 kisi (7) çalismaya alindi. Abidinpasa Lisesi’ndeki siniflarin Çankaya Lisesi’ndekilerden kalabalik olmasi nedeniyle iki ilçe arasinda sayisal farklilik olustu. Ögrencilerin 200’ü (5) kiz, 182’si (5) erkek olarak bulundu. Sosyoekonomik Özellikler Arastirmaya katilan ögrenciler, sahip olduklari imkanlar ve ailelerinin egitim ve gelir durumlari için karsilastirildi. Burada amaçlanan; sosyo-kültürel ve ekonomik özelliklerin AIDS hakkinda yeterli bilgiye ulasma ve korunmak için dogru tutum ve davranislara sahip olma üzerine etkisini degerlendirmekti. Tablo 1’de iki ilçenin baba egitimine göre ve Tablo 2’de aylik gelir düzeyine göre karsilastirmalari verilmistir. Çankaya ilçesinde üniversite mezunu babalarin sayisi Abidinpasa ilçesinden istatiksel olarak anlamli sayida fazla bulunmustur. Yine Çankaya ilçesinde yasayan ögrencilerin aylik gelir düzeyleri anlamli derecede daha yüksek bulunmustur. Iki grup arasinda ögrencilerin sahip olduklari kardes sayisi, ev sahibi olma durumlari ve oturduklari evin özellikleri açisindan istatistiksel olarak anlamli farklilik saptanmadi (5). Ögrencilerin Bilgi Düzeyleri Arastirmaya katilan ögrencilerin AIDS hakkindaki bilgileri egitimden önce ve sonra olmak üzere iki farkli zamanda degerlendirildi. ‘AIDS bulasici bir hastalik midir?’ sorusuna egitim öncesinde %91,4’ü ‘evet’ yanitini verirken, %8,6’si ‘hayir’ cevabini vermistir. Egitim sonrasi bulasici hastalik olmadigini düsünen ögrenci orani %3,0’a düsmüstür. Bu azalma istatistiksel olarak anlamli bulunmustur. Bu soruya verilen cevaplar için ilçeler arasinda ve ögrencilerin yaslarina göre istatistiksel olarak farklilik saptanmamistir. ‘ AIDS hastaligi temel olarak vücudun hangi sistemini etkiler?’ sorusuna dogru cevap olan bagisiklik sistemi yaniti verenlerin oranlari karsilastirildiginda Çankaya ve Abidinpasa ilçeleri arasinda anlamli fark bulunmadi. Aylik geliri 1000 TL’nin altinda olanlarin %25,3’ünün, 1000-3000 TL arasinda geliri olanlarin %43,2’sinin ve 3000 TL’nin üzerinde geliri olanlarin %59,1’inin dogru cevap verdigi görüldü. Gelir düzeyinin artisi ile dogru cevap verenlerin oranlarinin da istatistiksel olarak anlamli oranda arttigi görüldü (5). Ögrencilerin yaslarina göre bakildiginda ilkögretim ögrencilerinin %29,3’ünün ve lise ögrencilerinin %52’sinin dogru cevapladigi görüldü. Aradaki fark istatistik olarak da anlamli bulundu (5). Egitimden önce ögrencilerin %41,6’si dogru cevap verirken egitim sonrasinda bu oran %55,4’e yükseldi (5). AIDS hastaligi bulasma yollari için yöneltilen sorulara genellikle dogru cevap alindi (Tablo 3). Ögrencilerin büyük çogunlugunun bu hastaligin cinsel yolla ve anneden bebege bulastigini bildigi görüldü. Ancak ortak tabak, bardak, banyo ve tuvalet kullanimi ile tokalasmak ve sarilmak gibi basit temas ile bulastigini düsünen ögrenci sayisi yarisindan fazlaydi. Ayrica dis tedavileri sirasinda bulasabilecegi bilgisine sahip ögrenci sayisi toplam ögrenci sayisinin yarisi kadardi. Iki ilçe arasinda yalnizca ‘tokalasma, sarilma, öksürük, aksirik ile bulasir mi?’ sorusuna alinan yanit istatistiksel olarak farkli bulundu (5). Ayni soruya ilkögretim ögrencilerinin %59,3’ü evet, %40,7’si hayir cevabi vermistir. Lise ögrencilerinin ise ayni soruya %16,3’ü evet, %83,7’si hayir cevabi vermistir. Aradaki fark istatistiksel olarak anlamli bulunmustur (5). Yalnizca bu soruda egitimden sonra dogru cevap veren ögrenci sayisinin istatistiksel olarak anlamli oranda artis gösterdigi görülmüstür (Tablo 3). AIDS hastaligi hakkindaki bilgilerini egitimden önce Çankaya ilçesinden %13,5 ögrenci, Abidinpasa ilçesinden ise %11,2 ögrenci ‘yeterli’ olarak tanimlamistir. Bu oran egitimden