Konjenital kalp hasaliklarina üriner sistem anomalileri genellikle eslik eder ve bu anomaliler siklikla asemptomatiktir. Özellikle kalp operasyonlarindan önce sessiz üriner sistem anomalilerinin bilinmesi komplikasyonlari önlemek açisindan önemlidir. Yapilan literatür arastirmasinda, konjenital kalp hastalikligi olan çocuklarda, üriner sistem anomalilerinin saptanmasinda ultrasonografi ve anjiografi sonrasi çekilen ürogramlarin birbirine karsi üstünlügünü karsilastiran çok az sayida prospektif çalisma oldugu görüldü. Bu çalismada, renal ultrasonografi ve anjiografi sonrasi çekilen ürogramlarin, sessiz üriner sistem anomalilerinin saptanmasinda, avantajlari ve handikaplari karsilastirildi. Çalismaya Nisan 2002 ve Aralik 2003 tarihleri arasinda konjenital kalp hastaligi nedeniyle kalp kateterizasyonu ve anjiokardiyografi uygulanan 148 olgu alindi. Bu olgularin hepsinin anjiografi sonrasi ürogram kayitlari alindi ve > > ayni gün, tüm çalisma boyunca ayni radyolog tarafindan renal ultrasoundlari yapildi. Olgularin ortalama yasi 4.5 yil (1 ay-18 yil) olarak saptandi. Sineanjiografide üriner sistem anomalisi %16.2, renal sonografide ise % 10.8 saptandi. Her iki teknik, onbir olguda ayni üriner sistem anomalisini tespit etti (4 renal agenezis, 3 pyelokalisiyel dilatasyon, iki hidronefroz, 1 ektopik böbrek, ve bir üreteropelvik stenoz). Bes olguda ultrason ile 1. derece renal ekojenite artisi saptandi. Iki böbrek tasi olgusu ve üç orta dereceli piyelokalisiyel dilatasyon olgusuna sadece renal ultrason ile tani konuldu. Bunun tersine, 5 rotasyon anomalisi, 4 piyelokalisiyel dilatasyon, 3 çift toplayici sistem ve bir üreteral stenoz olgusu renal ultrasonda normal olarak degerlendirildi. Sonuç olarak; konjenital kalp hastaligi olan çocuklarda anjiografi sonrasi ürogramlar ile üriner sistem anomalilerinin taranmasi, özellikle yapisal anomalilerin saptanmasinda renal ultrasona göre daha üstün bulunmustur. Üriner sistem anomalilerinin renal ultrason ile taranmasi daha fazla zaman, is ve dikkat gerektirmektedir.