sonra Çankaya ilçesi için %25,9, Abidinpasa ilçesi için %30,5’e ulasarak istatistiksel olarak anlamli oranda artmistir (5). Ögrencilerin önemli bir kisminin ‘bu konuda ögrenmem gereken daha çok sey var’ seçenegini isaretledigi dikkati çekmistir. Ögrencilerden AIDS hakkinda bilgi aldiklari kaynaklari numaralandirmalari istendiginde %65’inin ilk siraya televizyonu yerlestirdigi gözlendi. Giderek azalan siklikta sirasiyla; gazete, anne-baba, ögretmen, kitaplar, saglik çalisanlari, internet ve en son olarak arkadaslar seçeneklerini isaretledikleri görüldü. Ögrencilerin büyük ilgi duydugu internetin AIDS gibi hastaliklari arastirmak için tercih edilmedigi dikkati çekti. En önemli bilgi kaynagi olarak televizyon çogunluk tarafindan isaret edildi. AIDS hakkinda bilgilerinizin artirilmasi için size göre en önemli görev kime düsmektedir? sorusuna verilen yanitlara bakildiginda önceki sorudan bagimsiz sekilde ögrencilerin beklentisinin en çok saglik çalisanlari oldugu dikkati çekti (5). Ikinci sirada beklentinin televizyondan ve daha az oranda anne-babadan oldugu görüldü. Ögrencilerin listenin en alt sirasina ‘ögretmenleri’ yerlestirdigi gözlendi.

Tartisma

Dünyanin hemen her yerinde cinsel hayata baslama yasinin giderek erken yaslara kaydigi kabul edilen bir gerçektir. Günümüzde gençler, eskisine oranla daha rahat ve kolay cinsel yasam kurmakta ve birden fazla sayida cinsel es edinebilmektedir. Ülkemizde yapilan bir çalismada ilk cinsel deneyim yasi erkekler için 16-19 bulunmustur (3). Kadinlarin ilk cinsel deneyim yasiyla ilgili yeterli bilgi veren çalisma bulunmamaktadir. Içinde bulundugumuz zaman diliminde, AIDS gibi cinsel yolla bulasan hastaliklarin egitimi için özellikle gençlere yönelmek gerektigi düsünülmektedir. Bu düsünceye yol açan gerekçeler su sekilde özetlenebilir; • Dünya nüfusunun yaridan fazlasi 25 yasinin altindadir. Yaklasik nüfusunun beste birini adolesan yas grubunun olusturdugunu bildigimiz ülkemizde cinsel aktif olan gençlerin sayisinin artmasi cinsel yolla bulasan hastaliklar için önemli bir risk olusturmaktadir. • Dünya çapinda HIV virüsü ile enfekte olmus kisilerin önemli bir kismini gençler olusturmaktadir. • Dünya genelinde yaklasik olarak her 20 gençten birinin, içlerinde AIDS’in de oldugu cinsel yolla geçen hastaliklarin tehdidi altinda oldugu saptanmistir. • Çesitli toplumsal inanislar, gelenek ve görenekler nedeniyle genç insanlar çogunlukla cinsel konularda yetersiz egitim almakta; hatta bazi konularda hiç egitim alamamakta, sorularina yeterli yanit bulamamaktadirlar. • Gençler arasinda, çesitli toplumsal ve/veya maddi olumsuzluklardan dolayi, çarpik iliskiler, fahiselik, uyusturucu madde ve ilaçlarin kullanimi ile alkol bagimliligi giderek yaygin hale gelmektedir. Tüm bu sebeplerden dolayi yeni yetisen kusaklar AIDS ve diger cinsel yolla bulasan hastaliklar için giderek artmakta olan bir risk altindadir. Tüm dünya çapinda gençleri cinsel temasla geçen hastaliklara karsi korumak amaciyla çesitli çalismalar gerçeklestirilmektedir. Bu konuda en önemli görevin dogru zamanda yapilan egitim oldugu düsünülmektedir. Ögrencilerde AIDS ile ilgili bilgi düzeylerini ölçmeyi hedefledigimiz bu çalisma için sosyo-kültürel ve ekonomik özelliklerinin farkli oldugu düsünülen Çankaya ile Abidinpasa ilçelerinden ilkögretim ve lise olmak üzere toplam dört okul seçildi. Ilçeler arasinda sosyo-kültürel ve ekonomik farkliliklari belirlemek amaciyla sorulan sorulardan baba egitimi ve aylik gelir düzeyi için ilçeler arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik saptandi. Sayilan bu özellikler için Çankaya ilçesindeki ögrencilerin daha iyi olanaklara sahip oldugu görüldü. Bunlarin disinda ev sahibi olma durumlari, oturduklari evin tipi ve kardes sayilariyla ilgili ilçeler arasinda anlamli fark olmadigi görüldü. Anketin ikinci bölümü ögrencilerin AIDS hastaliginin bulasma yollari ile ilgili bilgilerini ve kendilerini bu iki hastalikla ilgili ne kadar bilgili gördüklerini degerlendirmek amaciyla düzenlendi. ‘AIDS bulasici bir hastalik midir?’ sorusuna verdikleri yanitlara göre ögrencilerin büyük çogunlugunun dogru bildigi anlasiliyor. ‘AIDS mikrobu hangi sistemi etkileyerek AIDS hastaligini olusturur?’ sorusuna ögrencilerin çogunlugu dogru yanit olan bagisiklik sistemi cevabini verdi. Bu soruya dogru yanit verme oraninin gelir düzeyiyle dogru orantili degistigi görüldü. Lise ögrencileri soruyu daha yüksek oranda dogru yanitladi. Egitimden yararlanma oranlari için lise ile ilkögretim arasinda fark saptanmadi. AIDS hastaliginin bulasma yollariyla ilgili sorulardan özellikle ögrencilerin; günlük hayatlarinda sik sik yasadiklari tokalasma, sarilma, öksürük, aksirik, ortak tabak, kasik ve banyo, tuvalet kullanimi gibi durumlarda hastaligin bulasmayacagina egitim sirasinda özellikle dikkat ettigi gözlendi. Ayrica Abidinpasa ilçesindekilerin egitimden daha çok yararlandigi izlendi. Ilkögretim ve lise ögrencileri arasinda anlamli sayilabilecek fark gösterilemedi. Ögrencilerin çogunun yanlis bir biçimde ortak giysi, tarak, havlu, çarsaf, bardak kullanimindan sakinmak ve hasta olan insanlarla tokalasma ve dokunma ile ayni tuvalet, banyoyu kullanmaktan kaçinmak gerektigini düsündükleri görüldü. Egitim sonrasi bu yanlis bilginin istatistiksel olarak anlamli oranda azaldigi saptandi. Bu arastirmada, verilen egitim sonrasinda ögrencilerin AIDS hastaligi hakkindaki bilgilerinde anlamli bir artis kaydedilmis olmasina ragmen tutum ve davranislarini sorgulayan sorulara verdikleri yanitlardan, ögrendikleri bilgileri yasamlarina aktarmalarinin daha zor oldugu düsünülmüstür. Amaç bilgilendirmekle birlikte davranis modellerini de kazandirmak olarak belirlenmelidir. Amerika’da 1988 yilinda STATS (students teaching AIDS to students=ögrenciler ögrencilere AIDS’i ögretiyorlar) isimli bir AIDS egitim programi gündeme gelmistir. Özellikle adolesan dönemde AIDS’in büyük bir risk oldugu gerçegi, Amerika’da 1988 sonrasi pek çok kez gündeme gelmistir. Böylece gelistirilen AIDS egitim programi sayesinde 7. ve 12. siniflar arasindaki ögrencilere AIDS egitimi verilmeye baslanmistir. Öncelikle lise ögrencilerine yogunlastirilmis bir sekilde video, slayt ve brosür gibi görsel yöntemler ve konferanslarla AIDS egitimleri gerçeklestirilmistir. STATS isimli projede AIDS egitimi verilmesi sirasinda, tip fakültelerinin son sinif ögrencilerinden faydalanilmistir. Siniflarda, kiliselerde, hastanelerde, bazi sporcu egitim merkezlerinde ve bazen içinde ebeveynlerin de bulundugu çesitli AIDS çalisma gruplarinda gerçeklestirilen AIDS egitim faaliyetleri sonucunda, egitime alinan ögrencilerin AIDS bilgi düzeylerinde anlamli artislar saglanmistir (9). Günümüze kadar farkli gruplarda AIDS hakkindaki bilinci sorgulayan pek çok çalisma yapilmistir. Bunlardan önemli bir kismi tip fakültesi ögrencilerini, her asamadaki saglik çalisanlarini, ögretmenleri ve üniversite ögrencilerini kapsamaktadir (10-15). Ancak ilkögretim ögrencilerini içeren çalisma sayisi nadirdir. Bu çalismalardan birisi; Babadogan’in Istanbul’daki çesitli semtlerdeki ilkögretim okullarindan anket yöntemi ile 3659 ögrencinin katildigi AIDS bilgi düzeyini ölçmeyi amaçlayan çalismasidir. Bu çalismada; AIDS’ten korunmanin en geçerli yolunun egitim oldugu ve nitelikli bir donanima sahip duyarli genç kusaklar yetistirmek için ilkögretim düzeyinde bu konuda bilgilendirmeye ihtiyaç oldugu sonucuna varilmistir (16). Aylikçi ve ark.’nin Kirikkale bölgesinde yaptigi güncel bir çalismada 473 lise ögrencisi AIDS hastaligi hakkinda sorgulanmistir. Bu çalismada ögrencilerden %76’sinin HIV virüsünün anneden bebege geçtigi ve %64’ünün kondom kullaniminin hastaliktan korudugunu bilgisine sahip oldugu gösterilmistir. Yine bu çalismada en önemli bilgi kaynaginin internet, ikinci siklikta televizyon oldugu sonucuna ulasilmistir (17). Bizim çalismamizda ise öncelikli bilgi kaynagi olarak televizyon gösterilirken internet listenin sonlarinda yer almaktadir. Bu farkliligin nedeni; bizim çalismamizda ilkögretim ögrencilerinin varligi ve bu grubun interneti etkin olarak kullanamamasi seklinde yorumlanmistir. Konuyla ilgili Gupta ve ark.’nin Hindistan’da yaptigi çalismaya yaslari 10-19 arasinda degisen 215 ögrenci dahil edilmistir. Ögrencilerin %95’inin hastaligin korunmasiz cinsel iliski ile, %75’inin ise anneden bebege bulasabilecegi bilgisine sahip oldugu gösterilmistir. Bu çalismada temel bilgi kaynagi olarak; bizim çalismamizda oldugu gibi, televizyon ilk sirada yer almistir (18). Samkange-Zeeb ve ark.’nin yaptigi, 15 çalismayi içeren bir derleme yazisinda 13-20 yas arasi ögrenciler AIDS’in de içinde bulundugu cinsel yolla bulasan hastaliklarin bulasma yollari hakkinda degerlendirilmistir. Bu hastalik grubu içinde bilginin ve korunma bilincinin en yüksek oldugu hastaligin AIDS oldugu belirtilmistir (19). AIDS prevalansinin %1,5-1,8 olarak bildirildigi Gana’dan yapilan bir çalismaya ise 260 kiz lise ögrencisi dahil edilerek hastalik yayilmasi konusunda kadinlarin bilinçlendirilmesinin alti çizilmistir. Bu çalisma AIDS’in önemli bir saglik sorunu olduguna ve ülkede yürütülen saglik politikasinin bir uzantisi olan ‘Ulusal AIDS Kontrol Programi’nin önemine dikkat çekmistir (20). Bizim çalismamizda AIDS hakkinda ilkögretim ve lise ögrencilerinin bilgi düzeylerinin yetersiz oldugu, özellikle bulasma yollarinin yeterince bilinmedigi dolayisiyla korunma hakkinda tutum ve davranislarinin yeterli olmadigi sonucuna varilmistir. Ilkögretim ögrencilerinin lise ögrencilerine göre bilgilerinin daha eksik oldugu ancak verilen egitimden lise ögrencilerine yakin düzeyde yararlandiklari görülmüstür. Bu durum bizi egitimin ilkögretim döneminden itibaren verilebilecegi kanisina ulastirmistir. Verilen egitimden Abidinpasa ilçesindeki ögrencilerin daha yüksek oranda faydalanmis olmasi, bilgi edinmek için yüksek sosyoekonomik düzeye sahip olmanin degil, yerinde ve anlasilir, içerigi ihtiyaçlara göre hazirlanmis ve uygun materyal kullanilarak verilen egitim ile iliskilendirilmistir. Bu çalisma sonucunda basta AIDS olmak üzere cinsel yolla bulasan hastaliklarla mücadelede basarili olmanin en önemli yöntemi olarak ilkögretim ya da lise döneminde verilecek egitim oldugu gerçegi ortaya konmustur. Fakat ögrencilerin teorik bilgilerinin tek basina artmis olmasi yeterli degildir. Teorik egitimin basarisinin yaninda bildiklerini uygulamaya yönelik olumlu davranis egilimlerini gelistirmenin daha zor ve zahmetli oldugu açiktir. Ögrencilerin bildiklerini günlük yasamlarina uygulayabilmeleri için daha detayli, iyi düsünülmüs ve hazirlanmis tedbirler saglik çalisanlari ve egitimcilerin isbirligi ile AIDS hastaliginin görülme sikligi artmadan alinmalidir. Ilkögretim ve lise kurumlarinda öncelikle gerçek anlamda bir cinsel egitim, beraberinde AIDS ve diger cinsel yolla bulasan hastaliklar ile ilgili saglikli bilgilendirme çalismalari gerçeklestirilmelidir. Bu konuda görev süphesiz ki bizim gibi saglik çalisanlari ile egitim alanindaki yetkililere düsmektedir.